قُل لِّعِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُواْ يُقِيمُواْ الصَّلاَةَ وَيُنفِقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلانِيَةً مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لاَّ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خِلاَلٌ
Kul li ibâdiyellezîne âmenû yukîmus salâte ve yunfikû mimmâ razaknâhum sirren ve alâniyeten min kabli en ye’tiye yevmun lâ bey’un fîhi ve lâ hilâl(hilâlun).
kul | : de, söyle |
li ibâdiye | : kullarıma |
ellezîne âmenû | : âmenû olanlar, Allah’a ulaşmayı dileyenler |
yukîmu es salâte | : namazı ikame ederler |
ve yunfikû | : ve infâk ederler |
mimmâ (min mâ) | : şeyden |
razaknâ-hum | : onları rızıklandırdık |
sirren | : gizli |
ve alâniyeten | : ve aleni olarak, açık olarak |
min kabli | : önceden |
en ye’tiye | : gelmesi |
yevmun | : o gün |
lâ bey’un | : alışveriş olmayan |
fîhi | : orada, onda |
ve lâ | : ve yoktur |
hilâlun | : dostluk, arkadaşlık |
Diyanet İşleri = İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = İmân eden kullarıma söyle: Namaz kılsınlar ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını yoksullara harcasınlar o gün gelip çatmadan ki ne alışveriş var o günde ne karşılıklı dostluk.
Abdullah Parlıyan = Ve iman eden kullarıma da söyle; hiçbir alışverişin, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı bir gün gelip çatmadan önce, namazlarına devamlı ve duyarlı olsunlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, bizim yolumuzda gizli ve açık harcasınlar.
Adem Uğur = İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli açık harcasınlar.
Ahmed Hulusi = İman etmiş kullarıma de ki: "Salâtı ikame etsinler ve verdiğimiz yaşam gıdalarından gizlice veya açıkça bağışta bulunsunlar, alış-veriş ve dostluğun olmadığı süreç gelmeden önce. "
Ahmet Tekin = İman eden, benim ilâhlığımı tanıyan, candan müslüman olarak bana bağlanan, saygılı kullarıma söyle:'Namazları âdâbına riâyet ederek, aksatmadan âşikâre kılsınlar. Kendilerine verdiğimiz rızık ve servetten, bedel ödeyerek kendinizi kurtaracak pazarlığın olmayacağı, dostlukların fayda sağlamayacağı bir günün gelmesinden önce, mallarından gizli ve açık, Allah yolunda, karşılık beklemeden, gönüllü harcasınlar.'
Ahmet Varol = İman eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar ve ne alışverişin ne de dostluğun olmayacağı gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimizden gizli ve açık infak etsinler.
Ali Bulaç = İman etmiş kullarıma söyle: "Alışverişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler."
Ali Fikri Yavuz = İman eden kullarıma de ki: Namazı gereği üzere kılsınlar; ve kendinde ne bir alış veriş, ne de bir dostluk olmıyan (hiç bir fayda umulmıyan) bir kıyamet günü gelmezden önce, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikâr (yerli yerinde zekât verip hayırlara) harcasınlar.
Ali Ünal = İman etmiş bulunan kullarıma ise şunu söyle: Bütün şartlarına riayet ederek, vaktinde ve aksatmadan namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz her şeyden artık herhangi bir tür alışverişin de dostluğun da olmayacağı bir gün gelmeden önce (Allah yolunda ve muhtaçlar için) gizli ve açık infakta bulunsunlar.
Bayraktar Bayraklı = İnanan kullarıma söyle! “Namazı kılsınlar; kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun olmadığı gün gelmeden önce gizli ve âşikâr infak etsinler.”
Bekir Sadak = Inanan kullarima soyle, namazi kilsinlar; alis veris ve dostlugun olmaycagi gunun gelmesinden once, kendilerine verdigimiz riziktan acik ve gizli sarfetsinler.
Celal Yıldırım = İmân eden kullarıma de ki: İçinde alım-satım, dostluk bulunmayan gün gelmeden önce namazı kılsınlar, kendilerine rızık olarak sunduğumuz şeylerden gizli-açık (Allah için) harcasınlar.
Cemal Külünkoğlu = (Ve) inananlara söyle: Hiçbir pazarlığın, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı o gün gelip çatmadan önce, namaza devamlı ve duyarlı olsunlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli açık harcasınlar.
Diyanet İşleri (eski) = İnanan kullarıma söyle, namazı kılsınlar; alışveriş ve dostluğun olmayacağı günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli sarfetsinler.
Diyanet Vakfi = İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizli açık harcasınlar.
