وَعَجِبُوا أَن جَاءهُم مُّنذِرٌ مِّنْهُمْ وَقَالَ الْكَافِرُونَ هَذَا سَاحِرٌ كَذَّابٌ
Ve acibû en câehum munzirun minhum ve kâlel kâfirûne hâzâ sâhırun kezzâb(kezzâbun).
ve acibû | : ve acayiplerine gitti |
en câe-hum | : onlara gelmesi |
munzirun | : bir uyarıcı |
min-hum | : onlardan |
ve kâle | : ve dedi |
el kâfirûne | : kâfirler |
hâzâ | : bu |
sâhirun | : büyücü, sihirbaz |
kezzâbun | : çok yalancı |
Diyanet İşleri = Kâfirler, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu, yalancı bir sihirbazdır.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onların cinsinden bir korkutucu geldi mi şaşıp kalırlar da kâfirler derler ki: Bu, bir büyücü ve pek yalancı.
Abdullah Parlıyan = Şimdi bu insanlar, aralarında bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar ve bu inkârcılar şöyle diyorlar: “O peygamber sadece bir büyücü ve yalancıdır.
Adem Uğur = Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
Ahmed Hulusi = O hakikat bilgisini inkâr edenler, kendi aralarından bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da: "Bu yalancı bir büyücüdür" dediler.
Ahmet Tekin = İçlerinden, kendilerine sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldi diye şaştılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler:'Bu, büyüleyici konuşarak aklı etki altına alan, peygamberlik iddiasında yalancı biri' dediler.
Ahmet Varol = Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler. İnkâr edenler dediler ki: 'Bu yalancı bir büyücüdür.
Ali Bulaç = İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kâfirler dedi ki: "Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür."
Ali Fikri Yavuz = (Kureyş oğulları) içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da, o kâfirler şöyle dediler: “- Bu, bir sihirbazdır, bir yalancıdır.
Ali Ünal = İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesini tuhaf buluyor ve küfürde diretenler, “Bu” diyorlar, “bir sihirbaz, (Allah’a iftira atan) büyük bir yalancı.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar. Kâfirleri şöyle dediler: “Bu, büyücüdür; yalancıdır.”
Bekir Sadak = (4-5) Aralarindan bir uyaricinin gelmesine sasmislardi. Inkarcilar: «Bu, pek yalanci bir sihirbazdir; tanrilari tek bir tanri mi yapti? Dogrusu bu tuhaf bir seydir» demislerdi.
Celal Yıldırım = Kendilerine uyarıcı bir peygamber geldi diye hayret ediyorlar ve kâfirler: Bu çok yalancı bir sihirbazdır,
Cemal Külünkoğlu = (4-5) Aralarından bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar. O inkârcılar dediler ki: “bu yalancı bir sihirbazdır. O, bütün ilahları (reddedip) bir tek ilah olduğunu mu iddia ediyor? Doğrusu, bu çok tuhaf bir şeydir!”
Diyanet İşleri (eski) = (4-5) Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşmışlardı. İnkarcılar: 'Bu, pek yalancı bir sihirbazdır; tanrıları tek bir tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir' demişlerdi.
Diyanet Vakfi = (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler.
Edip Yüksel = Onlara, kendilerinden bir uyarıcının gelmesini yadırgadılar. İnkarcılar, 'Bu pek yalancı bir büyücüdür,' dediler,
Elmalılı Hamdi Yazır = İçlerinden kendilerine uyandırıcı bir Peygamber geldiğine şaştılar da dediler ki kâfirler: bu, bir sihirbaz, bir kezzâb
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kafirler: «Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiğine şaştılar da kâfirler: «Bu bir sihirbazdır, yalancıdır» dediler.
Gültekin Onan = İçlerinden kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar. Kafirler dedi ki: "Bu yalan söyleyen bir büyücüdür."
Harun Yıldırım = Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır!
Hasan Basri Çantay = O kâfirler içlerinden (kendilerinin başına çökecek) tehlikeleri bildiren (bir peygamber) geldiğine şaşdılar, «Bu, dedi (ler), bir büyücü, bir yalancıdır»;
Hayrat Neşriyat = Buna rağmen (onlar şimdi) kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine şaştılar. Ve o kâfirler dediler ki: 'Bu pek yalancı bir sihirbazdır.'
İbni Kesir = Küfredenler içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırmışlardı da demişlerdi ki: Bu, çok yalancı bir sihirbazdır.
Kadri Çelik = İçlerinden kendilerine bir uyarıp korkutucunun gelmiş olmasına şaştılar. Küfre sapanlar dedi ki: “Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.”
Muhammed Esed = Şimdi bu (insanlar) aralarından bir uyarıcının çıkmasına şaşmaktadırlar; ve hakikati inkar edenler şöyle diyorlar: "O (sadece) bir büyücü, bir yalancıdır!
Mustafa İslamoğlu = Ve onlar aralarından birinin kendilerine uyarıcı olarak gelmesine şaştılar; işte bu kafirler şöyle dediler: "Bu, göz boyamak isteyen yalancının biri.
Ömer Nasuhi Bilmen = (4-5) Ve kendilerine içlerinden bir korkutucunun gelmesinden dolayı taaccübe düştüler ve o kâfirler dedi ki: «Bu, bir yalancı sâhirdir.» «İlâhları bir ilâh mı kılmış? Şüphe yok bu, elbette pek ziyâde acaip bir şey.»
Ömer Öngüt = Aralarından bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler ve o kâfirler şöyle dediler: "Bu pek yalancı bir sihirbazdır. "
Şaban Piriş = Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar. Kafirler dedi ki: -Bu, yalancı bir sihirbaz!
Sadık Türkmen = Içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da, inkârcılar dediler ki: “Bu yalancı bir sihirbazdır,
Seyyid Kutub = Aralarından bir uyarıcı gelmesine şaşırdılar. İnkârcılar; «bu yalancı bir sihirbazdır» dediler.
Suat Yıldırım = (4-5) İçlerinden kendilerini uyarıp irşad edecek birinin gelmesine her nedense şaşırdılar ve o kâfirler: "Bu bir sihirbaz, bir yalancı! İşte tutmuş bunca ilahı bir tek ilah yapmış! Bu gerçekten şaşılacak, çok tuhaf bir şey!" dediler.
Süleyman Ateş = Onlara kendilerinden bir uyarıcı (peygamber) gelmesine hayret ettiler de o kâfirler dediler ki: "Bu yalancı bir sihirbazdır."
Tefhim-ul Kuran = İçlerinden kendilerine bir uyarıcı korkutucunun gelmiş olmasına şaştılar. Kâfirler dedi ki: «Bu, yalan söyleyen bir büyücüdür.»
Ümit Şimşek = Onlar, kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da 'Bu yalancı bir sihirbaz,' dediler.
Yaşar Nuri Öztürk = Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: "Bu adam yalanlar düzen bir büyücü..."
İskender Ali Mihr = Ve onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesi acayiplerine gitti (şaşırdılar). Ve kâfirler: "Bu çok yalancı bir büyücü." dediler.
İlyas Yorulmaz = Onlara, kendi içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaşırdılar. İnkâr edenler “Bu adam sihirbaz ve çok yalancı” dediler.