لَا يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ تَنزِيلٌ مِّنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ
Lâ ye’tîhil bâtılu min beyni yedeyhi ve lâ min halfih(halfihî), tenzîlun min hakîmin hamîd(hamîdin).
lâ ye’tî-hi | : ona gelmez |
el bâtilu | : bâtıl |
min | : den |
beyni yedey-hi | : onun elleri arasında, önünde |
ve lâ | : ve değil, olmaz |
min halfi-hî | : onun arkasından |
tenzîlun | : inmiştir |
min | : den |
hakîmin | : hikmet sahibi |
hamîdin | : hamîd, hamdedilen, lâyık-ı veçhile övülen, çok sena edilen |
Diyanet İşleri = Ona ne önünden ne de ardından batıl gelemez. O, hüküm ve hikmet sahibi, övülmeye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ne önceden onun hükümlerini iptâl eden bir kitap gelmiştir, ne de ondan sonra gelir ve bâtıl, ona zarar veremez; hüküm ve hikmet sâhibinden, hamde lâyık mâbut tarafından indirilmiştir.
Abdullah Parlıyan = ki, ne geçmişte, ne de gelecekte O'nun hükümlerini iptal eden bir kitap gelmiştir, batıl ve boş şeyler O'na zarar veremez. Herşeyi yerli yerince yapan ve her türlü güzel övgüye layık olan, Allah tarafından indirilmedir O.
Adem Uğur = Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.
Ahmed Hulusi = Önünden de (açıkça), ardından (dolaylı) da olsa boş görüş O'na ulaşmaz! Hakiym ve Hamiyd'den tenzîldir (boyutsal açığa çıkarma)!
Ahmet Tekin = Şimdi ve daha sonra Kur’ân’a, kenarından köşesinden, açık ve gizli, boş, gereksiz, düzeltilmeye, değiştirilmeye muhtaç, hükümsüz bir söz, bâtıl karışmamıştır ve karışmayacaktır. O, övgüye, şükre lâyık, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah’ın bölüm bölüm indirdiği bir kitaptır.
Ahmet Varol = Batıl ona ne önünden ne de arkasından gelebilir. (O) hikmet sahibi, çok övülen (Allah) tarafından indirilmiştir.
Ali Bulaç = Batıl, ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.
Ali Fikri Yavuz = Ona ne önünden ne ardından (asla) bâtıl yaklaşamaz. O, Hamîd, herkes tarafından öğülen; Hakîm, hikmet sahibi olan Allah’dan indirilmedir.
Ali Ünal = Bâtıl, ona ne (beşerî felsefelere dayalı olarak ileri sürülecek itirazlar ve saldırılarla) önünden ve ne de (vahye dayalı ama tahrif edilmiş eski kitaplardan hareketle yapılacak itiraz ve saldırılarla) ardından yol bulamaz. O, Hakîm (bütün hüküm ve icraatında mutlak hikmet sahibi), Hamîd (bütün hamd ve övgü Kendisi’ne mahsus bulunan Allah) tarafından bölüm bölüm indirilmektedir.
Bayraktar Bayraklı = Bâtıl, Kur'ân'a önünden de ardından da gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah tarafından indirilmiştir.
Bekir Sadak = (41-42) Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmislerdir; oysa o, degerli bir Kitap'dir. Gecmiste ve gelecekte onu batil kilacak yoktur. Hakim ve ovulmege layik olan Allah katindan indirilmedir.
Celal Yıldırım = Ne önünden ne ardından bâtıl Ona gelip (sokulamaz). O, yegâne hikmet sahibi, her türlü güzel övgüye lâyık olan (Allah)'dan indirilmedir.
Cemal Külünkoğlu = (41-42) Kur'an kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler mutlaka cezalarını göreceklerdir. Şüphesiz o, çok değerli ve sağlam bir kitaptır. Geçmişte ve gelecekte batıl ona karışamaz (onu hiçbir şey bozamaz). O (Kur'an), her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık olan (Allah) katından indirilmiştir.
Diyanet İşleri (eski) = (41-42) Kitap kendilerine gelince, onlar, onu inkar etmişlerdir; oysa o, değerli bir Kitap'dır. Geçmişte ve gelecekte onu batıl kılacak yoktur. Hakim ve övülmeğe layık olan Allah katından indirilmedir.
Diyanet Vakfi = Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.
