Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/41

 فَلَمَّا جَاء السَّحَرَةُ قَالُوا لِفِرْعَوْنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ

  Fe lemmâ câes seharatu kâlû li fir’avne e inne lenâ le ecran in kunnâ nahnul gâlibîn(gâlibîne).

Kelime Karşılaştırma
fe : artık, böylece
lemmâ : olduğu zaman
câe : geldi
es seharatu : sihirbazlar
kâlû : dediler
li : ...e
fir’avne : firavun
e : mi
inne : muhakkak, gerçekten
lenâ : bize
le : elbette, mutlaka
ecran : ecir, mükâfat
in : eğer
kunnâ : biz olduk
nahnu : biz
el gâlibîne : gâlip olanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sihirbazlar gelince, Firavun’a, “Eğer biz üstün gelirsek, gerçekten bize bir mükâfat var mı?” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken büyücüler gelince Firavun'a üst gelirsek dediler, bize bir mükâfat var mı?

 Abdullah Parlıyan = Büyücüler dört bir yandan toplanıp gelince, Firavun'a: “Eğer biz üstün gelirsek, doğrusu bize mükafat var mıdır?” dediler.

 Adem Uğur = Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler.

 Ahmed Hulusi = Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a dediler ki: "Peki biz galip gelirsek, bir kazancımız olacak mı?"

 Ahmet Tekin = Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun’a:'Eğer biz üstün gelirsek, bize bir ücret var, değil mi?' dediler.

 Ahmet Varol = Büyücüler geldiklerinde Firavun'a: 'Eğer üstün çıkan biz olursak bize elbette bir mükâfat olacak değil mi?' dediler.

 Ali Bulaç = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a: "Şayet biz galip gelirsek, bize bir ücret var gerçekten, değil mi?" dediler.

 Ali Fikri Yavuz = Nihayet büyücüler gelince, Firavun’a dediler ki: “- Gerçekten üstün gelirsek, muhakkak bize bir mükâfat var mı?

 Ali Ünal = Derken, büyücüler karşılaşma yerine geldi ve Firavun’a, “Eğer galip gelirsek herhalde bize büyük bir mükâfat verilir!” dediler.

 Bayraktar Bayraklı = (41-42) Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a, “Biz üstün gelirsek, bize bir ödül vereceksin, değil mi?” dediler. Firavun, “Evet, o taktirde siz gözde kimselerden olacaksınız” dedi.

 Bekir Sadak = Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a; «Biz ustun gelirsek, suphesiz bize bir ucret vardir degil mi?» dediler.

 Celal Yıldırım = Sihirbazlar geldiğinde Fir'avn'a dediler ki, «eğer üstün gelenler bizler olursak bizim için elbette bir mükâfat vardır ?»

 Cemal Külünkoğlu = Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a: “Eğer biz üstün gelirsek, gerçekten bize bir ödül var mı?” dediler.

 Diyanet İşleri (eski) = Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a; 'Biz üstün gelirsek, şüphesiz bize bir ücret vardır değil mi?' dediler.

 Diyanet Vakfi = Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler.

 Edip Yüksel = Büyücüler geldiklerinde Firavun'a, 'Eğer biz üstün gelirsek bize bir ücret ödenecek mi?' dediler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Derken vaktâ ki sihirbazlar geldiler Firavne elbette: biz galip gelirsek bize mutlak ecir var ya? dediler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sihirbazlar Firavun'a geldiklerinde: «Şayet biz galip gelirsek, bize muhakkak bir mükafat vardır değil mi?» dediler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a «Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?» dediler.

 Gültekin Onan = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a: "Şayet biz galip gelirsek, bize bir ücret var gerçekten, değil mi?" dediler.

 Harun Yıldırım = Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır değil mi? dediler.

 Hasan Basri Çantay = Nihayet büyücüler gelince Fir'avna: «Muhakkak üstün gelirsek bize herhalde bir mükâfat var mı?» dediler.

 Hayrat Neşriyat = Derken sihirbazlar geldiğinde Fir'avun’a: 'Eğer galib gelenler biz olursak, şübhesiz bize elbette bir mükâfât var değil mi?' dediler.

 İbni Kesir = Büyücüler geldikleri vakit, Firavun'a dediler ki: Galip gelenler biz olursak; muhakkak bize bir ücret vardır değil mi?

 Kadri Çelik = Büyücüler geldiklerinde Firavun'a, “Şayet biz galip gelirsek, bize mutlaka bir ücret var değil mi?” dediler.

 Muhammed Esed = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a: "Eğer biz üstün gelirsek, doğrusu büyük bir mükafatı hak etmiş oluruz, değil mi?" dediler.

 Mustafa İslamoğlu = Ve nihayet büyücüler gelerek Firavun'a dediler ki: "Şayet biz galip gelecek olursak, bunun bize kazandıracağı büyük bir ödül olmalı, değil mi ama?"

 Ömer Nasuhi Bilmen = Vaktâ ki sahirler geldi. Fir'avun'a dediler ki: «Eğer galip olanlar bizler olursak bizim için mutlaka bir mükâfaat var mı?»

 Ömer Öngüt = Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a: “Biz galip gelirsek, bize ücret vardır değil mi?” dediler.

 Şaban Piriş = Sihirbazlar geldikleri zaman, Firavun’a: -Biz galip gelirsek, bize bir ödül var, değil mi? dediler.

 Sadık Türkmen = Büyücüler geldiği zaman Firavun’a dediler ki: “Bize bir ücret var değil mi? Eğer galip gelen biz olursak”.

 Seyyid Kutub = Büyücüler gelince Firavun'a «Eğer biz yenecek olursak herhalde bize bir ödül verilecek değil mi? dediler.

 Suat Yıldırım = Büyücüler Firavunun huzuruna varınca ona: "Biz galip gelirsek, elbet bize büyük bir ödül verilir herhâlde!" dediler.

 Süleyman Ateş = Büyücüler gelince Fir'avn'e: "Eğer üstün gelenler biz olursak, bize mutlaka bir ücret var değil mi?" dediler.

 Tefhim-ul Kuran = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a: «Şayet biz galip gelirsek, bize bir ücret var gerçekten değil mi?» dediler.

 Ümit Şimşek = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a, 'Galip gelirsek bize bir ödül var mı?' diye sordular.

 Yaşar Nuri Öztürk = Büyücüler geldiklerinde, Firavun'a dediler ki: "Eğer biz galip gelirsek bize gerçekten ödül var, değil mi?"

 İskender Ali Mihr = Sihirbazlar, firavuna geldikleri zaman: “Eğer biz gâlip gelirsek, gerçekten bize mutlaka bir ecir (mükâfat) var mı?” dediler.

 İlyas Yorulmaz = Sihirbazlar geldiklerinde Firavuna “Eğer biz galip gelirsek bizim için mükafat var mı?” dediler.