قَالُوا إِنَّا أُرْسِلْنَا إِلَى قَوْمٍ مُّجْرِمِينَ
Kâlû innâ ursilnâ ilâ kavmin mucrimîne.
kâlû | : dediler |
innâ | : muhakkak ki biz |
ursilnâ | : gönderildik |
ilâ kavmin | : bir kavme |
mucrimîne | : mücrim, suçlular, günahkârlar |
Diyanet İşleri = (32-34) Onlar şöyle dediler: “Biz suçlu bir kavme (Lût’un kavmine), üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar için belirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, şüphe yok ki biz demişlerdi, mücrim bir topluluğa gönderildik.
Abdullah Parlıyan = “Şüphe yok ki biz, günaha batıp gitmiş Lût toplumunu helak etmek üzere gönderildik.
Adem Uğur = Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Doğrusu biz suçlu bir toplum için irsâl olunduk!"
Ahmet Tekin = Melekler: 'Allah’ın koyduğu kuralları tanımayan, İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güçlü bir kavme görevli olarak gönderildik' dediler.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Biz bir günahkarlar topluluğuna gönderildik.
Ali Bulaç = "Doğrusu biz, suçlu günahkar bir kavme gönderildik" dediler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar dediler ki: “- Biz, günahkâr bir kavme (Lût peygamberin kavmine) gönderildik;
Ali Ünal = “Biz,” dediler, “hayatları günah hasadından ibaret suçlu bir topluluğa gönderildik,
Bayraktar Bayraklı = Onlar şöyle dediler: “Biz, suçlu bir topluma gönderildik.”
Bekir Sadak = (32-34) Elciler: «Suclu bir milletin uzerine, Rabbinin katindan isaretli olarak, asiri gidenlere mahsus sert taslar gondermekle gorevlendirildik» dediler.
Celal Yıldırım = Onlar, «doğrusu biz suçlu günahkâr bir kavme gönderildik,
Cemal Külünkoğlu = (32-34) (Onlar da:) “Biz, günahkâr bir kavme (Lut kavmine), üzerlerine çamurdan (iyice pişirilmiş/sertleştirilmiş) taş(lar) yağdırmak için gönderildik. (Bu taşlar,) haddi aşanlar için Rabbinin katında damgalanmış (herkes adına ayrı ayrı işaretlenmiş taşlardır)” dediler.
Diyanet İşleri (eski) = (32-34) Elçiler: 'Suçlu bir milletin üzerine, Rabbinin katından işaretli olarak, aşırı gidenlere mahsus sert taşlar göndermekle görevlendirildik' dediler.
Diyanet Vakfi = «Biz, dediler, suçlu bir kavme gönderildik.»
Edip Yüksel = Dediler ki, 'Biz suçlu bir topluluğa gönderildik.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz, dediler: Mücrim bir kavme gönderildik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dediler: «Biz suçlu bir kavme gönderildik;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar: «Gerçekten biz günahkâr bir kavim (olan Lût kavmine) gönderildik.
Gültekin Onan = "Doğrusu biz, suçlu günahkar bir kavme gönderildik" dediler.
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Şüphe yok ki biz, günahkar bir topluluğa gönderildik.”
Hasan Basri Çantay = Onlar «Biz günahkârlar güruhuna gönderildik», dediler,
Hayrat Neşriyat = Dediler ki: 'Şübhesiz biz, bir günahkârlar topluluğuna gönderildik.'
İbni Kesir = Dediler ki: Biz, suçlu bir kavme gönderildik,
Kadri Çelik = Dediler ki: “Şüphesiz biz, suçlu günahkâr bir kavme gönderildik.”
Muhammed Esed = Onlar, "Bak" dediler, "biz günaha batmış bir topluma gönderildik,
Mustafa İslamoğlu = Onlar "Biz" dediler, "günaha gömülüp gitmiş bir topluma gönderildik ki,
Ömer Nasuhi Bilmen = (31-32) (İbrahim aleyhisselâm) Dedi ki: «O halde mühim işiniz neden ibarettir ey gönderilmiş zâtlar?» (O melekler de) Dediler ki: «Şüphe yok, biz günahkârlar olan bir kavme gönderildik.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: "Biz suçlu bir kavme gönderildik. "
Şaban Piriş = -Biz, günahkar bir topluma gönderildik, dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Biz, suçlu bir kavim üzerine gönderildik:
Seyyid Kutub = Dediler ki: «Biz suçlu bir kavme gönderildik.»
Suat Yıldırım = (32-34) "Biz" dediler, "Suçlu bir güruhun, haddini aşanların tepelerine, çamurdan pişirilip de Rabbinin nezdinde damgalanmış taşları indirmek için görevlendirildik."
Süleyman Ateş = Dediler: "Biz suçlu bir kavme gönderildik."
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Gerçek şu ki biz, suçlu günahkâr bir kavme gönderildik.»
Ümit Şimşek = Dediler ki: 'Biz mücrim bir kavme gönderildik.
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Biz, suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik."
İskender Ali Mihr = Dediler ki: “Muhakkak ki biz, mücrim bir kavme gönderildik.”
İlyas Yorulmaz = Onlar “Biz suçlu bir topluluk için gönderildik. ”