Önceki Ayet Sonraki Ayet  
42. Sûre Şûrâ/35

 وَيَعْلَمَ الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِنَا مَا لَهُم مِّن مَّحِيصٍ

  Ve ya’lemellezîne yucâdilûne fî âyâtinâ, mâ lehum min mahîs(mahîsin).

Kelime Karşılaştırma
ve ya’leme (ya’lem) : ve bilsinler
ellezîne : onlar
yucâdilûne : mücâdele ederler
: de, hakkında
âyâti-nâ : bizim âyetlerimiz
mâ lehum : onlar için yoktur
min : den
mahîsin : kaçacak yer
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Allah, böyle yapar ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Delillerimiz hakkında cedelleşmeye kalkışanlar, bilsinler ki onlara hiçbir yer yok ki kaçıp da kurtulsunlar.

 Abdullah Parlıyan = Allah'ın ayetlerini hükümsüz bırakmak için tartışıp didişenler, kendileri için kaçıp kurtulacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Adem Uğur = Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Ahmed Hulusi = Tâ ki işaretlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için bir kaçış yeri bulunmadığını bilsinler.

 Ahmet Tekin = Âyetlerimizi, ilkelerimizi bertaraf etme konusunda mücadele edenler bilsinler ki, azaptan kaçıp kurtulabilecekleri bir yer yoktur.

 Ahmet Varol = Öyle ki, ayetlerimiz hakkında mücadele edenler kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilsinler.

 Ali Bulaç = (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.

 Ali Fikri Yavuz = Hem ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, (onları inkâr edenler) bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.

 Ali Ünal = Ve, âyetlerimiz hakkında ileri geri konuşup tartışanlar da bilmelidirler ki, onlar için kaçıp kurtulabilecekleri hiçbir yer yoktur.

 Bayraktar Bayraklı = Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Bekir Sadak = Ayetlerimiz uzerinde tartisanlar, kendilerine kacacak yer olmadigini bilsinler.

 Celal Yıldırım = Hem âyetlerimiz hakkında tartışıp iddialaşanlar, kendileri için kaçacak yer bulunmadığını bilsinler..

 Cemal Külünkoğlu = Ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler!

 Diyanet İşleri (eski) = Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak yer olmadığını bilsinler.

 Diyanet Vakfi = Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Edip Yüksel = Ayetlerimiz ve mucizelerimiz üzerinde tartışanlar kendilerinin kaçacak bir yeri olmadığını bilirler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hem bilsinler diye o âyetlerimizde mücadele edenler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem ayetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Âyetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki kendileri için kaçacak bir yer yoktur.

 Gültekin Onan = (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.

 Harun Yıldırım = Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için kaçacakları bir yer olmadığını bilipöğrensinler.

 Hasan Basri Çantay = (Tâki) âyetlerimiz hakkında mücâdele etmekde olanlar, kendileri için kaç (ıb kurtul) acakları hiçbir yer olmadığını bilsin (ler).

 Hayrat Neşriyat = (Tâ ki) âyetlerimiz hakkında mücâdele edenler, kendileri için (azâbımızdan) kaçacak hiçbir yer olmadığını bilsinler!

 İbni Kesir = Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar bilsinler ki; kendileri için kaçacak bir yer yoktur.

 Kadri Çelik = (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiç bir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.

 Muhammed Esed = Ve bilsinler ki, mesajlarımızı sorgulayanlar için kurtuluş yoktur.

 Mustafa İslamoğlu = Ve ayetlerimiz hakkında polemik yapanlar, asla sığınacak bir yer bulamayacaklarını iyi bilmelidirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Bizim âyetlerimizde mücadele edenler bilsin ki, onlar için bir mahall-i halas yoktur.

 Ömer Öngüt = Âyetlerimiz üzerinde tartışanlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Şaban Piriş = Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki onların kaçıp kurtulacağı bir yer yoktur.

 Sadık Türkmen = Öyle ki, ayetlerimiz hakkında tartışıp duranlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Seyyid Kutub = Ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Suat Yıldırım = (32-35) Denizlerde dağlar gibi akıp giden gemiler de O’nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur, gemiler de denizin üstünde durakalır. Elbette bunda sabrı ve şükrü bol olanlar için alacak ibretler vardır. Yahut işledikleri günahlar sebebiyle o gemileri batırır, günahların birçoğunu da affeder. Böyle yapmasının bir sebebi de, âyetlerimiz hakkında tartışanların kaçacak bir yerleri olmadığını onlara bildirmektir.

 Süleyman Ateş = Ki âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 Tefhim-ul Kuran = (Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.

 Ümit Şimşek = Tâ ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, sığınacak bir yerlerinin olmadığını bilsinler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ki ayetlerimiz hakkında tartışıp duranlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.

 İskender Ali Mihr = Ve âyetlerimiz hakkında mücâdele edenler, onlar için sığınacak bir yer olmadığını bilsinler.

 İlyas Yorulmaz = Ayetlerimiz hakkında mücadele edenleri Allah biliyor. Onların kaçacak hiçbir yerleri yok.