إِنْ هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا نَحْنُ بِمَبْعُوثِينَ
İn hiye illâ hayâtuned dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ nahnu bi meb’ûsîn(meb’ûsîne).
in hiye | : o sadece |
illâ | : ancak |
hayâtuned dunyâ | : dünya hayatımız |
nemûtu | : ölürüz |
ve nahyâ | : ve yaşarız |
ve mâ nahnu | : ve biz değiliz |
bi meb’ûsîne | : beas edilenler, yeniden diriltilenler |
Diyanet İşleri = “Hayat, bu dünya hayatından ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Yaşayış, ancak şu dünyâdaki yaşayışımızdan ibâret; ölürüz, yaşarız ve tekrar dirilmeyiz biz.
Abdullah Parlıyan = Bu dünyada yaşadığımız hayattan başka hayat yok, ölürüz ve ancak bir kere yaşarız ve bir daha asla diriltilmeyiz.
Adem Uğur = Hayat, şu dünya hayatımızdan ibarettir. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek de değiliz.
Ahmed Hulusi = "O (yaşam) sadece dünya hayatından ibarettir! Ölümümüz de yaşamımız da buradadır! Bizim ölüm sonrasında, yeni bir şekilde yaşamamız söz konusu olamaz!"
Ahmet Tekin = 'Hayat, ölümümüzle sonuçlanan, yalnızca yaşamakta olduğumuz dünya hayatından ibarettir. Bir daha diriltilecek değiliz.'
Ahmet Varol = Şu dünya hayatımızdan başka bir (hayat) yoktur. Ölür ve yaşarız. Biz yeniden diriltilecek değiliz.
Ali Bulaç = "O (bütün gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz."
Ali Fikri Yavuz = Hayat, ancak bizim bu dünya hayatımızdır. Bazımız ölür, bazımız yaşarız. Fakat biz öldükten sonra diriltilmeyiz.
Ali Ünal = “Varsa da yoksa da bu dünya hayatımız var. Kimimiz ölür gider, kimimiz doğar, böylece bir kere yaşarız; bir daha da diriltilecek falan değiliz.
Bayraktar Bayraklı = “Bizim dünya hayatından başka hayatımız yoktur. Burada ölür ve burada yaşarız. Biz, asla tekrar diriltilmeyeceğiz.”
Bekir Sadak = «Hayat ancak bu dunyadakidir. Oluruz ve yasariz; tekrar diriltilmeyiz.»
Celal Yıldırım = Bizim ancak Dünya hayatımızdır ki (bir kısmımız) ölürüz, (bir kısmımız) yaşarız ve biz bir daha diriltilip kaldırılmıyacağız.
Cemal Külünkoğlu = “Bu dünya hayatımızdan başkası yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız. Biz tekrar diriltilecek değiliz.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Hayat ancak bu dünyadakidir. Ölürüz ve yaşarız (kimimiz ölür kimimiz doğar); tekrar diriltilmeyiz.'
Diyanet Vakfi = «Hayat, şu dünya hayatımızdan ibarettir. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek de değiliz.»
Edip Yüksel = 'Yaşantımız sadece bu dünyadadır. Yaşarız, ölürüz. Asla dirilecek değiliz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = O, bizim Dünya hayatımızdan başka bir şey değildir, ölürüz ve yaşarız, fakat biz ba's olunmayız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O, dünyadaki hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve yaşarız; fakat tekrar diriltilecek değiliz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Dünya hayatından başka gerçek yoktur. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız; bir daha diriltilecek değiliz.»
Gültekin Onan = "O (bütün gerçek), yalnızca bizim (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz."
Harun Yıldırım = "Hayat, şu dünya hayatımızdan ibarettir. ölürüz, yaşarız; bir daha diriltilecek de değiliz."
Hasan Basri Çantay = «O (ya'nî hayaat) bizim (şu) dünyâ hayaatımızdan başkası değildir. Ölürüz yaşarız. (Fakat) biz (tekrar) diriltilecekler değiliz».
Hayrat Neşriyat = 'O (hayat), bizim dünya hayâtımızdan başka bir şey değildir; (kimimiz) ölürüz,(kimimiz) yaşarız; biz (öldükten sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.'
İbni Kesir = Hayat ancak bu dünyadakidir. Ölürüz, yaşarız. Ama tekrar diriltilecek değiliz.
Kadri Çelik = “O (bütün gerçek), bizim yalnızca (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz.”
Muhammed Esed = Bu dünyada yaşadığınız hayattan başka hayat yok; ölürüz ve (ancak bir kere) yaşarız; ve bir daha asla diriltilmeyiz!
Mustafa İslamoğlu = Hayat, bu dünyada yaşadığımızdan ibarettir: ölürüz ve (bir kez) yaşamış oluruz ve bir daha da diriltilmeyiz!
Ömer Nasuhi Bilmen = «O (hayat) değildir, ancak bizim bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız ve biz tekrar hayata erdirilecekler değiliz.»
Ömer Öngüt = “Hayat ancak bu dünyadakidir. Ölürüz, yaşarız. Amma öldükten sonra tekrar diriltilecek değiliz. ”
Şaban Piriş = Hayat, ancak dünya hayatıdır. Ölürüz ve yaşarız. Ama tekrar diriltilecek değiliz.
Sadık Türkmen = Bizim için hayat ancak bu dünya hayatımızdır. Yaşarız ve ölürüz! Biz tekrar diriltilecek değiliz!
Seyyid Kutub = Hayat, bu dünyadaki hayatımızdan ibarettir. Kimimiz ölürüz, kimimiz yaşarız. Yeniden diriltileceğimiz sözkonusu değildir!
Suat Yıldırım = "Hayat sadece dünya hayatından ibarettir, ölür gideriz, ancak bir kere yaşarız ve ölümden sonra asla diriltilmeyiz!"
Süleyman Ateş = "Ne ise hep bu dünyâ hayâtımızdır; ölürüz ve yaşarız, biz öldükten sonra diriltilecek değiliz."
Tefhim-ul Kuran = «O (bütün gerçek), bizim yalnızca (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz.»
Ümit Şimşek = 'Bir hayatımız varsa o da dünya hayatıdır; yaşar ve ölürüz, bir daha da diriltilmeyiz.
Yaşar Nuri Öztürk = "Hayat, şu dünya hayatımızdan başkası değildir. Ölürüz, yaşarız ama biz tekrar diriltilecek değiliz."
İskender Ali Mihr = O (hayat), sadece dünya hayatıdır. Ölürüz ve yaşarız. Ve Biz, beas edilecek (yeniden dirilecek) değiliz.
İlyas Yorulmaz = “Bu dünyada yaşar (doğar) ve ölürüz, bizim yaşamımız yalnızca bu dünya hayatıdır ve biz yeniden diriltilecek de değiliz. ”