وَمَا أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلاَّ وَلَهَا كِتَابٌ مَّعْلُومٌ
Ve mâ ehleknâ min karyetin illâ ve lehâ kitâbun ma’lûm(ma’lûmun).
ve mâ ehleknâ | : ve biz helâk etmedik |
min karyetin | : bir yeri, bir ülkeyi |
illâ | : ancak, olmaksızın, hariç |
ve lehâ | : ve onun vardır |
kitâbun | : yazı, kitap, yazılı, yazılmış |
ma’lûmun | : bilinen |
Diyanet İşleri = Helâk ettiğimiz her memleketin mutlaka bilinen bir yazısı (belli vakti) vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve biz hiçbir şehri helâk etmedik ki helâk edeceğimiz zaman, malûm ve mukadder olmasın.
Abdullah Parlıyan = Çünkü biz, hiçbir memleketi yok etmedik ki, onun mutlaka Allah tarafından bilinen bir yazgısı olmuş olmasın.
Adem Uğur = Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.
Ahmed Hulusi = Biz hiçbir bölgeyi belli bir yazgısı olmaksızın helâk etmedik.
Ahmet Tekin = Biz, yalnız hakkında yazılı sicilleri, kaderleri, yazgıları belli olan memleketleri helâk ettik.
Ahmet Varol = Hiçbir kasabayı helak etmedik ki, kendisi için bilinen bir yazı (ecel) olmasın.
Ali Bulaç = Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.
Ali Fikri Yavuz = Biz, hiç bir memleketi, (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın helâk etmedik.
Ali Ünal = Herhangi bir memleketi helâk etmiş olmayalım ki, onun için (toplumların hayatı adına koyup, kendilerine de bildirdiğimiz kanunlar çerçevesinde) belli bir hüküm, belli bir süre ve kayıt bulunmamış olsun.
Bayraktar Bayraklı = Biz, hiçbir toplumu ilâhî kitaptan haberdar kılmadan helâk etmedik.[249]
Bekir Sadak = Yok ettigimiz her hangi bir kasabanin elbette belli bir yazisi vardir.
Celal Yıldırım = Hiç bir kasabayı yok etmedik ki, onun bilinen belli bir yazısı olmasın.
Cemal Külünkoğlu = Biz, hiçbir memleketi (toplumu), (Allah katında, azabı hak edecek) bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.
Diyanet İşleri (eski) = Yok ettiğimiz herhangi bir kasabanın elbette belli bir yazısı vardır.
Diyanet Vakfi = Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.
Edip Yüksel = Biz hiç bir topluluğu belirlenmiş bir yazgı olmaksızın yok etmeyiz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz hiç bir memleketi her halde ma'lûm bir yazısı olmaksızın helâk etmedik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz, hiçbir memleketi herhalde bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz hiçbir memleketi (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın helak etmedik.
Gültekin Onan = Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.
Harun Yıldırım = Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.
Hasan Basri Çantay = Biz hiçbir memleketi, onun (levh-i mahfuzda) ma'lûm (ve mukadder) bir yazısı olmaksızın, helak etmedik.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki (biz) hiçbir şehri, kendisi için belli bir kitab (kader) olmadan helâk etmedik.
İbni Kesir = Biz, hiç bir kasabayı bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.
Kadri Çelik = Biz, (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.
Muhammed Esed = Biz, çünkü, hiçbir toplumu, (önceden) ilahi bir kelamdan bütünüyle haberli kılmadan helak etmedik;
Mustafa İslamoğlu = Zira Biz hiçbir memleketi, (önceden) bilinip anlaşılan ilahi bir vahye muhatap kılmadıkça helake sürüklememişizdir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve hiçbir ülkeyi helâk etmedik ki, illâ onun için malum bir kitap vardır.
Ömer Öngüt = Biz hiçbir memleketi yok etmedik ki, onun mutlaka bilinen bir yazısı olmasın.
Şaban Piriş = Bilinen bir yazgısı olmayan hiçbir ülkeyi yok etmedik.
Sadık Türkmen = Hiçbir kenti helâk etmedik ki, yaptıkları işler bir kitapta/dosyada kaydedilmiş olmasın!
Seyyid Kutub = Yok ettiğimiz her beldenin mutlaka uğradığı akıbete ilişkin belirli bir yazısı vardır.
Suat Yıldırım = Bizim imha ettiğimiz her memleket hakkında mutlaka daha önce kararlaştırılmış, malum bir vade vardır.
Süleyman Ateş = Biz hiçbir kenti yok etmedik ki, onun mutlaka bilinen bir yazısı olmasın (helâk ettiğimiz her ülkenin yazılmış, tesbit edilmiş bir süresi vardır. O süre dolunca onları yok etmişizdir).
Tefhim-ul Kuran = Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.
Ümit Şimşek = Biz hiçbir beldeyi, katımızda bilinen ecelleri dolmadan helâk etmedik.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.
İskender Ali Mihr = Ve Biz hiçbir ülkeyi, onun malûm (bilinen) bir kitabı olmaksızın helâk etmedik.
İlyas Yorulmaz = Yaşantıları kitaplara (tarihi kayıtlara) geçmiş şehirlerden, helak ettiklerimiz var.