أَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
E yatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naîm(naîmin).
e | : mi |
yatmeu | : umuyor, ümit ediyor |
kullu imriin | : herbir şahıs, herkes, hepsi |
min-hum | : onlardan |
en yudhale | : dahil edileceğini, sokulacağını |
cennete | : cennet |
naîmin | : naîm, ni’metlerle donatılmış |
Diyanet İşleri = Onlardan her biri Naîm cennetine sokulacağını mı umuyor?
Abdulbaki Gölpınarlı = Onların her biri, Naîm cennetine sokulacaklarını mı umuyorlar?
Abdullah Parlıyan = Onlardan her biri senin yanına koşmakla nimet cennetlerine sokulacaklarını mı ümit ediyorlar?”
Adem Uğur = Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Ahmed Hulusi = Onlardan her bir kişi, nimet cennetine dâhil olunacağını mı umuyor?
Ahmet Tekin = Onlardan her biri nimetlerle dolu Cennet’e konulacağını mı umuyor?
Ahmet Varol = Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Ali Bulaç = Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)?
Ali Fikri Yavuz = Onlardan her şahıs, (nimetleri bol olan) Naîm Cennetine sokulacağını ümid mi ediyor?
Ali Ünal = Onlardan her biri, (iman etmediği halde, “Eğer varsa, ben Cennet’e herkesten daha lâyıkım” deyip,) içinde nimetlerin kaynadığı Cennet’e alınmaya mı hevesleniyor?
Bayraktar Bayraklı = (38-39) Onlardan her biri nimet cennetine girmeyi mi umuyor? Hayır, öyle değil; biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Bekir Sadak = N/A
Celal Yıldırım = Onlardan her kişi Nîmet Cenneti (veya Naim Cennetijne yerleştirilmeyi mi umuyorlar?
Cemal Külünkoğlu = Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi sanıyor?
Diyanet İşleri (eski) = Onlardan herbiri nimet bahçesine konulacağını mı umuyor?
Diyanet Vakfi = Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Edip Yüksel = Herbiri, nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Elmalılı Hamdi Yazır = Onlardan her kişi na'îm Cennetine sokulacağını ümid mi ediyor?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Gültekin Onan = Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)?
Harun Yıldırım = Onlardan her biri Naim cennetine alınmayı mı ümid ediyor?
Hasan Basri Çantay = Onlardan herkes Naîm cennetine sokulacağını mı ümîd ediyor?
Hayrat Neşriyat = Onlardan her bir şahıs, Naîm Cennetine konulacağını mı umuyor?
İbni Kesir = Onlardan herkes Naim cennetine konulacağını mı umuyor?
Kadri Çelik = Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor?
Muhammed Esed = Onların her biri (bu şekilde) bir esenlik bahçesine gireceğini mi sanıyor?
Mustafa İslamoğlu = Ne yani, şimdi onlardan her biri, tarifsiz nimetler cennetine gireceğini mi sanıyor?
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlardan her bir şahıs naim cennetine girdirileceğini mi ümit ediyor?
Ömer Öngüt = Onlardan her biri Naîm cennetine sokulacağını mı umuyor?
Şaban Piriş = Yoksa onların her biri nimet cennetlerine mi girdirileceğini ümit ediyor?
Sadık Türkmen = Onlardan her biri nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Seyyid Kutub = Onlardan her biri, nimet cennetine sokulacağını mı umuyor yoksa?
Suat Yıldırım = Onlardan her biri (iman etmeden) naîm cennetine yerleşmeye mi hevesleniyor?
Süleyman Ateş = Onlardan her biri, ni'met cennetine sokulacağını mı umuyor?
Tefhim-ul Kuran = Onlardan her biri, nimetlerle donatılmış cennete gireceğini mi umuyor (tamah ediyor)?
Ümit Şimşek = Onlardan herbiri, nimetlerle dolu Cennete gireceğini mi umuyor?
Yaşar Nuri Öztürk = Onlardan herbiri nimet bahçesine konulacağını mı umuyor?
İskender Ali Mihr = Onlardan hepsi Naîm cennetine sokulacağını mı umuyor?
İlyas Yorulmaz = Onlardan her biri, nimet cennetlerine girmeyi mi umuyorlar?