يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ
Yu’reful mucrımûne bi sîmâhum fe yu’hazu bin nevâsî vel akdâm(akdâmi).
yu’refu | : tanınır |
el mucrimûne | : mücrimler, suçlular |
bi-sîmâ-hum | : simalarından |
fe | : böylece |
yu’hazu | : yakalanır |
bi | : ile |
en nevâsî | : alınlar |
ve el akdâmi | : ve ayaklar |
Diyanet İşleri = Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Suçlular, yüzlerindeki alâmetten tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar.
Abdullah Parlıyan = Kıyamet günü suçlular, üzerlerindeki görünen alametleriyle tanınırlar. Melekler onları perçemlerinden ve ayaklarından yakalayıp cehenneme atarlar.
Adem Uğur = Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Ahmed Hulusi = Suçlular sîmalarından (huylarının oluşturduğu görünümden) tanınırlar da; alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Ahmet Tekin = İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsiler, suçlular, günahkârlar simalarından tanınır. Perçemlerinden ve ayaklarından tortop edilerek yakalanır.
Ahmet Varol = Suçlular simâlarından tanınırlar. Böylece perçemler(in)den ve ayaklar(ın)dan yakalanılır.
Ali Bulaç = (Çünkü o gün) Suçlu günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Ali Fikri Yavuz = Mücrimler (müşrikler) sîmalarından tanınır da yakalanır perçemleriyle ayaklarından...
Ali Ünal = Hayatları günah hasadından ibaret inkârcı suçlular simalarından tanınır ve perçemleriyle ayaklarından tutulup (yaka paça Cehennem’e atılırlar).
Bayraktar Bayraklı = (41-42) Suçlular simalarından tanınır. Perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar. Şimdi, Rabbinizin adaletini nasıl inkâr edebilirsiniz?
Bekir Sadak = Suclular simalarindan taninirlar da, alin saclarindan ve ayaklarindan yakalanirlar.
Celal Yıldırım = Suçlu günahkârlar yüzlerindeki belirtileriyle bilinip tanınırlar. Alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar (da yaka-paça Cehennem'e atılırlar).
Cemal Külünkoğlu = Suçlular simalarından tanınır da, (cehenneme atılmak için) perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Diyanet İşleri (eski) = Suçlular simalarından tanınırlar da, alın saçlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Diyanet Vakfi = Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Edip Yüksel = Suçlular yüzlerinden tanınır ve yaka paça götürülürler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Suçlular yüzlerinden tanınır, perçemleriyle ayaklarından tutulur;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.
Gültekin Onan = (Çünkü o gün) Suçlu günahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Harun Yıldırım = Suçlugünahkarlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Hasan Basri Çantay = Günahkârlar sîmâlariyle tanılacak da perçemlerinden ve ayaklarından tutulacak.
Hayrat Neşriyat = Günahkârlar sîmâlarıyla (yüzlerinin karalığıyla) tanınır, derhâl perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır (da Cehenneme atılıverirler)!
İbni Kesir = Suçlular simalarından tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından tutulurlar.
Kadri Çelik = (Çünkü o gün) Suçlu günahkârlar simalarından tanınır da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanıverir.
Muhammed Esed = Bütün günahkarlar işaretlerinden tanınacak ve alınları ile ayaklarından yakalanacaklar!
Mustafa İslamoğlu = (Zira) günahkarlar alametlerinden tanınacak; yaka paça yakalanıp ateşe atılacak:
Ömer Nasuhi Bilmen = Günahkarlar sîmalarıyla tanınırlar. Artık alınlarıyla ve ayaklarıyla yakalanırlar.
Ömer Öngüt = Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Şaban Piriş = Suçlular simalarından tanınır, sonra da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır.
Sadık Türkmen = Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden/alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
Seyyid Kutub = Suçlular yüz ifadelerinden tanınarak perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
Suat Yıldırım = Suçlular simalarından tanınırlar, perçemlerinden ve ayaklarından tutulup yaka paça cehenneme atılırlar.
Süleyman Ateş = Suçlular, simâlarından tanınır, alınlar(ın)dan ve ayaklar(ın)dan tutulur.
Tefhim-ul Kuran = (Çünkü o gün) Suçlu günahkârlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanıverir.
Ümit Şimşek = Mücrimler yüzlerinden tanınır ve perçemleriyle ayaklarından yakalanıverir.
Yaşar Nuri Öztürk = Suçlular, yüzlerinden tanınır da yakalanırlar perçemlerinden ve ayaklarından.
İskender Ali Mihr = Mücrimler (suçlular) simalarından tanınır. Böylece onlar alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
İlyas Yorulmaz = Allah’a karşı suç işlemiş olanlar o gün yüzlerinden tanınırlar. Sonra onlar alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar.