وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ أَفَأَنتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُواْ لاَ يَعْقِلُونَ
Ve minhum men yestemiûne ileyke, e fe ente tusmius summe ve lev kânû lâ ya'kilûn(ya'kilûne).
ve min-hum | : ve onlardan |
men | : kimseler (var) |
yestemiûne | : seni dinlerler |
ileyke | : sana |
e fe ente | : fakat, sen mi |
tusmiu | : sen duyuracaksın |
es summe | : sağırlar |
ve lev | : ve ise, olsa |
kânû | : oldular |
lâ ya’kilûne | : akıl etmezler |
Diyanet İşleri = Onlardan sana kulak verenler de vardır. Fakat sağırlara, hele akılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
Abdulbaki Gölpınarlı = İçlerinde seni dinleyen de var, fakat sen, üstelik bir de akılları olmayan sağırlara söz duyurabilir misin hiç?
Abdullah Parlıyan = Ve o Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin arasında, sana kulak kabartanlar var; ama eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin?
Adem Uğur = Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ahmed Hulusi = Onlardan, dinliyormuşçasına sana kulak verenler var. . . Sağırlara (algılayamayanlara) duyurtabilir misin? Hele bir de akıllarını kullanamıyorlarsa!
Ahmet Tekin = İçlerinden seni dinlemeye gelenler var. Hakkı duymak istemeyerek sağır kesilenlere, üstelik akıllarını da kullanamayanlara sen tebliğini, Kur’ân’ı ve şeriatı duyurabilir misin?
Ahmet Varol = İçlerinden seni dinleyenler var. Ancak sen sağırlara, üstelik akıl etmiyorlarsa, duyurabilecek misin?
Ali Bulaç = Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan, sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ali Fikri Yavuz = Bir de, onlar arasında sana kulak verip işitirmiş gibi yapanlar var; iyi ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa sen sağırlara duyurabilir misin?
Ali Ünal = İçlerinde seni dinlemeye gelenler de var. Ama hele bir de hiç düşünüp akletmiyorlarsa, sağırlara sen mi duyuracaksın?
Bayraktar Bayraklı = İçlerinde seni dinleyenler de vardır. Peki, hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa, sağırlarsa sen mi işittireceksin?!
Bekir Sadak = Aralarinda sana kulak veren vardir. Sen, sagirlara, ustelik akillari da almazsa, isittirebilir misin?
Celal Yıldırım = İçlerinden sana kulak verenler eksik değildir. Sen sağırlara —hele bir de akılları ermiyorsa— işittirebilir misin ?
Cemal Külünkoğlu = İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Fakat akıllarını kullanıp anlamak istemiyorlarsa, sen (gerçeği) sağırlara işittirebilir misin?
Diyanet İşleri (eski) = Aralarında sana kulak veren vardır. Sen, sağırlara, üstelik akılları da almazsa, işittirebilir misin?
Diyanet Vakfi = Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Edip Yüksel = Onlardan seni dinleyenler de var; akıllarını kullanmayan sağırlara sen mi işittireceksin?
Elmalılı Hamdi Yazır = İçlerinden seni dinlemiye gelenler de var, fakat akılları da yokken sağırlara sen mi işittireceksin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var; ama akılları da yokken sağırlara sen mi duyuracaksın?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin?
Gültekin Onan = Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayana, sağırlara -üstelik hiç akletmiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Harun Yıldırım = Onlardan sana kulak verenler de vardır. Fakat sağırlara –üstelik akıl da erdiremiyorlarsa sen mi duyuracaksın.
Hasan Basri Çantay = Onlardan sana kulak verenler vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akılları da olmazsa!
Hayrat Neşriyat = Onlardan seni dinleyenler de vardır. Fakat (hakkı anlamayan) o sağırlara, üstelikakılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
İbni Kesir = İçlerinde sana kulak verenler vardır. Fakat sen sağırlara işittirebilir misin? Üstelik akılları da hiç ermiyorsa.
Kadri Çelik = Aralarında sana kulak veren vardır. Sen sağırlara, üstelik de akılları ermiyorsa, işittirebilir misin?
Muhammed Esed = Ve, onların aralarında sana kulak verir gibi yapanlar var; ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin?
Mustafa İslamoğlu = Bir de, onlar arasında sana kulak verip işitirmiş gibi yapanlar var; iyi ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa sen sağırlara duyurabilir misin?
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onların içinde senin sözlerini işitmek isteyenler de vardır. Fakat sağırlara mı işittireceksin? Eğer akılları da kesmez kimseler bulunmuş ise.
Ömer Öngüt = İçlerinden sana kulak verip dinleyenler eksik değildir. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Şaban Piriş = Onlardan seni dinleyenler vardır. Şayet akletmez olduysalar sağırlara sen mi işittireceksin?
Sadık Türkmen = Içlerinden, sana kulak verip dinleyen kimseler vardır. Ama sen mi anlamak için dinlemeyenlere duyuracaksın? Üstelik, onlar akıllarını kullanmıyorlarsa!
Seyyid Kutub = Onların arasında Kur'an okurken sana kulak verenler de vardır. Fakat üstelik düşünme yeteneğinden de yoksun sağırlara, sen söz işittirebilir misin?
Suat Yıldırım = Onların içinde senin söylediklerini dinlemeye gelenler de var. Fakat sen sağırlara nasıl duyurabilirsin ki? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Süleyman Ateş = İçlerinden sana kulak verip dinleyenler de vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Tefhim-ul Kuran = Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan, sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ümit Şimşek = Onlardan seni duyanlar da vardır. Fakat sağırlara, üstelik akıllarını da kullanmıyorlarsa, sen birşey işittirebilir misin?
Yaşar Nuri Öztürk = İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Peki, sağırlara sen mi işittireceksin? Hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa!
İskender Ali Mihr = Onlardan seni dinleyen kimseler var. Fakat akıl etmiyorlarsa sağırlara sen mi duyuracaksın?
İlyas Yorulmaz = Onların içinden senin mesajlarını dinlemek isteyenler var. Ama sen, doğrulara sağır davrananlara ve aklını kullanmayanlara nasıl işittireceksin?