إِنَّهُ كَانَ لَا يُؤْمِنُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ
İnnehu kâne lâ yu’minu billâhil azîm(azîmi).
inne-hu | : muhakkak ki o |
kâne | : oldu, idi |
lâ yu’minu | : inanmıyor, îmân etmiyor |
bi allâhi | : Allah’a |
el azîmi | : azîz olan, büyük, yüce |
Diyanet İşleri = “Çünkü o, azamet sahibi Allah’a iman etmiyordu.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki o, pek ulu Allah'a inanmazdı.
Abdullah Parlıyan = Çünkü o büyük olan Allah'a inanmadı
Adem Uğur = Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
Ahmed Hulusi = "Çünkü o, Esmâ'sıyla hakikati olan Aziym Allâh'a iman etmiyordu!"
Ahmet Tekin = Çünkü o, ulu Allah’a iman etmezdi.
Ahmet Varol = Çünkü o, büyük olan Allah'a iman etmiyordu.
Ali Bulaç = "Çünkü, o, büyük olan Allah'a iman etmiyordu."
Ali Fikri Yavuz = Çünkü o, yüce Allah’a iman etmiyordu.
Ali Ünal = Çünkü, sonsuz azamet sahibi Allah’a inanmazdı o.
Bayraktar Bayraklı = (33-34) “Çünkü o, Yüce Allah'a iman etmezdi, yoksulu doyurmaya teşvik etmezdi.”
Bekir Sadak = «unku, o, yuce Allah'a inanmazdi.»
Celal Yıldırım = Çünkü gerçekten o, o büyük kadri yüce Allah'a inanmazdı.
Cemal Külünkoğlu = (33-34) “Çünkü o, yüce Allah'a inanmazdı ve yoksulu doyurmayı teşvik etmezdi.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Çünkü, o, yüce Allah'a inanmazdı.'
Diyanet Vakfi = Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi,
Edip Yüksel = Çünkü o, Yüce ALLAH'a inanmıyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü o Allahu Azîmü'ş-şan'a inanmıyordu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü o, şanı yüce Allah'a inanmıyordu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü o, büyük Allah'a inanmıyordu.
Gültekin Onan = "Çünkü o, büyük olan Tanrı'ya inanmıyordu."
Harun Yıldırım = “Çünkü o, yüce Allah’a iman etmezdi.”
Hasan Basri Çantay = «Çünkü o, O büyük Allaha inanmazdı».
Hayrat Neşriyat = 'Çünki o, yüce Allah’a inanmazdı!'
İbni Kesir = Çünkü o, yüce Allah'a inanmazdı.
Kadri Çelik = “Çünkü o, büyük olan Allah'a iman etmiyordu.”
Muhammed Esed = çünkü o, yüce Allah'a inanmadı,
Mustafa İslamoğlu = Çünkü o yüce Allah'a inanıp güvenmedi.
Ömer Nasuhi Bilmen = (32-33) «Sonra uzunluğu yetmiş arşın olan bir zincir içinde olarak onu sevkedin. Muhakkak ki o, azîm olan Allah'a imân etmez idi.»
Ömer Öngüt = Çünkü o, ulu Allah'a iman etmezdi.
Şaban Piriş = Çünkü O, yüce Allah’a iman etmiyordu.
Sadık Türkmen = Çünkü o, yüce Allah’a inanmazdı.
Seyyid Kutub = Çünkü o Büyük Allah'a inanmıyordu.
Suat Yıldırım = Çünkü o, büyükler büyüğü Allah’a inanmazdı.
Süleyman Ateş = "Çünkü o büyük Allah'a inanmıyordu."
Tefhim-ul Kuran = «Çünkü, o, büyük olan Allah'a iman etmiyordu.»
Ümit Şimşek = Çünkü o Ulu Allah'a inanmazdı.
Yaşar Nuri Öztürk = "Çünkü o, yüce Allah'a inanmıyordu."
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki o, Azîm olan Allah’a inanmıyordu (îmân etmiyordu).
İlyas Yorulmaz = Kesinlikle o büyük olan Allah’a inanmıyordu.