Önceki Ayet Sonraki Ayet  
42. Sûre Şûrâ/34

 أَوْ يُوبِقْهُنَّ بِمَا كَسَبُوا وَيَعْفُ عَن كَثِيرٍ

  Ev yûbıkhunne bimâ kesebû ve ya’fu an kesîr(kesîrin).

Kelime Karşılaştırma
ev : veya
yûbık-hunne(vebeka) : onları helâk eder, helâke sürükler
bimâ : şeyle, sebebiyle
kesebû : kazandılar
ve ya’fu an : ve affeder
kesîrin : çoğu
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Yahut (içlerindekilerin) yaptıklarından dolayı onları helâk eder, birçoğunu da affeder.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Yahut da, kazandıkları suçlar yüzünden fırtınalarla helâk eder gemileri ve çoğunu da bağışlar.

 Abdullah Parlıyan = Yahut da gemidekileri veya yeryüzündekileri yapıp ettiklerinden dolayı yok eder, çoğunu da affedebilir.

 Adem Uğur = Yahut yaptıkları yüzünden onları helâk eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).

 Ahmed Hulusi = Yahut kazandıkları yüzünden onları helâk eder. . . (Allâh) birçoğunu da affediyor.

 Ahmet Tekin = Yahut da, yüklendikleri günahlar yüzünden onları helâk eder. Başlarına gelecek felaketlerin, cezaların çoğunu da bertaraf eder.

 Ahmet Varol = Yahut kazandıklarından dolayı onları batırır. Çoğunu da affeder.

 Ali Bulaç = Ya da kazandıkları dolayısıyla onları yok eder, bir çoğunu da affeder.

 Ali Fikri Yavuz = Yahud dilerse, kazandıkları günah yüzünden, onları denizde helâk eder. Fakat Allah, (onlardan günahların) çoğunu bağışlar (da kendilerini cezalandırmaz).

 Ali Ünal = Veya (özellikle yolcuların) işledikleri kötülükler ve kazandıkları günahlar sebebiyle o gemileri batırır; bununla birlikte O, işlenen günah ve yapılan hataların pek çoğundan geçer.

 Bayraktar Bayraklı = Yahut yaptıkları yüzünden onları helâk eder, birçoğunu da bağışlar.

 Bekir Sadak = Yahut yaptiklarina karsilik onlari ortadan kaldirir bir cogunu da bagislar.

 Celal Yıldırım = Veya o (gemilerdekileri) işledikleri (günah ve vebal) yüzünden (gemileri batırarak) yok eder, çoğunu da affeder.

 Cemal Külünkoğlu = Yahut (gemilerdekileri) işledikleri (günahlar) yüzünden (fırtına ile batırıp) helak eder. (İçlerindekilerden) birçoğunu da bağışlar (kurtarır).

 Diyanet İşleri (eski) = Yahut yaptıklarına karşılık onları ortadan kaldırır, bir çoğunu da bağışlar.

 Diyanet Vakfi = Yahut yaptıkları yüzünden onları helâk eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).

 Edip Yüksel = Yahut, yaptıkları yüzünden onları yok eder. Bunun yerine bir çoğunu da bağışlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Yahut da gemidekileri veya yeryüzündekileri yapıp ettiklerinden dolayı yok eder, çoğunu da affedebilir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yahut da içindekilerin kazançlarıyla onları helak eder; bir çoğunu da bağışlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yahut da Allah kazandıkları günahlar yüzünden onları helâk eder ve birçoğunu da bağışlar.

 Gültekin Onan = Ya da kazandıkları dolayısıyla onları yok eder, bir çoğunu da affeder.

 Harun Yıldırım = Ya da kazandıkları dolayısıyla onları yok eder, bir çoğunu da affeder.

 Hasan Basri Çantay = Yahud (Allah bu gemileri, binenlerin) kazandıkları (günâhlar) yüzünden (fırtına ile batırıb) helak eder. (İçlerindekilerden) bir çoğunu da bağışlar (kurtarır).

 Hayrat Neşriyat = Veya kazandıkları (günahlar) yüzünden onları helâk eder; bununla berâber (Allah)birçoğunu affeder.

 İbni Kesir = Yahut yaptıklarına karşılık onları helak eder. Bir çoğunu da bağışlar.

 Kadri Çelik = Ya da kazanmakta oldukları dolayısıyla (rüzgârı şiddetli estirir de) onları yok eder, birçoğunu da affeder.

 Muhammed Esed = ya da yapıp ettiklerinden dolayı onları yok eder, (her şeye rağmen) Allah çok bağışlayıcıdır.

 Mustafa İslamoğlu = Bir ihtimal onları kazançlarıyla birlikte helak da edebilir; ne ki bir çoğunu affetmektedir.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Yahut onları kazandıkları ile helâk eder ve birçoğundan da af buyurur.

 Ömer Öngüt = Yahut da yaptıklarına karşılık olarak onları helâk eder. Bir çoğunu da bağışlar.

 Şaban Piriş = Veya işledikleri sebebiyle onları helak eder, bir çoğunu da affeder.

 Sadık Türkmen = Ya da içindekilerin kazandıkları yüzünden çeşitli sebeplerle onları batırır mahveder, birçoğunu da affeder/yaşamasına izin verir.

 Seyyid Kutub = Yahut yaptıkları yüzünden gemileri helak eder. Bir çoğunu da affeder.

 Suat Yıldırım = (32-35) Denizlerde dağlar gibi akıp giden gemiler de O’nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur, gemiler de denizin üstünde durakalır. Elbette bunda sabrı ve şükrü bol olanlar için alacak ibretler vardır. Yahut işledikleri günahlar sebebiyle o gemileri batırır, günahların birçoğunu da affeder. Böyle yapmasının bir sebebi de, âyetlerimiz hakkında tartışanların kaçacak bir yerleri olmadığını onlara bildirmektir.

 Süleyman Ateş = Yahut yaptıkları (işler) yüzünden gemileri(n içindekileri) helâk eder. Birçoğunu da affeder (kurtarır).

 Tefhim-ul Kuran = Ya da kazanmakta oldukları dolayısıyla onları yok eder, bir çoğunu da affeder.

 Ümit Şimşek = Veya kazandıkları günahlar yüzünden onları batırır; birçoğunu da affeder.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yahut onları, içindekilerin kazançları yüzünden mahveder. Ama birçoğunu affediyor;

 İskender Ali Mihr = Veya kazandıkları (yaptıkları) sebebiyle onları helâke sürükler ve onların çoğunu (da) affeder.

 İlyas Yorulmaz = Yahut, yaptıklarının karşılığında onları yok eder veya onların çoğunu da affeder.