وَقِيلَ الْيَوْمَ نَنسَاكُمْ كَمَا نَسِيتُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا وَمَأْوَاكُمْ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن نَّاصِرِينَ
Ve kîlel yevme nensâkum kemâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ ve me’vâkumun nâru ve mâ lekum min nâsırîn(nâsırîne).
Diyanet İşleri = Onlara şöyle denir: “Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, bu gün biz de sizi unutuyoruz. Barınağınız ateştir. Yardımcılarınız da yoktur.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve denir ki: Siz nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız bugün de biz, sizi unuttuk ve yurdunuz ateştir ve size bir yardımcı da yoktur.
Abdullah Parlıyan = Ve o gün onlara denir ki: “Siz nasıl bu güne kavuşacağınızı unuttuysanız, bu gün de biz sizi unuttuk ve barınacağınız yer ateştir, size yardım edecek bir kimse de bulamayacaksınız.”
Adem Uğur = Denilir ki: Bu güne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur!
Ahmed Hulusi = Denilmiştir onlara: "Bu sürece kavuşmayı unuttuğunuz gibi; biz de bu süreçte sizi unuturuz! Barınağınız ateştir ve size yardım edecek de yoktur!"
Ahmet Tekin = O gün kâfirlere:'Siz dünyada, bu gün diriltilerek hesaba çekileceğinizi, cezalandırılacağınızı nasıl unuttuysanız, biz de bugün, sizi öyle unutuyoruz. Sizin mekânınız ateştir, yardım edeniniz de yoktur.' denilir.
Ahmet Varol = (Kendilerine) şöyle denir: 'Siz bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Barınağınız ateştir ve sizin için yardımcılar da yoktur.
Ali Bulaç = Denildi ki: "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."
Ali Fikri Yavuz = Ve (onlara şöyle) denir: “- Siz bu gününüze kavuşmayı unutmuş olduğunuz gibi, biz de bugün sizi unutacağız, (sizi ateşte bırakacağız). Yeriniz ateştir; ve size yardımcılardan hiç bir kimse yoktur.
Ali Ünal = Ve kendilerine şöyle denecektir: “Siz nasıl size va’dedilen bugüne ulaşmayı unuttunuz ve hiç hesaba katmadı iseniz, bugün de (af ve mağfiret konusunda) Biz sizi unutuyoruz. Barınağınız Ateş’tir ve size yardım edecek hiç kimse yoktur.
Bayraktar Bayraklı = Onlara şöyle denilecek: “Siz, bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, biz de sizi unuttuk. Sizin yeriniz cehennemdir. Sizin için hiçbir yardımcı da yoktur.”
Bekir Sadak = Onlara denir ki: «Bugune kavusacaginizi unuttugunuz gibi Biz de sizi unuttuk; varacaginiz yer atestir, yardimcilariniz da yoktur.»
Celal Yıldırım = Onlara: «Bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi, bugün de biz, sizi kendi hâlinize bırakacağız. Oturup karar kılacağınız yer ateştir ve sizin için yardımcılar da yoktur,» denilecek.
Cemal Külünkoğlu = (Onlara) şöyle denir: “Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi, bu gün biz de sizi (cennet nimetlerine kavuşturmayı) unutuyoruz. Barınağınız ateştir. Ve (sizi ateşten koruyacak) yardımcılarınız da yoktur.”
Diyanet İşleri (eski) = Onlara denir ki: 'Bugüne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi Biz de sizi unuttuk; varacağınız yer ateştir, yardımcılarınız da yoktur.'
Diyanet Vakfi = Denilir ki: Bu güne kavuşacağınızı unuttuğunuz gibi biz de bugün sizi unuturuz. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur!
Edip Yüksel = (34-35) Ve kendilerine şöyle denildi: "Siz Bizi, daha önce nasıl unutup terk ettiyseniz, Biz de bugün sizi unutup kendi halinize bırakacağız! Kalacağınız yer ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur. Bu böyle olacak, çünkü siz Allah’ın âyetlerini alay konusu yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı." Bugün artık ne oradan çıkarılırlar, ne de özürleri kabul edilip dünyaya gönderilirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve denilmiştir ki bu gün biz sizi sizin bu gününüzün geleceğini unuttuğunuz gibi unutacağız, yatağınız ateştir ve sizin için yardımcılardan bir eser de yoktur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ve denilmiştir ki: «Sizin, bu gününüzün geleceğini unuttuğunuz gibi, Biz de bugun sizi unutacağız. Yatağınız ateştir ve sizin için yardımcılardan bir eser de yoktur.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O gün kâfirlere şöyle denilir; «Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi öylece unutacağız. Yeriniz ateştir ve sizin için yardımcılardan bir kimse de yoktur.»
