فَالْفَارِقَاتِ فَرْقًا
Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
fe | : sonra, ve de |
el fârikâti | : ayıranlara |
ferkan | : ayırarak |
Diyanet İşleri = (1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekle aslı olmayanı ayırt edenlere.
Abdullah Parlıyan = Böylece doğru ile eğriyi kesin şekilde ayıran.
Adem Uğur = (Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara;
Ahmed Hulusi = Seçip ayıranlara;
Ahmet Tekin = Andolsun, hak ile bâtılı birbirinden ayıranlara!
Ahmet Varol = (Hak ile batılı kesin) bir ayırım ile ayıranlara,
Ali Bulaç = Böylece ayırdıkça ayıranlara,
Ali Fikri Yavuz = Hak ile bâtılı ayıran melekler hakkı için,
Ali Ünal = Yayıp, (hak ile bâtılın) birbirinden bütünüyle ayrılmasına hizmet edenlere,
Bayraktar Bayraklı = (1-7) Birbiri ardınca gönderilenlere, görevlerine koştukça koşanlara, iyiden iyiye yayanlara, hak ile bâtılı ayırdıkça ayıranlara, öğüt bırakanlara, özür veya uyarıda bulunanlara yemin olsun ki, size verilen söz mutlaka gerçekleşecektir. [703][704]
Bekir Sadak = (1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
Celal Yıldırım = (4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va'dolunan elbette meydana gelecektir.
Cemal Külünkoğlu = (3-4) Tohumları/bulutları yaydıkça yayanlara, (Hak ile batılı) birbirinden ayıranlara,
Diyanet İşleri (eski) = (1-7) Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır.
Diyanet Vakfi = (Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara;
Edip Yüksel = Ayırdıkça ayıranlara,
Elmalılı Hamdi Yazır = Derken seçip ayıranlara
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (gerçek ile batılı) seçip ayıranlara,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Seçip ayıranlara,
Gültekin Onan = Böylece ayırdıkça ayıranlara,
Harun Yıldırım = Tam anlamıyla ayırd edenlere,
Hasan Basri Çantay = bu suretle (hak ile baatılı) tam ma'nâsiyle ayırd etmiye vaasıta olan,
Hayrat Neşriyat = Artık (hak ile bâtılı) ayırdıkça ayıranlara!
İbni Kesir = Böylece ayırdıkça ayıranlara,
Kadri Çelik = Derken ayırdıkça ayıranlara.
Muhammed Esed = böylece (doğru ile eğriyi) kesin şekilde ayıran,
Mustafa İslamoğlu = Peşinden (hak ile batılı) seçip ayıranlar!
Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra ayrılmakla ayıranlara.
Ömer Öngüt = (Hak ile bâtılın, hakikat ile dalâletin, doğru ile eğrinin) arasını ayırdıkça ayıranlara andolsun ki!
Şaban Piriş = Ayırdıkça ayıranlara..
Sadık Türkmen = Ayırdıkça ayıranlara,
Seyyid Kutub = Doğruyu eğriden kesin çizgilerle ayıranlara,
Suat Yıldırım = Hakla batılı, doğru ile eğriyi ayırt edenler,
Süleyman Ateş = Ayırdıkça ayıranlara,
Tefhim-ul Kuran = Böylece ayırdıkça ayıranlara,
Ümit Şimşek = Ayırdıkça ayıranlara.
Yaşar Nuri Öztürk = Gerektiği şekilde ayıranlara,
İskender Ali Mihr = Ve de ayırdıkça ayıranlara (andolsun).
İlyas Yorulmaz = (Doğrularla yanlışları) Ayırdıkça ayıranlara…