وَأَخِي هَارُونُ هُوَ أَفْصَحُ مِنِّي لِسَانًا فَأَرْسِلْهُ مَعِيَ رِدْءًا يُصَدِّقُنِي إِنِّي أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
Ve ahî hârûnu huve efsahu minnî lisânen fe ersilhu maiye rid’en yusaddıkunî, innî ehâfu en yukezzibûni.
ve ahî | : ve benim kardeşim |
hârûnu | : Harun |
huve | : o |
efsahu | : (dili) daha fasih, daha düzgün |
minnî | : benden |
lisânen | : dil, lisan bakımından |
fe | : artık, böylece |
ersil-hu | : onu gönder |
maiye | : benimle beraber |
rid’en | : yardım, destek |
yusaddıku-nî | : beni tasdik eder |
innî | : muhakkak ben |
ehâfu | : korkuyorum |
en | : eğer |
yukezzibû-ni | : beni tekzip ederler, yalanlarlar |
Diyanet İşleri = “Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve kardeşim Hârûn, dil bakımından benden daha fasih, onu da benimle berâber gönder de bana yardım etsin, gerçeklesin beni, çünkü ben yalanlamalarından korkmaktayım.
Abdullah Parlıyan = Ayrıca kardeşim Harun'un konuşma tarzı, benimkinden daha düzgündür; öyleyse benim söylediklerimi doğrulayan bir yardımcı olarak, O'nu da benimle birlikte gönder. Çünkü gerçek şu ki, beni yalanlayacaklarından korkuyorum.”
Adem Uğur = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
Ahmed Hulusi = "Kardeşim Harun var ya, lisan itibarıyla o benden daha rahat konuşur! Onu, destekleyici olarak benimle birlikte irsâl et. Şüphesiz ki ben, yalanlamalarından korkuyorum. "
Ahmet Tekin = 'Kardeşim Hârûn’un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da, yanımda beni tasdik eden bir yardımcı olarak, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberlikle görevlendir. Ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.' dedi.
Ahmet Varol = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu benimle beraber yardımcı olarak gönder beni doğrulasın. Çünkü ben onların beni yalanlamalarından korkuyorum.
Ali Bulaç = "Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
Ali Fikri Yavuz = Kardeşim Hârûn, lisan bakımından benden daha düzgündür o. Bunun için, beni tasdik eder bir yardımcı olmak üzre beraberimde onu peygamber gönder. Doğrusu ben, beni tekzib edeceklerinden korkuyorum.”
Ali Ünal = “Kardeşim Harun, O benden daha iyi, daha fasih konuşur, O’nu da benimle beraber yanımda bir yardımcı olarak görevlendir ki, beni tasdik etsin. Çünkü beni yalanlamalarından endişe ediyorum.”
Bayraktar Bayraklı = “Kardeşim Hârûn'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu, beni destekleyen bir yardımcı olarak benimle gönder; çünkü beni yalanlamalarından korkuyorum” dedi.
Bekir Sadak = (33-34) Musa: «Rabbim! Dogrusu ben onlardan bir cana kiydim. Beni oldurmelerinden korkarim. Kardesim Harun'un dili benimkinden daha duzgundur. Onu, beni destekleyen bir yardimci olarak benimle gonder, cunku beni yalanlamalarindan korkarim» dedi..
Celal Yıldırım = Kardeşim Hârûn var ya, o benden daha güzel ve pürüzsüz konuşur ; onu benimle yardımcı olarak gönder de beni tasdîk etsin ; çünkü (Fir'avn ve yandaşlarının) beni yalanlamalarından endişe ediyorum,» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (33-34) (Musa) dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz ben onlardan birisini öldürdüm. Onların da beni öldürmelerinden korkuyorum. Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da benimle birlikte, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.”
Diyanet İşleri (eski) = (33-34) Musa: 'Rabbim! Doğrusu ben onlardan bir cana kıydım. Beni öldürmelerinden korkarım. Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu, beni destekleyen bir yardımcı olarak benimle gönder, çünkü beni yalanlamalarından korkarım' dedi.
Diyanet Vakfi = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
Edip Yüksel = 'Ayrıca, kardeşim Harun benden daha iyi konuşur. Onu benimle birlikte, beni destekleyen bir yardımcı olarak gönder. Beni yalanlamalarından korkarım.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Biraderim Harûn ise lisanca benden fesahatlidir beni tasdık eder bir muavin olmak üzere maıyyetimde ona da risalet ver. Doğrusu ben beni tekzib ederler diye korkarım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kardeşim Harun ise lisanca benden daha açık konuşur; beni tasdik eden bir yardımcı olarak maiyetimde ona da peygamberlik ver; doğrusu ben, beni yalanlamalarından korkuyorum!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.»