Edip Yüksel = İnanan kullarıma söyle, alış-verişin ve dostluğun olmadığı gün gelmeden önce namazı gözetsinler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık yardım için versinler.
Elmalılı Hamdi Yazır = İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, gizli ve açık infak etsinler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Söyle o iman etmiş kullarıma: «Namazı kılsınlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık harcasınlar, kendisinde alım satım ve dostluğun bulunmayacağı gün gelmeden önce.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Ey Muhammed!) İman eden kullarıma söyle: «Namazı dosdoğru kılsınlar, alışveriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli (Allah için) harcasınlar.»
Gültekin Onan = İnanmış / inanan kullarıma söyle: "Alışverişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler."
Harun Yıldırım = İman eden kullarıma söyle: Namazlarını dosdoğru kılsınlar, kendisinde ne alışveriş, ne de dostluk bulunan bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıklardan (Allah için) gizliaçık harcasınlar.
Hasan Basri Çantay = Îman eden kullarıma de ki: «Namaz (lar) ınızı dosdoğru kılın, ne bir alış veriş, ne de bir dostluk (carî ve nafiz) olmayan birgün gelmezden evvel rızk olarak size verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikâr infaak edin».
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Îmân eden kullarıma söyle, namazı hakkıyla edâ etsinler ve içinde ne bir alış-verişin, ne de bir dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden, gizlice ve açıkça (Allah yolunda) sarf etsinler!
İbni Kesir = İman eden kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, alışveriş ve dostluğun olmayacağı gün gelmezden önce; kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli, açık infak etsinler.
Kadri Çelik = İman etmiş kullarıma söyle: “Alış verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, namazı dosdoğru kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infakta bulunsunlar.”
Muhammed Esed = (Ve) imana erişen kullarıma da söyle, hiçbir pazarlığın, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı o Gün gelip çatmadan önce, salatta devamlı ve duyarlı olsunlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Bizim yolumuzda) gizli açık harcasınlar.
Mustafa İslamoğlu = İmanda sebat gösteren kimselere söyle: hiçbir pazarlığın, hiçbir dostluğun fayda vermediği gün gelip çatmazdan önce hakkını vererek namaz kılsınlar, kendilerine verdiğimiz nimetlerde -gizli ya da açık- infak etsinler.
Ömer Nasuhi Bilmen = İmân etmiş olan kullarıma söyle, namazı kılsınlar ve kendilerini merzûk etmiş olduğumuz şeylerden gizlice ve âşikâre infakta bulunsunlar, bir günün gelmesinden evvelki, onda ne satış vardır, ne de dostluk.
Ömer Öngüt = Resulüm! İnanan kullarıma söyle! Namazı kılsınlar, alış-veriş ve dostluğun olmayacağı gün gelmezden önce kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak etsinler.
Şaban Piriş = İman eden kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar; alış verişin ve dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli olarak sarfetsinler.
Sadık Türkmen = Inanan kullarima söyle: “Namazı gereği gibi kılsınlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden, gizlice ve açıkça bağışlasınlar. İçinde alışverişin ve dostluğun bulunmayacağı gün gelmeden önce.”
Seyyid Kutub = Mü'min kullarıma de ki; «Namazı kılsınlar ve ne alışverişin ne de dostluğun geçerli olmadığı gün gelmeden önce kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık biçimde bağışta bulunsunlar.
Suat Yıldırım = Söyle o iman etmiş kullarıma:Namazı tam gerektiği şekilde kılsınlar ve ne alış verişin, ne de dostluğun olmadığı gün gelmeden önce, gizli ve açık şekilde, kendilerine ihsan ettiğimiz rızıklardan, nimetlerden bağışta bulunsunlar.
Süleyman Ateş = İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık sarfetsinler.
Tefhim-ul Kuran = İman etmiş kullarıma söyle: «Alışverişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler.»
Ümit Şimşek = İman eden kullarıma şunu söyle: Namazı dosdoğru kılsınlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açık bağışta bulunsunlar-öyle bir gün gelmeden önce ki, onda ne bir alışveriş geçer, ne de bir dostluk.
Yaşar Nuri Öztürk = İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir alışverişin, hiçbir dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, gizli ve açık infak etsinler.
İskender Ali Mihr = Âmenû olan (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyen) kullarıma söyle: “Dostluk ve alışverişin olmadığı o günün gelmesinden önce namazı ikame etsinler! Onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve aleni (açık) olarak infâk etsinler!”
İlyas Yorulmaz = İman eden kullarıma deki “Alışverişin ve dostluğun olmadığı bir gün gelmezden önce, namazı kılsınlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gerek gizli, gerekse açıkça ihtiyaç sahiplerine versinler. ”