وَصَدَّهَا مَا كَانَت تَّعْبُدُ مِن دُونِ اللَّهِ إِنَّهَا كَانَتْ مِن قَوْمٍ كَافِرِينَ
Ve saddehâ mâ kânet ta’budu min dûnillâh(dûnillâhi), innehâ kânet min kavmin kâfirîn(kâfirîne).
ve sadde-hâ | : ve onu engelledi, mani oldu |
mâ | : şeyler |
kânet | : oldu |
ta’budu | : o tapıyor |
min dûni allâhi | : Allah’tan başka |
inne-hâ | : muhakkak ki o |
kânet | : oldu, idi |
min kavmin | : kavimden |
kâfirîne | : kâfirler |
Diyanet İşleri = Daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden idi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah'ı bırakıp da kulluk ettiği şeyler, onu yoldan çıkarmıştı; şüphe yok ki o, kâfirler topluluğundandı.
Abdullah Parlıyan = Ve daha önce Allah'ı bırakıp da, Allah'ın dışında ibadet ettikleri onu doğru yoldan engellemişti. Çünkü o hakkı inkâr eden bir topluluktandı.
Adem Uğur = Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Ahmed Hulusi = (Bundan önce Melikeyi) Allâh dûnunda tapındığı şeyler alıkoymuştu. . . Muhakkak ki O hakikat bilgisini inkâr eden bir toplumdandı.
Ahmet Tekin = O’nu, Allah’ı bırakıp yarattıkları içinden taptığı şeyler müslüman olmaktan alıkoymuştu. Çünkü o kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir bir kavimdendi.
Ahmet Varol = Onun Allah'tan başka taptığı şey(ler) kendisini (Allah'ın ibadetinden) alıkoymuştu. Çünkü o inkârcı bir kavimdendi.
Ali Bulaç = Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, inkâr eden bir kavimdendi.
Ali Fikri Yavuz = (Daha evvel Belkıs’ın) Allah’dan başka tapmış olduğu şey, müslüman olmasına engel olmuştu (yahut Süleyman, onu, daha önce Allah’dan başka taptığı şeyden alıkoydu, güneşe taptırmadı). Çünkü o, kâfirler kavminden idi.
Ali Ünal = O’nu gerçeği bulmaktan alıkoyan (inadı, kibri ve aklî–iradî tercihi değil, atalarından gelen bir âdet olarak), Allah’tan başka (sahte) ilâhlara tapmasıydı. İnkârcı bir toplum içinde neşet etmişti.
Bayraktar Bayraklı = Melikeyi Allah'tan başka taptığı şeyler tevhid inancından alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Bekir Sadak = Melikeyi o zamana kadar alikoyan, Allah'tan baska taptigi seylerdi; cunku kendisi inkarci bir millettendi.
Celal Yıldırım = Melike'yi (bu teslimiyetten) alıkoyan, Allah'tan başka taptığı şeydi; çünkü o inkarcı bir milletten idi.
Cemal Külünkoğlu = (Bundan önce) onu (Kraliçeyi) Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler (Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Çünkü o da, inkârcı toplumun bir üyesiydi.
Diyanet İşleri (eski) = Melikeyi o zamana kadar alıkoyan, Allah'tan başka taptığı şeylerdi; çünkü kendisi inkarcı bir millettendi.
Diyanet Vakfi = Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Edip Yüksel = Onu, ALLAH'tan başka taptıkları saptırmıştı. İnkarcı bir topluluğun bir bireyi idi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Mukaddemâ Allahdan başka taptığı şeyler ona mâni' olmuştu çünkü kâfir bir kavmden idi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Daha önce Allah'tan başka taptığı şeyler, on(un müslüman olmasın)a engel olmuştu; çünkü inkarcı bir kavimden idi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Gültekin Onan = Tanrı'dan başka tapmakta olduğu şeyler onu (müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, kafir bir kavimdendi.
Harun Yıldırım = Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.
Hasan Basri Çantay = (Hayır) Onun Allâhı bırakıb tapmakda devam etdiği şey kendisi (nin İslâm) ına mâni' olmuşdu. Hakıykatde o, kâfirler gürûhundandı.
Hayrat Neşriyat = Zâten onu Allah’dan başka tapmakta olduğu şeyler, (o zamâna kadar Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Çünki o, kâfir bir kavimdendi.
İbni Kesir = Onun Allah'ı bırakıp da tapmaya devam ettiği şey, kendisine mani olmuştu. Ve gerçekten o, küfreden bir kavimdendi.
Kadri Çelik = (Gerçi) Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (önceden Müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekten o, (daha önce) küfre sapan bir kavimdendi.
Muhammed Esed = (ve daha önce) Allah'ı bırakıp da tapınageldiği şeylerin kendisini (doğru yoldan) uzaklaştırmış olduğu, üstelik, hakkı inkar eden bir toplumun üyesi olduğu halde, (sonunda doğru yolu bulduğunu görüyoruz)" dedi.
Mustafa İslamoğlu = ona ise Allah'ı bırakıp da tapınageldiği şeyler engel oldu; çünkü o zaten hakikati ısrarla inkar eden bir toplumun mensubuydu."
Ömer Nasuhi Bilmen = (42-43) Vaktâ ki (o hükümdar kadın) geldi, denildi ki, «Senin tahtın böyle midir?» Dedi ki: «Bu, sanki o. Maamafih bize ondan evvel bilgi verilmiş idi ve bizler müslümânlar olduk.» Onu Allah'ın gayrı tapar olduğu şey (İslâmiyet'ten) men etmiş idi. Şüphe yok ki o, kâfirler olan bir kavimden idi.
Ömer Öngüt = Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi kâfir bir kavimdendi.
Şaban Piriş = Onu Allah’tan başka taptıkları alıkoymuştu. Çünkü o, kafir bir toplumdandı.
Sadık Türkmen = Oysa onu Allah dışında taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü o inkâr eden bir toplumdan idi.
Seyyid Kutub = O'nu, Allah'ı bir yana bırakarak taptığı putlar doğru yola girmekten alıkoymuştu. Çünkü kafir toplumun bir üyesi idi.
Suat Yıldırım = Öteden beri Allah’tan başka taptığı putlar, tevhid dinine girmesini engellemişti. Çünkü o kâfir bir millete mensup idi.
Süleyman Ateş = Onu, Allah'tan başka taptığı şeyler, (bu zamana dek tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. Çünkü kendisi, inkâr eden bir kavimden idi.
Tefhim-ul Kuran = Allah'tan başka tapmakta olduğu şeyler onu (müslüman olmaktan) alıkoymuştu. Gerçekte o, küfre sapan bir kavimdendir.
Ümit Şimşek = Aslında onu daha önce Allah'tan başka taptığı şey haktan alıkoymuştu. Çünkü o kâfir bir kavimden idi.
Yaşar Nuri Öztürk = Daha önce Allah dışında ibadet ettikleri, onu engellemişti. Çünkü o, küfre sapmış bir topluluktandı.
İskender Ali Mihr = Ve Allah’tan başka taptığı şeyler ona mani oldu. Muhakkak ki o, kâfirler kavmindendi.
İlyas Yorulmaz = Kraliçe, inkarcı bir toplumun içinden birisi olduğu için, Allah dan başka taptıkları, onun Allah’a kulluk etmesini engellemişti.