وَأَتْبَعْنَاهُمْ فِي هَذِهِ الدُّنْيَا لَعْنَةً وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ هُم مِّنَ الْمَقْبُوحِينَ
Ve etba’nâhum fî hâzihid dunyâ la’neten ve yevmel kıyâmeti hum minel makbûhîn(makbûhîne).
ve etba’nâ-hum | : ve biz onlara tâbî kıldık, arkalarından ulaştırdık |
fî | : içinde |
hâzihi ed dunyâ | : bu dünya |
la’neten | : lânet |
ve yevme el kıyâmeti | : ve kıyâmet günü |
hum | : onlar |
min el makbûhîne | : çirkinleştirilmiş, uzaklaştırılmış olanlardan |
Diyanet İşleri = Bu dünyada onları lânete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar iğrenç kılınmış kimselerden olacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şu dünyâda artlarından lânet ettik onlara ve kıyâmet günü de onlar, çirkin bir azâba uğrayanlara katılacaklar.
Abdullah Parlıyan = Bu dünyada onları lanetle yaftaladık, diriliş gününde de aşağılanacaklardır.
Adem Uğur = Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Ahmed Hulusi = Şu dünyada bir lânet taktık peşlerine. . . Kıyamet gününde ise onlar nefretle bakılanlardan olurlar.
Ahmet Tekin = Bu dünyada onları arkalarından lânet okunur hale getirdik. Onlar Kıyamet gününde de, kötülenmişler arasındadır.
Ahmet Varol = Bu dünyada onların arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet gününde de onlar çirkinleştirilmiş olanlardandır.
Ali Bulaç = Bu dünya hayatında onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Ali Fikri Yavuz = Hem kendilerine, bu dünyada, arkalarından bir lânet yağdırmaktayız, hem de kıyamet gününde onlar yüzleri çirkin olanlardandırlar.
Ali Ünal = Bu dünyada peşlerine lânet taktık, (dolayısıyla daima lânetle anılırlar). Kıyamet Günü de en çok nefret edilen, Rabbin merhametinden en fazla mahrum kılınanlardan olacaklardır.
Bayraktar Bayraklı = Bu dünyada arkalarına lanet taktık. Onlar kıyamet gününde kötülenmişler arasında olacaklardır.
Bekir Sadak = Bu dunyada laneti ardlarina taktik; onlar kiyamet gununde de igrenc kimselerden olacaklardir. *
Celal Yıldırım = Bu Dünya'da peşlerinden lanet gönderdik ; Kıyamet gününde ise çok çirkin suratlılardan olacaklardır.
Cemal Külünkoğlu = Bu dünyada onları lânete uğrattık. Kıyamet gününde de onlar nefret edilen kimselerden olacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) = Bu dünyada laneti ardlarına taktık; onlar kıyamet gününde de iğrenç kimselerden olacaklardır.
Diyanet Vakfi = Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Edip Yüksel = Bu dünyada onları lanetle yaftaladık, diriliş gününde de aşağılanacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem kendilerine bu Dünyada arkalarından bir lâ'net yağdırmaktayız hem de Kıyamet günü bunlar pek menfurlardandırlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem bu dünyada onlara arkalarından bir lanet yağdırmaktayız, hem de Kıyamet gününde pek nefret edilenlerden olacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bu dünyada arkalarına lanet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Gültekin Onan = Bu dünya hayatında, onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Harun Yıldırım = Bu dünyada arkalarına lânet taktık. Onlar, kıyamet gününde de kötülenmişler arasındadır.
Hasan Basri Çantay = Bununla beraber bu dünyâda biz onların arkalarına lâ'net de takdık. (Hele) kıyamet gününde onlar (suratları çirkinleşdirilen) çok menfur (adam) lordandır.
Hayrat Neşriyat = Ve bu dünyada onların peşine bir lâ'net taktık. Kıyâmet günü ise onlar, çirkin kılınmış kimselerdendir.
İbni Kesir = Bu dünyada arkalarına la'neti taktık. Kıyamet günü de onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Kadri Çelik = Bu dünya hayatında biz onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise onlar çirkinleştirilmiş olanlardandır.
Muhammed Esed = çünkü Biz bu dünyada bir horlanma, aşağılanma taktık onların peşine; Kıyamet Günü'nde ise onlar iyice küçük düşmüş, bayağılaşmış kişiler arasında yer alacaklardır.
Mustafa İslamoğlu = Zira Biz, lanet (halkasını) daha bu dünyada onların (yüreklerine) geçirmişizdir; Kıyamet Günü'nde ise aşağılık ve iğrenç olan yine onlar olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara bu dünyada bir lânet tâbi kıldık, Kıyamet gününde ise onlar çok çirkin kimselerdendirler.
Ömer Öngüt = Bu dünya hayatında arkalarına lâneti taktık, daima lânetle anılacaklardır. Kıyamet gününde de onlar çirkinleştirilmiş, iğrenç kimselerden olacaklardır.
Şaban Piriş = Bu dünyada da peşlerine lanet taktık. Kıyamet günü de onlar, iğrenç kimselerden olacaklardır.
Sadık Türkmen = Bu dünyada (zulümlerinden dolayı) onları, rahmetinden uzaklaştırdı/peşlerine lânet (huzursuzluk) taktı, (bundan dolayı kâfirler, bu dünyada asla) huzur bulamadılar! Kıyamet gününde ise onlar aşağılananlardan olacaklardır.
Seyyid Kutub = Bu dünya hayatında biz onların peşine bir lânet taktık. Kıyamet günü de iğrenç kimselerden olacaklar.
Suat Yıldırım = Bu dünyada arkalarına bir lânet taktık, kendilerine lânet yağdırılıyor. Kıyamette, o büyük duruşma gününde ise, en çok nefret edilenlerden olacaklardır.
Süleyman Ateş = Bu dünyâ hayâtında biz onların ardına bir la'net taktık (dâimâ la'netle anılacaklardır). Kıyâmet günü ise onlar çirkinleştirilenlerdendir.
Tefhim-ul Kuran = Bu dünya hayatında biz onların arkasına lanet düşürdük; kıyamet gününde ise, onlar çirkinleştirilmiş olanlardır.
Ümit Şimşek = Bu dünyada onların peşine bir lânet taktık. Kıyamet gününde ise onlar, iyice çirkinleşmiş hal alacaklardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Bu dünya hayatında da arkalarına bir lanet taktık. Kıyamet günü onlar, çirkinleştirilenler arasında olacaklar.
İskender Ali Mihr = Ve bu dünyada arkalarından lâneti onlara ulaştırdık. Ve kıyâmet günü onlar, (Allah’ın rahmetinden) uzaklaştırılmış olanlardandır.
İlyas Yorulmaz = Bu dünyada onları lanetleyerek izledik ve onlar kıyamet gününde de, çok çirkin cezalara çarptırılanlardan olacaklar.