Önceki Ayet Sonraki Ayet  
70. Sûre Me’âric/37

 عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ

  Anil yemîni ve aniş şimâli ızîn(ızîne).

Kelime Karşılaştırma
an(i) el yemîni : sağ yandan
ve an(i) eş şimâli : ve sol yandan
ızîne : dağınık topluluklar, bölükler, gruplar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (36-37) Şimdi, inkâr edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar hâlinde sana doğru koşuyorlar?

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sağdan ve soldan parça parça ve bölük bölük.

 Abdullah Parlıyan = Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde.

 Adem Uğur = Bölük bölük sağından ve solundan (gelip etrafını sarıyorlar).

 Ahmed Hulusi = Sağdan ve soldan bölük bölük!

 Ahmet Tekin = Sureti haktan görünerek, zayıf taraflarını araştırarak, ekipler halinde koşuşturuyorlar.

 Ahmet Varol = Sağdan ve soldan bölük bölük.

 Ali Bulaç = Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde.

 Ali Fikri Yavuz = Sağdan ve soldan bölük bölük...

 Ali Ünal = Sağdan soldan gruplar halinde!

 Bayraktar Bayraklı = (36-37) O kâfirlere ne oluyor ki, grup grup sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar!

 Bekir Sadak = (36-37) Inkar edenlere ne oluyor, sana dogru sagdan soldan topluluklar halinde kosusuyorlar?

 Celal Yıldırım = (36-37) O inkâr edenlere ne oluyor ki, sağdan soldan bölük bölük boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar ?

 Cemal Külünkoğlu = (36-37) Şimdi bu inkârcılara ne oluyor ki sağdan, soldan bölükler halinde sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar?

 Diyanet İşleri (eski) = (36-37) İnkar edenlere ne oluyor, sana doğru sağdan soldan topluluklar halinde koşuşuyorlar?

 Diyanet Vakfi = (36-37) (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük sağından ve solundan sana doğru koşuyorlar.

 Edip Yüksel = Sağdan, soldan gruplar halinde...

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sağdan ve soldan fırka fırka

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sağdan ve soldan bölük bölük.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sağdan ve soldan bölük bölük.

 Gültekin Onan = Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde.

 Harun Yıldırım = Sağdan ve soldan bölük bölük.

 Hasan Basri Çantay = (36-37) Şimdi, o küfredenlere ne oluyor ki senin sağ (ın) dan, sol (un) dan halka halka hep gözlerini sana doğru dikib bakmakdadırlar.

 Hayrat Neşriyat = (36-37) Öyle ise o inkâr edenlere ne oluyor ki, (onlar alay etmek üzere) ayrı ayrı fırkalar hâlinde, sağdan ve soldan sana doğru koşan kimselerdir.

 İbni Kesir = Sağdan ve soldan halka halka olarak.

 Kadri Çelik = Sağ yandan ve sol yandan gruplar halinde.

 Muhammed Esed = sağdan ve soldan kalabalıklar halinde (sana gelerek)?

 Mustafa İslamoğlu = dağınık gruplar halinde bir sağa bir sola gezinip duruyorlar?

 Ömer Nasuhi Bilmen = (36-37) Artık ne var o kâfir olanlara ki senin cihetine koşarlar. Dağınık fırkalar olarak sağdan ve soldan.

 Ömer Öngüt = Sağdan ve soldan, ayrı ayrı gruplar halinde.

 Şaban Piriş = (36-37) Kafir olanlara ne oluyor ki; sağdan soldan, bölük pörçük uzaklaşıyorlar?

 Sadık Türkmen = Sağdan ve soldan bölük bölük!

 Seyyid Kutub = Sağdan, soldan, ayrı ayrı gruplar halinde gelip etrafını sarıyorlar.

 Suat Yıldırım = (36-37) O kâfirlere ne oluyor ki, seninle alay etmek maksadıyla sağdan soldan dağınık gruplar halinde, boyunlarını uzatarak sana doğru koşuyorlar.

 Süleyman Ateş = Sağdan, soldan, ayrı ayrı gruplar halinde (gelip etrafını sarıyorlar)?

 Tefhim-ul Kuran = Sağ yandan ve sol yandan bölükler halinde.

 Ümit Şimşek = Sağında, solunda bölük bölük oluyorlar?

 Yaşar Nuri Öztürk = Sağdan ve soldan parçalar halinde.

 İskender Ali Mihr = Sağdan ve soldan dağınık gruplar halinde.

 İlyas Yorulmaz = Sağa sola koşturup duruyorlar.