قُلْ سِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الَّذِينَ مِن قَبْلُ كَانَ أَكْثَرُهُم مُّشْرِكِينَ
Kul sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetullezîne min kablu, kâne ekseruhum muşrikîn(muşrikîne).
kul | : de |
sîrû | : dolaşın |
fî el ardı | : yeryüzünde |
fenzurû (fe unzurû) | : öyleyse bakın, görün |
keyfe | : nasıl |
kâne | : oldu |
âkıbetu | : akıbet, son |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
min | : dan |
kablu | : önce |
kâne | : oldu |
ekseru-hum | : onların çoğu |
muşrikîne | : müşrikler, şirk koşanlar |
Diyanet İşleri = De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Gezin yeryüzünde de bakın, görün önce gelip geçenlerin sonları neye varmış; onların çoğu müşrikti.
Abdullah Parlıyan = De ki: Yeryüzünü dolaşın ve sizden önce yaşamış olan günahkarların, sonlarının ne olduğunu görün. Onların çoğu, Allah'tan başka varlıklara ve güçlere tanrısal nitelikler yakıştırmışlardı.
Adem Uğur = (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.
Ahmed Hulusi = De ki: Yeryüzünde gezin de, daha öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakın. Onların çoğu Allah'a ortak koşan kimselerdi.
Ahmet Tekin = De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu şirke sapan insanlardı."
Ahmet Varol = De ki: 'Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerin sonları nasıl olmuş bir bakın!' Onların çoğu müşriklerdi.
Ali Bulaç = De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik kimselerdi."
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, Mekke’lilere) de ki: Yer yüzünde gezib dolaşın da, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş, bir bakın (ve nasıl helâk edildiklerini bir düşünün). Onların çoğu müşrikler idi.
Ali Ünal = De ki: “Yeryüzünde dolaşın ve daha önce geçmiş (ve yanlışta ısrar eden) toplumların âkıbeti nasıl oldu bir bakın. O toplumlarda halkın çoğu müşriktiler.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Yeryüzünde dolaşınız da öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna ibretle bakınız. Onların çoğu ortak koşuyordu.”
Bekir Sadak = De ki: «Yeryuzunde dolasin da daha oncekilerden cogu putperest olanlarin sonunun nasil olduguna bir bakin.»
Celal Yıldırım = De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da önce gelip geçenlerin sonunun ne olduğunu bir görün ! Onların çoğu Allah'a eş-ortak koşanlardı.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin (yaptıkları yüzünden) sonlarının nasıl olduğuna bir bakın!” Onların çoğu Allah'a ortak koşan kimselerdi.
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden çoğu ortak koşan (müşrik) olanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.'
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.
Edip Yüksel = De ki, 'Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın.' Çokları ortak koşanlardı.
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: Arzda bir gezin de bakın, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuş? Onların ekserisi müşrik idiler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin akibeti nasıl olmuş? Onların çoğu (Allah'a) ortak koşarlardı.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onların pek çoğu müşrik idiler.»
Gültekin Onan = De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik kimselerdi."
Harun Yıldırım = (Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha öncekilerin âkıbetleri nice oldu, görün. Onların çoğu müşrik idi.
Hasan Basri Çantay = De ki: «Arzda gezib dolaşın da daha evvel (geçen) lerin aakıbeti nice oldu, görün. Onların çoğu müşriklerdi.
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) De ki: Yeryüzünde dolaşın da, öncekilerin âkıbeti nasıl olmuş, bakın! Onların çoğu müşrik kimseler idi.
İbni Kesir = De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın da daha önce geçenlerin akıbetinin nasıl olduğunu görün. Onların çoğu müşrik idiler.
Kadri Çelik = De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrikler idi.”
Muhammed Esed = De ki: "Yeryüzünü dolaşın ve (sizden) önce yaşamış olan (günahkar)ların sonlarının ne olduğunu görün: onların çoğu Allah'tan başka varlıklara veya güçlere ilahi sıfatlar yakıştırmışlardı."
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Dolaşın yeryüzünü! Bu sayede daha önce yaşamış (günahkarların) akıbetı nasılmış görün! Zaten onların çoğu, Allah'tan başkasına ilahi vasıflar yakıştırmışlardı."
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın da bakınız ki, bundan evvelkilerin akibeti nasıl olmuştur? Onların ekserisi müşrik kimseler idi.»
Ömer Öngüt = De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, daha önce geçenlerin âkıbetinin nasıl olduğunu görün. Çünkü onların çoğu müşrik idi. ”
Şaban Piriş = De ki: -Yeryüzünde gezin de daha öncekilerin akibeti nasıl olmuş, bir bakın! Onların çoğu müşrik idi.
Sadık Türkmen = De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da bakın, öncekilerin sonu nasıl olmuş? Onların birçoğu, Allah’a ortak koşan kişiler idi.”
Seyyid Kutub = De ki; «Yeryüzünde dolaşın da daha öncekilerden ortak koşanların sonunun nasıl olduğuna bir bakın.»
Suat Yıldırım = De ki: "Dünyayı gezin de daha önce geçmiş toplumların âkıbetlerinin nasıl olduğuna bakıp anlayın. Onların da ekserisi müşrik idiler."
Süleyman Ateş = De ki: "Yeryüzünde gezin, öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakın." Onların da çoğu ortak koşanlardan idi.
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Yeryüzünde gezip dolaşın, böylece daha öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görün. Onların çoğu müşrik olanlardır.»
Ümit Şimşek = De ki: Yeryüzünde gezin de, daha öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna bir bakın. Onların çoğu Allah'a ortak koşan kimselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Yeryüzünde dolaşın da öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bir bakın! Onların çoğu şirke sapan insanlardı."
İskender Ali Mihr = De ki: "Yeryüzünde dolaşın. Böylece daha öncekilerin akıbetinin (sonlarının) nasıl olduğuna bakın. Onların çoğu müşrik idiler."
İlyas Yorulmaz = Deki “Yeryüzünde gezin dolaşın, çoğunluğu müşrik olan, önceki toplulukların sonları nasıl olmuş? Bir bakın.