Gültekin Onan = Denildi ki: "Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur."
Harun Yıldırım = Denildi ki: “Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiç bir yardımcı yoktur.”
Hasan Basri Çantay = (Şöyle) denilmişdir: «Siz bu gününüze kavuşmayı nasıl unutmuş idiyseniz bu gün biz de sizi öylece (azâbda) bırakacağız. Yeriniz ateşdir. (Dünyâdaki) yardımcılar (ınız) dan (bugün) sizi (kurtaracak) hiçbir (şey ve kimse de) yokdur».
Hayrat Neşriyat = Ve (onlara) denir ki: '(Siz) bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, (biz de) bu gün sizi unuturuz (azâbın içinde bırakırız). Çünki yeriniz ateştir; sizin için hiçbir yardımcı da yoktur!'
İbni Kesir = Denilir ki: Siz, nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız, Biz de sizi unuttuk. Barınağınız ateştir, yardımcılarınız da yoktur.
Kadri Çelik = (Onlara,) “Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir ve sizin için hiç bir yardımcı yoktur” denir.
Muhammed Esed = Ve onlara "Siz," denilecek, "bu (hesap) gününün geleceğine aldırmadığınız gibi Biz de bu gün size aldırmayacağız; sonuçta varacağınız yer ateştir ve size yardım edecek bir kimse de bulamayacaksınız;
Mustafa İslamoğlu = Ve onlara denilecek ki: "Siz yüzleşeceğiniz bu günü (dünyada) nasıl unuttunuzsa, biz sizi (ahirette) öyle unutulmaya terk edeceğiz: nihayet varış yeriniz ateştir, size yardım eden hiç kimse de olmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve denildi ki: «Bugün sizi unutacağız nasıl ki siz bu gününüze kavuşacağınızı unutmuş idiniz ve sizin yurdunuz ateştir ve sizin için yardımcılardan (bir kimse de) yoktur.»
Ömer Öngüt = Onlara denilir ki: "Siz nasıl ki bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız, biz de bugün sizi unuttuk. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur. "
Şaban Piriş = -Bugün, sizin bu gününüzü unuttuğunuz gibi biz de sizi unuturuz. Sığınağınız ateştir. Sizin hiçbir yardımcınız da yoktur, denilmiştir.
Sadık Türkmen = Denildi ki: “Bu gününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, Biz de bugün sizi unuturuz. Barınağınız ateştir! Ve size hiçbir yardımcı da yoktur.”
Seyyid Kutub = Onlara denildi ki: «Siz bu günümüze kavuşacağınızı nasıl unutmuşsanız, biz de bugün sizi unuttuk. Yeriniz ateştir, yardımcılarınız da yoktur.»
Suat Yıldırım = (34-35) Ve kendilerine şöyle denildi: "Siz Bizi, daha önce nasıl unutup terk ettiyseniz, Biz de bugün sizi unutup kendi halinize bırakacağız! Kalacağınız yer ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur. Bu böyle olacak, çünkü siz Allah’ın âyetlerini alay konusu yaptınız, dünya hayatı sizi aldattı." Bugün artık ne oradan çıkarılırlar, ne de özürleri kabul edilip dünyaya gönderilirler.
Süleyman Ateş = Ve (kendilerine şöyle) denildi: "Siz, bu gününüzle karşılaşmayı nasıl unuttunuzsa biz de bugün sizi unuttuk. Yeriniz ateştir. Hiçbir yardımcınız da yoktur!"
Tefhim-ul Kuran = Denildi ki: «Bugününüzle karşılaşmayı unuttuğunuz gibi, biz de sizi bugün unutuyoruz. Barınma yeriniz ateştir. Ve sizin için hiçbir yardımcı yoktur.»
Ümit Şimşek = Onlara denir ki: 'Bu gününüze kavuşmayı nasıl unuttuysanız, bugün de Biz sizi unuturuz. Kalacağınız yer ateştir; hiçbir yardımcınız da yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk = Şöyle denilir: "Unutuyoruz sizi bugün! Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi. İşte böyle! Sığınağınız ateştir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır."
İskender Ali Mihr = Ve (onlara): “Bugün sizi unutacağız, tıpkı sizin “bugününüze kavuşmayı” unuttuğunuz gibi. Ve sizin mevanız (kalacağınız yer), ateştir. Ve sizin için bir yardımcı yoktur.” denildi.
İlyas Yorulmaz = Suçlulara “Siz, bu dirilme gününü unuttuğunuz için, bugünde biz sizi unuttuk. Kalacağınız yer ateştir ve sizin için yardımcı da yoktur. ”