وَمَن يَعْشُ عَن ذِكْرِ الرَّحْمَنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ
Ve men ya’şu an zikrir rahmâni nukayyıd lehu şeytânen fe huve lehu karîn(karînun).
Diyanet İşleri = Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve kim, rahmânı anmaktan yüz çevirirse ona bir Şeytan mûsâllat ederiz, artık o, arkadaş olur ona.
Abdullah Parlıyan = Kim Rahman'ın Kur'ân'ından yüz çevirirse, ona bir şeytanı sardırırız da, artık o onun yanından ayrılmaz ve devamlı kötülükleri telkin eden bir arkadaşı olur.
Adem Uğur = Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.
Ahmed Hulusi = Kim (dünyevî - dışa dönük şeylerle) Rahmân'ın zikrinden (Allâh Esmâ'sının hakikati olduğunu hatırlayarak bunun gereğini yaşamaktan) âmâ (kör) olursa, ona bir şeytan (vehim, kendini yalnızca beden kabulü ve beden zevkleri için yaşama fikri) takdir ederiz; bu (kabulleniş), onun (yeni) kişiliği olur!
Ahmet Tekin = Kim rahmet sahibi Rahman olan Allah’ın övünç kaynağı Kur’ân’ından uzaklaşarak kör hale gelirse biz ona bir şeytan, bir şeytanî güç musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostu olur.
Ahmet Varol = Kim Rahman'ın zikrini görmezlikten gelirse onun başına bir şeytanı musallat ederiz. Artık o onun yakını olur.
Ali Bulaç = Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur.
Ali Fikri Yavuz = Her kim, Rahmân’ın zikrinden göz yumarsa, biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık bu, ona arkadaştır.
Ali Ünal = Kim, (takvaya bedel) Rahmân’ı hatırlayıp anmaktan bile bile yüz çevirir, (sanki O mevcut değilmiş ve kendisini görmüyormuş gibi bir hayat sürerse), ona bir şeytan sardırırız da, artık o şeytan onun ayrılmaz yoldaşı olur.
Bayraktar Bayraklı = Kim Rahmân'ın zikrinden/öğüdünden yüz çevirirse, ona bir şeytan salarız; o, onun yoldaşı olur.[533]
Bekir Sadak = Rahman olan Allah'i anmayi gormemezlikten gelene, yanindan ayrilmayacak bir seytani arkadas veririz.
Celal Yıldırım = Kim de Rahmân'ı anmaktan yana körlük gösterirse, biz ona yandaş olmak üzere bir şeytan sardırırız.
Cemal Külünkoğlu = Kim de Rahman'ın Zikri'ni (Kur'an'ı) görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan musallat ederiz. Artık o, onun ayrılmaz dostudur.
Diyanet İşleri (eski) = Rahman olan Allah'ı anmayı görmezlikten gelene, yanından ayrılmayacak bir şeytanı arkadaş veririz.
Diyanet Vakfi = Kim Rahmân'ı zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz.
Edip Yüksel = Kim Rahman'ın mesajına aldırış etmezse, ona bir şeytanı sardırırız da onun arkadaşı olur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her kim Rahmanın zikrinden teâmî ederse biz ona bir Şeytan sardırırız artık o ona arkadaştır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Her kim Rahman'ın zikrinden (Kur'an'dan) körlük edip görmemezlikten gelirse Biz ona bir şeytan sardırırız (musallat ederiz), artık o ona arkadaş olur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Her kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan onun yakın dostudur.
Gültekin Onan = Kim Rahmanın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur.
Harun Yıldırım = Kim Rahman’ın zikrini görmezlikten gelirse, Biz ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık bu, onun bir yakın dostudur.
Hasan Basri Çantay = Kim O çok esirgeyici (Allah) ın zikrinden göz yumarsa biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık bu, onun (ayrılmaz) bir arkadaşıdır.
Hayrat Neşriyat = Kim Rahmân’ın zikrini görmezlikten gelirse, (biz) ona bir şeytanı musallat ederiz de, o ona arkadaş olur.
İbni Kesir = Kim, Rahman'ın zikrinigörmezlikten gelirse; Biz, ona şeytanı musallat ederiz.
Kadri Çelik = Kim Rahman'ın zikrini görmezlikten gelirse, ona bir şeytanı salarız da o şeytan artık onun yakın dostu olur.
Muhammed Esed = Rahman'ın uyarısını görmezden gelmeyi tercih eden kimseye gelince, Biz onun içine öteki kişiliğini oluşturmak üzere (kalıcı) bir şeytani dürtü yerleştiririz.
Mustafa İslamoğlu = Kim Rahman'ın uyarı dolu mesajına kusurlu bir gözle bakarsa, ona bir tür şeytani (öteki kişilik) musallat ederiz de, kendisi onun uydusu haline gelir;
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve her kim o Rahmân'ın zikrinden nankörlükte bulunursa ona bir şeytanı musallat ederiz. Artık bu, onun için bir refîktir.
Ömer Öngüt = Kim Rahman olan Allah'ın zikrinden göz yumarsa, biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık o onun ayrılmaz bir arkadaşıdır.
Şaban Piriş = Allah’ın zikrini/Kur’an’ı umursamayan kimseye bir şeytanı musallat ederiz de onun yakın bir dostu olur.
Sadık Türkmen = Kim rahmân’ın Zikrinden (Kur’an’dan), yüz çevirerek görmezlikten gelirse; Biz ona şeytanı musallat ederiz/iliştiririz; artık bu, onun yakın bir arkadaşı olur.
Seyyid Kutub = Kim Rahman'ın Kur'an'ından yüz çevirirse ona, bir şeytanı arkadaş veririz ve o şeytan artık onun ayrılmaz dostudur.
Suat Yıldırım = Kim Rahman’ın hikmetlerle dolu ders olarak gönderdiği Kur’ân’ı göz ardı ederse, Biz de ona bir şeytan sardırırız; artık o, ona arkadaş olur.
Süleyman Ateş = Kim Rahmân'ın zikrine karşı kör olursa ona bir şeytânı sardırırız; artık o, onun (yanından ayrılmaz, ona sürekli olarak kötülükleri telkin eden) arkadaşı olur.
Tefhim-ul Kuran = Kim Rahman (olan Allah)'ın zikrini görmezlikten gelirse, biz, bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur.
Ümit Şimşek = Kim Rahmân'ın zikrine karşı körlük ederse, Biz ona bir şeytan musallat ederiz de kendisine arkadaş olur.
Yaşar Nuri Öztürk = Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.
İskender Ali Mihr = Ve kim Rahmân’ın zikrinden yüz çevirirse, şeytanı ona musallat ederiz. Böylece o (şeytan), onun yakın arkadaşı olur.
İlyas Yorulmaz = Kim Rahmanın zikrinden (Kur’an dan) yüz çevirirse, ona bir şeytan musallat ederiz ve o kimse şeytanın yakın arkadaşı olur.