يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ
Yurselu aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun fe lâ tentesırân(tentesırâni).
yurselu | : gönderilir |
aleykumâ | : siz ikinizin (iki toplumun) üzerine |
şuvâzun | : alev |
min nârin | : ateşten |
ve nuhâsun | : ve duman |
fe | : o zaman |
lâ tentesirâni | : ikiniz (iki toplum) yardımlaşamazsınız (kurtulamazsınız) |
Diyanet İşleri = Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.
Abdulbaki Gölpınarlı = Üstünüze bir ateş yalımı ve erimiş bakır gönderilir de kaçamazsınız.
Abdullah Parlıyan = Ey insanlar ve cinler topluluğu! Bu dünyada ölümden ve Allah'ın göndereceği azaptan kurtulmanız mümkün olmadığı gibi, öteki alemde de kaçıp kurtulmak mümkün olmayacak. Çünkü üzerinize kızgın ateş alevi ve erimiş bakır madeni veya bunaltıcı bir duman salıverilir de, kurtulup kaçamazsınız ve hiçbir yardım da göremezsiniz.
Adem Uğur = Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız.
Ahmed Hulusi = İkinizin de üzerine Nâr'dan alev ve duman (bilinç bulanıklığı) irsâl edilir de başarılı olamazsınız!
Ahmet Tekin = Üzerinize yüksek hararet, güçlü ışınlar (radyasyon) yağdırılır. Kendinizi koruyamazsınız, yardım ve kurtarma da mümkün değildir.
Ahmet Varol = Üzerinize ateşten yalın bir alevle ateşsiz kıpkızıl bir duman salıverilir de kendinizi savunamazsınız. [3]
Ali Bulaç = İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de 'kurtulup başaramazsınız.'
Ali Fikri Yavuz = (Kabirlerinizden çıktığınız zaman) üstünüze saf ateşten bir alevle, bir duman salıverilir; (ve onlar, sizi mahşere sevkederler). Onları engelleyib kurtulamazsınız.
Ali Ünal = Üzerinize (yakmak için) ateş alevleri (ve boğmak için) duman gönderilir; karşılıklı yardımlaşıp, kendinizi savunamazsınız da.
Bayraktar Bayraklı = (35-36) İkinizin de üzerine ateşten bir dev ve erimiş bakır/duman göndeririz de, başarılı olamazsınız. Şimdi, Rabbinizin gücünü nasıl inkâr edebilirsiniz?
Bekir Sadak = Ey insanlar ve cinler! Uzerinize dumansiz bir alev ve atessiz bir duman gonderilir de kurtulamazsiniz.
Celal Yıldırım = Üzerinize dumansız bir ateş ve bunaltıcı bir duman (gaz) gönderilir de artık kendinizi savunamaz ve kurtaramazsınız.
Cemal Külünkoğlu = Üzerinize dumansız bir alev ve kıpkızıl (zehirleyici ve) bunaltıcı bir duman gönderilir de artık kendinizi koruyamazsınız.
Diyanet İşleri (eski) = Ey insanlar ve cinler! Üzerinize dumansız bir alev ve ateşsiz bir duman gönderilir de kurtulamazsınız.
Diyanet Vakfi = Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız.
Edip Yüksel = Üzerinize ateşten toplar ve ışınlar gönderilir; yardım görmezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Salınır üstünüze ateşten bir yalın, bir zehir duman, kurtulamazsınız deseniz de el'aman
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Üstünüze ateşten bir alev, bir zehir duman salınır; aman dileseniz de kurtulamazsınız;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.
Gültekin Onan = İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de 'kurtulup başaramazsınız'.
Harun Yıldırım = İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve kıpkızıl bir duman salıverilir; size yardım da olunmaz.
Hasan Basri Çantay = Üzerinize ateşden (dumansız) bir yalınla (kara) bir duman salıverilecek, öyle ki birbirinizi kurtaramayacak, yardımlaşamayacaksınız.
Hayrat Neşriyat = Üzerinize ateşten (dumansız) bir alev ve alevsiz bir duman gönderilir dekurtulamazsınız.
İbni Kesir = Üzerinize dumansız bir alev ve ateşsiz bir duman gönderilir de birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız.
Kadri Çelik = İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve bakır gibi erimiş kıpkızıl bir duman salıverilir de artık yardımlaşamazsınız.
Muhammed Esed = Bir ateş alevi ve duman üzerinize salınacak ve hiçbir yardım görmeyeceksiniz!
Mustafa İslamoğlu = Sizin üzerinize dumanıyla boğup aleviyle yakan tarifsiz bir ateş topu gönderilir ve hiçbir yardım da alamazsınız:
Ömer Nasuhi Bilmen = (35-36) Sizin üzerinize ateşten dumansız bir alev ve alevsiz bir duman gönderilir, artık yardımlaşamıyacaksınızdır. Artık Rabbinizin hangi nîmetlerini tekzîp edersiniz?
Ömer Öngüt = Üzerinize dumansız bir ateş ve bunaltıcı bir duman gönderilir de artık birbirinizi kurtaramaz ve yardımlaşamazsınız.
Şaban Piriş = Üstünüze ateşten bir alev bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.
Sadık Türkmen = Üstünüze, ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilirse kendinizi koruyamazsınız.
Seyyid Kutub = Üzerinize dumansız alev ve bakır eriyiği püskürtülür de bu azaptan sizi kurtaran bulunmaz.
Suat Yıldırım = Üzerinize ateşler, duman alevleri gönderilir de artık kendinizi savunamazsınız.
Süleyman Ateş = İkinizin de üzerine, ateşten yalın alev ve kıpkızıl bir duman (yahut erimiş bakır) gönderilir, başaramazsınız.
Tefhim-ul Kuran = İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de 'kurtulup başaramazsınız.'
Ümit Şimşek = Üzerinize ateşten saf alevler, bakır eriyiği gibi dumanlar salınır da birbirinize hiçbir yardımınız olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk = İkinizin de üzerine ateşten bir alev ve erimiş bakır/duman gönderilir de başarılı olamazsınız.
İskender Ali Mihr = Sizin üzerinize, ateşten bir alev ve duman gönderilir. O zaman yardımlaşamazsınız (kurtulamazsınız).
İlyas Yorulmaz = Üzerinize ateşten bir alev ve duman gönderilir ve ona karşı koyamazsınız.