وَآتَيْنَاهُم مِّنَ الْآيَاتِ مَا فِيهِ بَلَاء مُّبِينٌ
Ve âteynâhum minel âyâti mâ fîhi belâun mubîn(mubînun).
ve âteynâ-hum | : ve onlara verdik |
min el âyâti | : âyetlerden |
mâ | : şey |
fîhi | : içinde |
belâun | : imtihan |
mubînun | : apaçık |
Diyanet İşleri = Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan mûcizeler verdik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve onlara, apaçık nîmetleri muhtevi deliller verdik.
Abdullah Parlıyan = Ve onlara her birine açık birer imtihan bulunan, ayet ve ibretlerimizden de verdik.
Adem Uğur = Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
Ahmed Hulusi = Onlara içinde apaçık bir imtihan olan işaretlerden verdik.
Ahmet Tekin = Biz onlara, içinde apaçık imtihan bulunan mûcizeler, deliller de vermiştik.
Ahmet Varol = Ve onlara ayetlerden (mucizelerden), her birinde apaçık bir imtihan bulunan şeyler verdik.
Ali Bulaç = Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Ali Fikri Yavuz = Ve onlara (denizin açılması, bıldırcın ve kudret helvası gibi) alâmetlerden öylesini vermiştik ki, onda büyük bir nimet vardı.
Ali Ünal = Ve kendilerine pek çok mucizeler bahşettik; bu bahşedimizde açık bir imtihan da vardı.
Bayraktar Bayraklı = Onlara, her birinde açıkça bir sınav olan âyetler verdik.
Bekir Sadak = Onlarin, her birinde acikca bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.
Celal Yıldırım = Onlara öylesine açık belgeler, mu'cizeler verdik ki, herbirinde hem açık nîmet ve bereket, hem de imtihan vardı.
Cemal Külünkoğlu = Biz onlara (denizin yarılması, bulutların gölge yapması, kudret helvası ve bıldırcın gibi) içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.
Diyanet İşleri (eski) = Onlara, her birinde açıkça bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.
Diyanet Vakfi = Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik.
Edip Yüksel = Ve onlara, açık bir sınav olarak mucizeler verdik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve onlara âyetlerden öylesini vermiştik ki onda açık bir ni'met ile imtihan vardı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve onlara mucizelerden içinde apaçık bir imtihan bulunan nimetler vermiştik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.
Gültekin Onan = Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Harun Yıldırım = Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Hasan Basri Çantay = Bir de onlara âyetlerden, her birinde açık birer imtihan (gizlenmiş) bulunan, şeyler verdik.
Hayrat Neşriyat = Onlara, içinde apaçık bir imtihan bulunan mu'cizelerden de verdik.
İbni Kesir = Onlara ayetlerden öylelerini verdik ki; her birinde açıkça bir imtihan vardı.
Kadri Çelik = Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Muhammed Esed = ve onlara açıkça bir sınavı haber veren (rahmetimizin) işaretler(ini) verdik.
Mustafa İslamoğlu = ve onlara sınav olduğu ayan açık belli olan mucizevi işaretler ver(miş)tik.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara kendisinde apaçık imtihan olan âyetlerden vermiştik.
Ömer Öngüt = Onlara âyetlerden (mucizelerden) öylelerini verdik ki, her birinde açıkça bir imtihan vardı.
Şaban Piriş = Onlara, içlerinde apaçık imtihanlar olan ayetler verdik.
Sadık Türkmen = Onlara içinde apaçık bir belâ bulunan, işâretler (mucizeler) verdik.
Seyyid Kutub = Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler verdik.
Suat Yıldırım = Onlara, açık ve zahir nimetleri ortaya koyan nice mûcizevî haller verdik.
Süleyman Ateş = Onlara, içinde açık bir sınav bulunan âyetler verdik.
Tefhim-ul Kuran = Ve onlara, her birinde açık birer imtihan bulunan ayetler verdik.
Ümit Şimşek = Kendilerine, herbirinde aşikâr bir imtihan bulunan âyetler verdik.
Yaşar Nuri Öztürk = Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştik.
İskender Ali Mihr = Ve onlara, içinde apaçık imtihan olan âyetlerden (mucizelerden) verdik.
İlyas Yorulmaz = Onlara, içlerinde İsrail oğullarını deneyen açık ayetleri verdik.