قَالُوا يَا وَيْلَنَا إِنَّا كُنَّا طَاغِينَ
Kâlû yâ veylenâ innâ kunnâ tâgîn(tâgîne).
kâlû | : dediler |
yâ veyle-nâ | : yazıklar olsun bize |
in-nâ | : muhakkak ki biz |
kun-nâ | : biz olduk |
tâgîne | : haddi aşan kimseler |
Diyanet İşleri = Şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”
Abdulbaki Gölpınarlı = Yazıklar olsun bize dediler, gerçekten de azmışız biz.
Abdullah Parlıyan = “Yazıklar olsun bize, gerçektende azmış kimselermişiz” dediler.
Adem Uğur = (Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Yazıklar olsun bize! Doğrusu biz küstahça davranmışız!"
Ahmet Tekin = 'Yazıklar olsun bize, gerçekten biz azmış bir milletmişiz.' dediler.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Yazık bize! Doğrusu biz azgınlarmışız.
Ali Bulaç = "Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız" dediler.
Ali Fikri Yavuz = Dediler ki: “-Yazıklar olsun bizler azgınlarmışız.
Ali Ünal = “Yazıklar olsun bize!” dediler, “biz ne azgın kimselermişiz!
Bayraktar Bayraklı = (29-32) Onlar, “Ey Rabbimiz! Seni noksan sıfatlardan uzak tutarız. Gerçekten biz, kendimize yazık ettik” dediler. Birbirlerini suçlamaya başladılar. Sonra şöyle dediler: “Yazıklar olsun bize, biz azgın kimseleriz. Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz de ümitle O'na yöneleceğiz.”
Bekir Sadak = Sonra soyle dediler: «Yaziklar olsun bize; dogrusu azginlik edenlerdendik.»
Celal Yıldırım = Yazıklar olsun bize! Doğrusu biz azgınlarmışız.
Cemal Külünkoğlu = Dediler ki: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz!”
Diyanet İşleri (eski) = Sonra şöyle dediler: 'Yazıklar olsun bize; doğrusu azgınlık edenlerdendik.'
Diyanet Vakfi = (Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.
Edip Yüksel = Dediler ki, 'Yazıklar olsun bize. Azgınmışız.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Yazıklar olsun bizlere, bizler doğrusu azgınlarmışız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yazıklar olsun bizlere; bizler doğrusu azgınlarmışız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.
Gültekin Onan = "Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız" dediler.
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgınmışız;”
Hasan Basri Çantay = «Yazıklar olsun bize, dediler, hakıykaten biz azgınlarmışız».
Hayrat Neşriyat = (Nihâyet) dediler ki: 'Yazıklar olsun bize! Doğrusu biz azgın kimselermişiz!'
İbni Kesir = Dediler ki: Yazıklar olsun bize, doğrusu biz; azgınlardanmışız.
Kadri Çelik = “Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız” dediler.
Muhammed Esed = (Sonunda) "Yazıklar olsun bize!" dediler, "Gerçekten biz küstahça davranmıştık!
Mustafa İslamoğlu = "Yazıklar olsun bize! Gerçekten de biz, haddimizi aşmışız.
Ömer Nasuhi Bilmen = (31-32) Dediler ki: «Yazıklar olsun bizlere. Şüphe yok ki biz haddi tecavüz etmişler olduk. Umulur ki Rabbimiz bize ondan daha hayırlısını bedel olarak verir, şüphe yok ki biz teveccüh edip Rabbimizin affını rica edenleriz.»
Ömer Öngüt = Şöyle dediler: "Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kimselermişiz. "
Şaban Piriş = -Yazıklar olsun bize, azgınlardan olduk, dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: ”Gerçekten bizler azgınlarmışız. Yazıklar olsun bize!”
Seyyid Kutub = Nihayet şöyle dediler: «Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kimselermişiz.»
Suat Yıldırım = "Yazıklar olsun bize, ne azgın kimselermişiz!"
Süleyman Ateş = "Yazık bize, dediler, biz azgınlarmışız!"
Tefhim-ul Kuran = «Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız» dediler.
Ümit Şimşek = 'Eyvah bize,' dediler. 'Gerçekten azgınmışız.
Yaşar Nuri Öztürk = "Yazıklar olsun bize, dediler, biz gerçekten azgınlarmışız."
İskender Ali Mihr = Yazıklar olsun bize, muhakkak ki biz, haddi aşan kimseler olduk.
İlyas Yorulmaz = Dediler ki “Yazıklar olsun bize! Biz hadi aşan azgınlardan olduk. ”