Edip Yüksel = Batıl, onun ne önündenne de ardından yaklaşamaz. Bilge ve övgüye layık olanın indirdiği bir vahiydir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ona ne önünden ne ardından bâtıl yaklaşamaz, bütün kâinatın öğdüğü hamîd bir hakîmden indirilme bir tenzil
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ona ne önünden, ne ardından batıl yaklaşamaz. O, bütün kainatın övdüğü bir hikmet sahibi tarafından peyderpey indirilmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ona ne önünden, ne de ardından batıl gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Gültekin Onan = Batıl ona önünden de, ardından da gelemez. (Çünkü Kuran) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülenden indirilmedir.
Harun Yıldırım = Ona önünden de ardından da bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi, çok övülen Allah'tan indirilmiştir.
Hasan Basri Çantay = Ki ne önünden, ne ardından ona hiçbir baatıl (yanaşıb) gelemez. (O), bütün kâinatın hamdetdiği, O yegâne hukûm ve hikmet saahibi (Allah) dan indirilmedir.
Hayrat Neşriyat = O’na (o Kur’ân’a) ne önünden, ne de arkasından bâtıl (yaklaşıp) gelemez. (O,)Hakîm (her işi hikmetli olan), Hamîd (hamd edilmeye çok lâyık olan Allah) tarafından indirilmedir.
İbni Kesir = Önünden de, ardından da batıl sokulamaz. O, Hakim, Hamid katından indirilmedir.
Kadri Çelik = Batıl, ona önünden de ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hikmet sahibi, övülen Allah'tan indirilmedir.
Muhammed Esed = Hiçbir boşluk ve anlamsızlık ona ne açıkça yaklaşabilir, ne de gizlice, (çünkü o) hikmet Sahibi ve övgüye layık olan tarafından indirilmiştir.
Mustafa İslamoğlu = Hiçbir anlam ve amacından saptırma çabası ona ne önünden açıkça, ne de ardından gizlice ilişemez: o, her tür övgüye layık, hükmünde isabetli olan tarafından indirilmiştir.
Ömer Nasuhi Bilmen = O'na ne önünden ve ne de ardından bâtıl bir şey gelemez. Hakîm, hamîd olandan indirilmiştir.
Ömer Öngüt = Ona ne önünden ne de ardından bâtıl gelemez. O, hikmet sahibi ve övülmeye lâyık olan Allah katından indirilmiştir.
Şaban Piriş = Ona önünden ve ardından hiçbir batıl gelemez. Hakim ve hamd’e layık olanın indirmesidir.
Sadık Türkmen = Bâtıl/boş ve anlamsız hiçbir şey onun indirilişi sırasında ve sonrasında sokulamamıştır. Hâkim/en doğru kararı veren, çokça övülen tarafından indirilmiştir.
Seyyid Kutub = Geçmişte ve gelecekte ona batıl karışmaz. Her yaptığını bir hikmete göre yapan ve övülmeye layık Allah katından indirilmiştir.
Suat Yıldırım = (41-42) Kendilerine gelen bu şanı yüce dersi inkâr edenler elbette cezadan kurtulamazlar. Halbuki o eşsiz ve pek kıymetli bir kitaptır. Öyle bir kitaptır ki batıl ona ne önünden, ne ardından, hiç bir taraftan yol bulamaz.(Tam hüküm ve hikmet sahibi, bütün hamdlerin ve övgülerin sahibi) o Hakîm ve Hamîd tarafından indirilmiştir.
Süleyman Ateş = Ki ne önünden, ne de arkasından onu boşa çıkaracak bir söz gelmez. (O) Hüküm ve hikmet sâhibi, çok övülen (Allâh)dan indirilmiştir.
Tefhim-ul Kuran = Batıl, ona önünden de ardından da gelemez. (Çünkü Kur'an,) Hüküm ve hikmet sahibi, çok övülen (Allah)tan indirilmedir.
Ümit Şimşek = Ne önünden, ne arkasından ona hiçbir bâtıl yaklaşamaz. O, sonsuz hikmet sahibi ve her türlü övgüye lâyık olan Allah tarafından indirilmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk = Bâtıl ona, ne önünden gelebilir ne de arkasından. Hakîm ve Hamîd Allah'tan bir indirmedir o.
İskender Ali Mihr = Bâtıl, O’nun önünden ve arkasından O’na ulaşamaz. Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) ve Hamîd (Kendisine hamdedilen) (Allah) tarafından indirilmiştir.
İlyas Yorulmaz = Batıl, o Kur’an’a önünden de arkasından da yaklaşamaz. O övgüye layık, her şeyin hükmünü veren tarafından indirilmiştir.