Gültekin Onan = "Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
Harun Yıldırım = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
Hasan Basri Çantay = «Biraderim Harun, o, lisan bakımından benden daha fasıyhdir. Binâen'aleyh onu da benimle beraber yardımcı (bir peygamber) olarak gönder ki beni tasdıyk etsin. Çünkü ben, beni tekzîb edeceklerinden endîşe ediyorum».
Hayrat Neşriyat = 'Kardeşim Hârûn ise, o benden lisân cihetiyle daha düzgündür; onu da beni tasdîk eden bir yardımcı olarak benimle berâber gönder. Çünki ben, (onların) beni yalanlamalarından korkarım.'
İbni Kesir = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu benimle beraber yardımcı olarak gönder ki beni tasdik etsin. Çünkü ben, tekzib etmelerinden endişe duyuyorum.
Kadri Çelik = “Ve kardeşim Harun dil bakımından benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder de beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum.”
Muhammed Esed = Ayrıca, kardeşim Harun'un konuşma tarzı benimkinden daha açık, daha düzgündür; öyleyse benim söylediklerimi (daha akıcı bir şekilde) doğrulayan bir yardımcı olarak o'nu da benimle birlikte gönder; çünkü, gerçek şu ki, beni yalanlayacaklarından korkuyorum".
Mustafa İslamoğlu = İşte kardeşim Harun! Onun dili benden daha açık, daha düzgün: beni destekleyip doğrulayan bir yardımcı olarak onu da benimle birlikte gönder! Çünkü, beni yalanlamalarından korkuyorum."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve kardeşim Harun ise o lisanen benden daha fasihtir. İmdi onu da benimle beraber beni tasdik eder bir muin olarak gönder. Şüphe yok ki, ben, beni tekzîp edeceklerinden korkarım.»
Ömer Öngüt = “Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Beni destekleyen bir yardımcı olarak onu da benimle beraber gönder. Çünkü beni yalanlamalarından endişe duyuyorum. ”
Şaban Piriş = Kardeşim Harun’un dili benden daha açık. Onu da benimle gönder bana destek ve tasdik edici olsun. Çünkü ben, onların beni yalanlamalarından korkuyorum.
Sadık Türkmen = Kardeşim harun; dil bakımından benden daha düzgün konuşur. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak, benimle beraber gönder. Çünkü ben, beni yalanlamalarından korkuyorum.”
Seyyid Kutub = Kardeşim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür. Onu da beni doğrulayan bir yardımcı olarak benimle birlikte gönder. Zira bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum.
Suat Yıldırım = "Kardeşim Harun’un ifadesi benimkinden daha düzgündür, onu da benimle beraber yardımcı olarak görevlendir ki beni tasdik etsin. Doğrusu beni yalancı saymalarından endişe ediyorum."
Süleyman Ateş = "Kardeşim Hârûn, o, dil bakımından benden daha güzel konuşur. Onu da benimle beraber, beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. Zira ben, beni yalanlayacaklarından korkuyorum."
Tefhim-ul Kuran = «Ve kardeşim Harun; dil bakımından o benden daha düzgün konuşmaktadır, onu da benimle birlikte bir yardımcı olarak gönder, beni doğrulasın. Çünkü onların beni yalanlamalarından korkuyorum.»
Ümit Şimşek = 'Kardeşim Harun ise benden daha güzel konuşur. Onu da yardımcı olarak benimle gönder ki beni tasdik etsin. Çünkü onların beni yalanlamasından korkuyorum.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Kardeşim Hârun var ya, o benden lisanca daha etkilidir/benden daha güzel konuşur. Onu da benimle yardımcı olarak gönder ki beni tasdiklesin; beni yalanlamalarından korkuyorum."
İskender Ali Mihr = Ve kardeşim Harun ki o, lisan bakımından benden daha fasihtir. Ve onu, beni tasdik edici ve yardımcı olarak benimle beraber gönder. Ben, gerçekten beni tekzip etmelerinden (yalanlamalarından) korkuyorum.
İlyas Yorulmaz = “Kardeşim Harun’un konuşması benden daha düzgün. Bu zor durum için onu benimle beraber gönder ki, bana arkadaş olsun ve beni yalanlamalarından korkuyorum” dedi