وَمَا أَنتُم بِمُعْجِزِينَ فِي الْأَرْضِ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
Ve mâ entum bi mu’cizîne fîl ard(ardı), ve mâ lekum min dûnillâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin).
ve mâ entum | : ve siz değilsiniz |
bi mu’cizîne | : aciz bırakacak olanlar, bırakanlar |
fî el ardı | : arzda, yeryüzünde |
ve mâ | : ve yoktur |
lekum | : sizin için |
min dûni allâhi | : Allah’tan başka |
min veliyyin | : bir velî, dost |
ve lâ | : ve yoktur |
nasîrin | : bir yardımcı |
Diyanet İşleri = Yeryüzünde O’nu âciz bırakamazsınız. Sizin için Allah’tan başka hiçbir dost ve yardımcı yoktur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve siz, yeryüzünde onu âciz bir hâle getiremezsiniz ve size, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.
Abdullah Parlıyan = Ve yeryüzünde sizler O'nu, yapacağından aciz bırakamazsınız, size vereceği bela ve musibetlere de engel olamazsınız. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Adem Uğur = Yeryüzünde (O'nu) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur.
Ahmed Hulusi = Siz, arzda (Allâh'ı) âciz bırakamazsınız! Sizin Allâh'tan başka ne bir velîniz ve ne de bir yardımcınız yoktur.
Ahmet Tekin = Yeryüzünde Allah’ı âciz bırakamazsınız, koyduğu kuralların dışına çıkarak yakanızı kurtaramazsınız. Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden bir veliniz, bir koruyucunuz ve bir yardım edeniniz de yoktur.
Ahmet Varol = Yoksa siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'tan başka bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.
Ali Bulaç = Siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizin Allah'ın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız.
Ali Fikri Yavuz = Siz, yeryüzünde (Allah’ın azabından) yakanızı kurtarabilecek değilsiniz; ve sizin için Allah’dan başka (azabı kaldıracak) bir dost, bir yardımcı yoktur.
Ali Ünal = Siz, yeryüzünde (Cenabı Allah her ne dilerse O’nu icra etmesine) mani olabilecek değilsiniz. Sizin Allah’tan başka ne (sizi koruyabilecek ve işlerinizi kendisine havale edebileceğiniz) bir veliniz, ne de yardımcınız vardır.
Bayraktar Bayraklı = Siz O'nu yeryüzünde âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.
Bekir Sadak = Yeryuzunde O'nu aciz birakamazsiniz. Allah'tan baska bir dostunuz da yardimciniz da yoktur.
Celal Yıldırım = Siz yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak (güçte) değilsiniz. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.
Cemal Külünkoğlu = Yeryüzünde O'nu aciz bırakamazsınız. (Ahirette de) sizi Allah'tan (O'nun azabından) koruyacak ve size yardım edecek kimse bulamazsınız.
Diyanet İşleri (eski) = Yeryüzünde O'nu aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz da yardımcınız da yoktur.
Diyanet Vakfi = Yeryüzünde (O'nu) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur.
Edip Yüksel = Siz yeryüzünde kaçamazsınız. Sizin ALLAH 'tan başka bir sahibiniz ve yardımcınız yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem siz Arzda âciz bırakacak değilsiniz ve size Allahdan başka kurtaracak ne bir hâmî, ne de bir yardımcı yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizi Allah'tan başka kurtaracak ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'tan başka bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.
Gültekin Onan = Siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizin Tanrı'nın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız.
Harun Yıldırım = Siz, yeryüzünde aciz bırakabilecekler değilsiniz. Ve sizin Allah’ın dışında ne bir veliniz vardır, ne bir yardımcınız.
Hasan Basri Çantay = Siz yer (yüzün) de (Allahı) aaciz bırakabilecekler değilsiniz Sizin Allahdan başka ne bir haamîniz, ne bir yardımcınız yokdur.
Hayrat Neşriyat = Ve siz yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakacak kimseler değilsiniz! Sizin için Allah’dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.
İbni Kesir = Yeryüzünde O'nu aciz bırakamazsınız. Ve sizin Allah'tan başka ne bir veliniz vardır, ne de bir yardımcınız.
Kadri Çelik = Siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakıcılar da değilsiniz ve sizin Allah'ın dışında ne bir veliniz vardır, ne de bir yardımcınız.
Muhammed Esed = ve siz O'nu yeryüzünde bertaraf edemezsiniz, (öteki dünyada da) sizi Allah(ın cezasın)dan koruyacak ve size yardım edecek kimse bulamazsınız.
Mustafa İslamoğlu = Siz O'nu daha yeryüzünde atlatmaktan acizsiniz; (ahirette) ise Allah dışında ne candan bir dost, ne de işe yarar bir yardımcı bulacaksınız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve siz yeryüzünde âciz bırakıcılar değilsiniz ve sizin için Allah'tan başka bir hâmi ve bir yardımcı da yoktur.
Ömer Öngüt = Yeryüzünde (O'nu) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz ve bir yardımcınız da yoktur.
Şaban Piriş = Yoksa siz, yeryüzünde bir yere kaçıp kurtulamazsınız. Sizin Allah’tan başka bir sahibiniz de yardımcınız da yoktur.
Sadık Türkmen = Siz yeryüzünde O’nu aciz bırakamazsınız. Sizin, Allah’ın dışında ne bir koruyucu dostunuz vardır, ne de bir yardımcınız!
Seyyid Kutub = Yeryüzünde O'nu aciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dostunuz da yardımcınız da yoktur.
Suat Yıldırım = Siz, kaçmakla Allah’ın cezasından kendinizi kurtaramazsınız. Sizin Allah’tan başka ne haminiz, ne de yardımcınız yoktur.
Süleyman Ateş = Siz, yeryüzünde O(nun cezâsı)na engel olamazsınız. Sizin Allah'tan başka ne bir veliniz, ne de bir yardımcınız vardır.
Tefhim-ul Kuran = Siz yeryüzünde (O'nu) aciz bırakacak değilsiniz. Ve sizin Allah'ın dışında ne bir veliniz vardır, ne de bir yardımcınız.
Ümit Şimşek = Siz dünyada Allah'ın elinden kurtulamazsınız. Allah'tan başka da sizin ne bir dostunuz vardır, ne bir yardımcınız.
Yaşar Nuri Öztürk = Siz yeryüzünde âciz bırakıcılar değilsiniz. Sizin, Allah'tan başka dostunuz da yoktur, yardımcınız da.
İskender Ali Mihr = Yeryüzünde siz, aciz bırakabilecek olanlar değilsiniz. Ve sizin için Allah’tan başka bir dost ve yardımcı yoktur.
İlyas Yorulmaz = Siz, yeryüzünde hiçbir şekilde Allah’ın yapacaklarına engel olamazsınız. Aynı zamanda sizin için Allah dan başka ne bir koruyan, nede bir yardım eden bulunur.