عَسَى رَبُّنَا أَن يُبْدِلَنَا خَيْرًا مِّنْهَا إِنَّا إِلَى رَبِّنَا رَاغِبُونَ
Asâ rabbunâ en yubdilenâ hayren minhâ innâ ilâ rabbinâ râgıbûn(râgıbûne).
asâ | : umulur |
rabbu-nâ | : Rabbimiz |
en yubdile-nâ | : bize onun yerine bedel olarak vermesi |
hayren | : daha hayırlı |
min-hâ | : ondan |
innâ | : muhakkak ki biz |
ilâ rabbi-nâ | : Rabbimize |
râgıbûne | : rağbet eden kimseleriz |
Diyanet İşleri = “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz artık Rabbimizi arzulayanlarız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Umulur ki Rabbimiz, onun yerine bize daha da hayırlısını verir, gerçekten de biz, Rabbimizi dilemede, ondan istemedeyiz.
Abdullah Parlıyan = “Belki Rabbimiz bize harap olan bahçemizin yerine ondan daha iyisini verir, biz Rabbimize dönüyor ve her arzumuzu O'ndan istiyoruz.”
Adem Uğur = Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi(O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
Ahmed Hulusi = "Umulur ki Rabbimiz onun yerine ondan daha hayırlısını verir! Muhakkak ki biz (artık) Rabbimize yönelenleriz. "
Ahmet Tekin = 'Ola ki, Rabbimiz bunların yerine bize daha hayırlısını verir. Biz yalnız Rabbimizin rızasını arzuluyoruz.' dediler.
Ahmet Varol = Belki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Şüphesiz biz Rabbimize yönelenleriz.'
Ali Bulaç = "Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz."
Ali Fikri Yavuz = Umulur ki Rabbimiz, bize, onun yerine daha hayırlısını verir. Muhakkak biz, Rabbimizden hayır istiyenleriz.”
Ali Ünal = “Ama umulur ki Rabbimiz, bize o bahçenin yerine daha hayırlısını verir. Artık Rabbimize yöneldik, rağbetimiz O’nadır.”
Bayraktar Bayraklı = (29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”
Bekir Sadak = «Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir; dogrusu artik, Rabbimizden dilemekteyiz.»
Celal Yıldırım = Umulur ki Rabbimiz, o bahçenin yerine bize daha iyisini verir. Biz artık Rabbımızı (O'nun lûtf-u keremini) gönülden istemekteyiz, dediler.
Cemal Külünkoğlu = “Umulur ki, Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir; doğrusu artık, Rabbimizden dilemekteyiz.'
Diyanet Vakfi = Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Rabbimizi(O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.
Edip Yüksel = 'Belki Rabbimiz bize daha iyisini verir. Biz Rabbimize dönüyoruz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ola ki rabbımız bize onun yerine daha hayırlısını vere, her halde biz bütün rağbetimizi rabbımıza çeviriyoruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ola ki, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir; gerçekten biz bütün ümidimizi Rabbimize çeviriyoruz.» diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ola ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.
Gültekin Onan = "Belki rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca rabbimize rağbet eden kimseleriz."
Harun Yıldırım = “Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz.”
Hasan Basri Çantay = «(Eh) Rabbimizin bize, bunun yerine, ondan daha hayırlısını vermesi me'müldür. Biz (bütün dilek ve isteklerimizi artık) gerçekden Rabbimize çevirenleriz».
Hayrat Neşriyat = 'Olur ki Rabbimiz, bize onun yerine ondan daha hayırlısını verir. Şübhesiz biz,(artık) Rabbimize (O’nun rızâsına) yönelenleriz!'
İbni Kesir = Belki Rabbımız bize bundan daha iyisini verir. Doğrusu biz; artık Rabbımızdan dilemekteyiz.
Kadri Çelik = “Belki Rabbimiz, onun yerine ondan daha hayırlısını verir; şüphesiz biz yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz.”
Muhammed Esed = (Ama) belki Rabbimiz yerine daha iyisini bize bağışlayacak. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz!"
Mustafa İslamoğlu = Belki Rabbimiz, onun yerine bize daha iyisini verir: Artık bizim rağbetimiz Rabbimizedir."
Ömer Nasuhi Bilmen = (31-32) Dediler ki: «Yazıklar olsun bizlere. Şüphe yok ki biz haddi tecavüz etmişler olduk. Umulur ki Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını bedel olarak verir, şüphe yok ki biz teveccüh edip Rabbimizin affını rica edenleriz.»
Ömer Öngüt = "Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz sadece Rabbimize rağbet edip gönül bağlayanlardanız. "
Şaban Piriş = Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz, ancak Rabbimiz'den dilemekteyiz.
Sadık Türkmen = “belki rabbimiz bize onun yerine, ondan daha hayırlısını verir. Şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet edeceğiz/yöneleceğiz.”
Seyyid Kutub = Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir; doğrusu artık, Rabbimizden dilemekteyiz.
Suat Yıldırım = Olur ki Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz Rabbimizin rahmetini arzu ediyor, O’na dönüyoruz."
Süleyman Ateş = "Belki Rabbimiz, bize onun yerine ondan daha iyisini verir. Biz Rabbimize yönelir, O'ndan umarız."
Tefhim-ul Kuran = «Belki Rabbimiz, onun yerine ondan daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimize rağbet eden kimseleriz.»
Ümit Şimşek = 'Ama bakarsın, Rabbimiz bunun yerine daha iyisini bize verir. Biz artık Rabbimize yöneliyoruz.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Umarız, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir. Biz de her şeyimizle Rabbimize yöneliriz."
İskender Ali Mihr = Rabbimizin bize, onun yerine, ondan daha hayırlısını bedel olarak vermesi umulur. Muhakkak ki biz, Rabbimize rağbet eden kimseleriz.
İlyas Yorulmaz = “Rabbimizin, mahvolan bu ürünlerden daha hayırlısını bize vermesi umulur. Biz artık yalnızca Rabbimize yönelenleriz” dediler.