وَلَقَدْ جَاءهُم مِّنَ الْأَنبَاء مَا فِيهِ مُزْدَجَرٌ
Ve lekad câehum minel enbâi mâ fihî muzdecer(muzdecerun).
ve lekad | : ve andolsun |
câe-hum | : onlara geldi |
min el enbâi | : haberlerden |
mâ | : şeyler |
fî-hi | : onda |
muzdecerun | : caydırıcı |
Diyanet İşleri = Andolsun, onlara içinde caydırıcı tehditlerin bulunduğu haberler geldi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun, öyle haberler geldi onlara ki o haberlerde onları vazgeçirecek, onlara öğüt verecek şeyler vardı.
Abdullah Parlıyan = Andolsun ki o inkârcılara, kendilerini küfür ve şirkten şiddetle vazgeçirecek nice mühim haberler gelmiştir
Adem Uğur = Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki onlara içinde vazgeçirici özellik ihtiva eden haberlerden gelmiştir.
Ahmet Tekin = Andolsun ki, onlara, kötülükten, şirkten vazgeçirecek nice örnek olayların bilgileri gelmiştir.
Ahmet Varol = Andolsun ki, onlara içinde (kendilerini sapıklıktan) alıkoyacak şeyler bulunan nice haberler geldi.
Ali Bulaç = Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Ali Fikri Yavuz = And olsun, onlara (ibret alıncak) kıssalardan öyleleri de geldi ki, onlarda inkârdan alıkoyacak haberler var;
Ali Ünal = Onlara (gerek Âhiret’le, gerekse önceki kavimlerle ilgili olsun,) kendilerini yollarından vazgeçirecek nice dersler ve ibretler ihtiva eden gerçekler bildirilmiştir.
Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz onlara, geçmiş toplumların haberlerinden, kendilerini caydıracak kadar bilgi gelmiştir.
Bekir Sadak = And olsun ki, onlari bu hallerinden vazgecirecek nice haberler gelmistir.
Celal Yıldırım = And olsun ki, onlara öyle haberler geldi ki içinde onları (tutumlarından) vazgeçirecek olanı da vardı.
Cemal Külünkoğlu = (4-5) Andolsun ki, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) alıkoyacak, son derece anlamlı ve etkili nice haberler gelmiştir. Fakat (onlara gelen) uyarılar (kendilerine) hiç fayda vermemiştir.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, onları bu hallerinden vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
Diyanet Vakfi = Andolsun onlara, kötülükten önleyecek nice önemli haberler gelmiştir.
Edip Yüksel = Oysa, kötülüklerini engelleyecek uyarılar dolu haberler kendilerine gelmiş bulunuyor.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için onlara kıssalardan öyleleri de geldi ki onlarda zecredecek haberler var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki, onlara kötülüklerden vazgeçirici haberleri de içeren kıssalar geldi!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki onlara (kötülükten) vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir.
Gültekin Onan = Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Harun Yıldırım = Andolsun, onlara kendisinde alıkoyucu özelliği olan haberler gelmiştir.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki onlara (kendilerini küfür ve inâddan şiddetle) vaz geçirecek nice mühim haberler gelmişdir.
Hayrat Neşriyat = Celâlim hakkı için, onlara (ibretlerle dolu) haberlerden öylesi geldi ki, onda(kendilerini küfürden) men' etmek (için nasîhatler) vardır.
İbni Kesir = Andolsun ki; onlara vazgeçirecek nice önemli haberler gelmiştir.
Kadri Çelik = Şüphesiz onlara, (günahtan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Muhammed Esed = Ve bakın, onlara (küstahlıklarını) önleyecek birçok haber gelmiştir;
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu onlara, içerisinde (gerçeği) gözlere zorla sokan haberler bulunan bir mesaj gelmiştir:
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, onlara haberlerden öylesi gelmiştir ki, onda sakındıracak öğüt vardır.
Ömer Öngüt = Andolsun ki, onları bu hallerden vazgeçirecek nice mühim haberler gelmiştir.
Şaban Piriş = Onlara boyun eğdirecek şeyin haberleri, onlara gelmiştir.
Sadık Türkmen = Ant olsun onlara; içinde ihtar/caydırıcı tehdit bulunan nice haberler geldi.
Seyyid Kutub = Onlara bu tutumlarından vazgeçmelerini sağlayacak haberler geldi.
Suat Yıldırım = Oysa onlara kendilerini inkârdan vazgeçirecek ibretler ihtiva eden nice olaylar bildirilmişti!
Süleyman Ateş = Andolsun, onlara, (bâtılda kalmalarını) önleyecek (ibret verici olayları anlatan) haberler geldi.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, onlara (kendilerini şirkten ve bozulmalardan) caydırıp vazgeçirtecek nice haberler geldi.
Ümit Şimşek = Onlara, kendilerini inkârdan vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun ki, onlara haberlerden, içinde ihtar, sakındırma ve tehdit bulunanı gelmiştir.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki onlara, içinde caydırıcı şeyler bulunan haberlerden geldi.
İlyas Yorulmaz = İçerisinde, yapılması yasak edilmiş haberlerden oluşan kitap, onlara gelmişti.