أَسْمِعْ بِهِمْ وَأَبْصِرْ يَوْمَ يَأْتُونَنَا لَكِنِ الظَّالِمُونَ الْيَوْمَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Esmi’ bihim ve ebsır yevme ye’tûnenâ lâkiniz zâlimûnel yevme fî dalâlin mubîn(mubînin).
esmi’ bi-him | : onlara işittir (neler neler, hayret edilecek şeyler işittirilir) |
ve ebsır | : ve göster (neler neler, hayret edilecek şeyler gösterilir) |
yevme ye’tûne-nâ | : bize gelecekleri gün |
lâkin | : lâkin, fakat |
ez zâlimûne | : zalimler |
el yevme | : bugün |
fî | : içinde |
dalâlin | : dalâlet |
mubînin | : apaçık |
Diyanet İşleri = Bize gelecekleri gün (gerçekleri) ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Neler duyacaklar, neler görecekler bize geldikleri gün; fakat zâlimler, bugün, apaçık bir sapıklıkta.
Abdullah Parlıyan = Bizim karşımıza çıkacakları gün, neler işitecekler, neler görecekler! Ama bugün yaratılışa aykırı hareket ederek yaşayanlar, apaçık bir sapıklık içindeler.
Adem Uğur = Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Ahmed Hulusi = (Hakikati) işitecekler, görecekler bize gelecekleri süreçte! Ne var ki bugün, o zâlimler apaçık bir sapkınlık içindedirler.
Ahmet Tekin = Bizim huzurumuza yargılanmaya gelecekleri gün ne dehşetli şeyler işitecekler, ne dehşetli şeyler görecekler. Fakat bugün zâlimler, müşrikler ilâhî kelâmı, doğru bilgileri tahrif edenler, tamamen başlarına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindedirler.
Ahmet Varol = Onlar bize geldikleri gün ne müthiş duyar, ne müthiş görürler! Ancak zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Ali Bulaç = Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler, bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Ali Ünal = Huzurumuza gelecekleri o gün neler işitecek, neler görecekler! (İnkâr ettikleri gerçek bütün açıklığıyla ortaya çıkacak.) Ama (Allah hakkında şirk ve benzeri yanlış inançlar besleyerek en büyük zulmü işleyen) o zalimlere o gün görüp işittikleri artık hiç fayda vermeyecek ve onlar apaçık bir kayba uğrayacaklardır.
Bayraktar Bayraklı = Bize gelecekleri gün, ne güzel işitecekler ve ne güzel görecekler! Fakat, haksızlık yapanlar o gün apaçık bir şaşkınlık içindedirler.
Bekir Sadak = Bize geldikleri gun neler gorup neler isitecekler! Ama zalimler bugun apacik bir sapiklik icindedirler.
Celal Yıldırım = Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler ? Ama o zâlimler çok açık bir sapıklık içindedirler.
Cemal Külünkoğlu = Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyacaklar ve ne iyi görecekler (bir bilsen)! Fakat o zalimler (buna rağmen) bugün (hâlâ) apaçık sapıklık içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) = Bize geldikleri gün neler görüp neler işitecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Diyanet Vakfi = Onlar, bizim huzurumuza çıkacakları gün (başlarına gelecek olanları) ne iyi duyarlar ve ne iyi görürler (bir görsen)! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Edip Yüksel = Bize geldikleri gün onları dinle ve seyret! Zalimler, o gün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Neler işidecek neler görecekler onlar bize gelecekleri gün, lâkin o zalimler bugün açık dalâl içindeler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Gültekin Onan = Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
Harun Yıldırım = Bize gelecekleri günde nasıl işitirler, ne biçim görürler! Fakat o zalimler bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Hasan Basri Çantay = Onlar bize gelecekleri gün neler işidecekler, neler görecekler! Fakat o zaalimler (buna rağmen) bugün (haalâ) apaçık sapıklık içindedirler.
Hayrat Neşriyat = (Onlar) bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat zâlimlerbugün (başlarına gelecek olanı düşünmeyerek) apaçık bir dalâlet içindedirler.
İbni Kesir = Bize geldikleri gün; neler görüp işitecekler. Ne var ki zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
Kadri Çelik = Bize gelecekleri gün, ne kadar iyi işitecek, ne kadar da iyi görecekler! Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
Muhammed Esed = Bizim karşımıza çıkacakları o Gün, (gerçeği) nasıl da apaçık işitecek ve görecekler! Ne var ki, bu zalimler o gün artık aşikar bir biçimde bir kere yoldan çıkmış bulunacaklar:
Mustafa İslamoğlu = Bize gelecekleri o günde neler işitip neler görecekler (bir bilsen)! Fakat zalimler, o gün aşikar bir biçimde yoldan sapmış bulunacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen = (37-38) Sonra fırkalar kendi aralarında ihtilâfa düştüler. Artık görülecek günün en şiddetli azabı, kâfir olan kimseler içindir. Bize gelecekleri gün neler işitecekler ve neler göreceklerdir. Fakat o zalimler bugün pek zahir bir sapıklık içindedirler.
Ömer Öngüt = Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler göreceklerdir! Fakat o zâlimler şimdi apaçık bir sapıklık içindedirler.
Şaban Piriş = Bize geldikleri gün, neler görüp işitecekler. Ne var ki zalimler, bugün apaçık bir fasıklık içindedirler.
Sadık Türkmen = Ne güzel işitirler ve ne güzel görürler Bize geldikleri gün! Fakat bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
Seyyid Kutub = Karşımıza gelecekleri gün kulakları ne güzel işitecek ve gözleri ne iyi görecek. Fakat o zalimler, bugün açık bir sapıklık içindedirler.
Suat Yıldırım = Neler işitecek, neler görecekler onlar, huzurumuza gelecekleri gün! Gerçeği pek güzel anlayacaklar o gün. Ama zalimler o gün tam bir şaşkınlık içindedirler.
Süleyman Ateş = Bize geldikleri gün ne güzel işitir, ne güzel görürler. Ama o zâlimler, bugün apaçık sapıklık içindedirler!
Tefhim-ul Kuran = Bize gelecekleri gün, neler işitecekler, neler görecekler. Ama bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.
Ümit Şimşek = Huzurumuza getirildiklerinde neler işitecek, neler görecekler! Fakat bugün o zalimler apaçık bir sapıklık içindeler.
Yaşar Nuri Öztürk = Bize gelecekleri gün neler işitecekler, neler görecekler! Fakat o zalimler bugün, açık bir sapıklık içindedirler.
İskender Ali Mihr = Bize gelecekleri gün, onlara (neler neler) işittirilir ve (neler neler) gösterilir. Lâkin zalimler, bugün (hâlâ) apaçık bir dalâlet içindeler.
İlyas Yorulmaz = Onları dinle, bize geldikleri gün onlara bak. (Meryem oğlu İsa hakkında Allah’a iftira edip) Haksızlık yapanlar bu gün apaçık sapıklık içinde olacaklardır.