فَإِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوَى
Fe innel cennete hiyel me’vâ.
fe | : o taktirde |
inne | : muhakkak ki |
el cennete | : cennet |
hiye | : o |
el me’vâ | : barınma yeri, barınacak yer |
Diyanet İşleri = (40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki cennettir onun yeri yurdu.
Abdullah Parlıyan = yeri yurdu da cennettir.
Adem Uğur = Şüphesiz cennet (onun) yegâne barınağıdır.
Ahmed Hulusi = Muhakkak ki cennet, barınağın ta kendisidir.
Ahmet Tekin = Cennet, işte o ebedî yurtlarıdır.
Ahmet Varol = Cennet (onun için) barınma yeridir.
Ali Bulaç = Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak cennet onun varacağı yerdir.
Ali Ünal = Muhakkak ki Cennet’tir onun için son barınak.
Bayraktar Bayraklı = (40-41) Ama, kim Rabbinin makamından korkup da, kendini kötülüklerden alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
Bekir Sadak = (40-41) Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kotulukten alikoymussa, varacagi yer suphesiz cennettir.
Celal Yıldırım = (40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir.
Cemal Külünkoğlu = (40-41) Ancak kim Rabbinin huzurunda durup hesap vermekten ürkmüş ve nefsini kötü heveslerden uzak tutmuşsa, muhakkak onun varacağı yer cennettir.
Diyanet İşleri (eski) = (40-41) Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.
Diyanet Vakfi = (40-41) Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştıran için ise şüphesiz cennet yegâne barınaktır.
Edip Yüksel = Gidilecek yer cennet olacaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır = muhakak Cennettir onun varacağı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = muhakkak cennettir onun varacağı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kuşkusuz onun varacağı yer cennettir.
Gültekin Onan = Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
Harun Yıldırım = (40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.
Hasan Basri Çantay = işte muhakkak ki cennet onun varacağı yerin ta kendisidir.
Hayrat Neşriyat = (40-41) Kim de (kıyâmet günü) Rabbisinin makamından (huzûrunda durmaktan)korkmuş ve nefsi(ni), (kötü) arzulardan men' etmişse, artık şübhesiz (o kimse için) varılacak olan yer, ancak Cennettir!
İbni Kesir = Şüphesiz cennet (onun) yegâne barınağıdır.
Kadri Çelik = Şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
Muhammed Esed = varacağı yer cennettir!
Mustafa İslamoğlu = işte onların varacağı yer de Cennet'dir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık cennette, o da (o kimse için) yurttur.
Ömer Öngüt = Şüphesiz ki cennet onun varacağı yerin tâ kendisi olacaktır.
Şaban Piriş = Cennet de onun varacağı yerdir.
Sadık Türkmen = Elbette varılacak yer cennettir!
Seyyid Kutub = Onun barınağı da cennettir.
Suat Yıldırım = Onun varacağı yer de olsa olsa cennettir!
Süleyman Ateş = Onun barınağı da cennettir.
Tefhim-ul Kuran = Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.
Ümit Şimşek = Onun barınacağı yer de Cennettir.
Yaşar Nuri Öztürk = Cennet, barınağın ta kendisidir.
İskender Ali Mihr = O taktirde, muhakkak ki cennet, o, barınacak yerdir.
İlyas Yorulmaz = Elbette cennet, onun sığınıp kalacağı yerdir.