وَوَهَبْنَا لِدَاوُودَ سُلَيْمَانَ نِعْمَ الْعَبْدُ إِنَّهُ أَوَّابٌ
Ve vehebnâ li dâvûde suleymân(suleymâne), ni’mel abdu, innehû evvâb(evvâbun).
Diyanet İşleri = Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve Dâvûd'a Süleyman'ı ihsân ettik, ne güzel bir kuldu, şüphe yok ki o, dâimâ Rabbine dönen, tövbe eden bir kuldu.
Abdullah Parlıyan = Biz Davud'a oğul olarak Süleyman'ı armağan ettik. O ne güzel bir kuldu, daima Allah'a döner, Allah'a sığınırdı.
Adem Uğur = Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ahmed Hulusi = Bir de Davûd’a (oğlu) Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu? Çünkü o, daima (Allah’ın rızasına ve ibadetine) rücû edendi.
Ahmet Tekin = Biz Dâvûd’a Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel, bizi ilâh tanıyan, candan müslüman, saygılı bir kuldu. Sesli zikir ve tesbih ile Allah’a yönelirdi.
Ahmet Varol = Biz Dâvûd'a Süleyman'ı bağışladık. Süleyman ne iyi bir kuldu! Çünkü o, daima Allah'a yöneliyordu.[481]
Ali Bulaç = Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ali Fikri Yavuz = Bir de Davûd’a (oğlu) Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu? Çünkü o, daima (Allah’ın rızasına ve ibadetine) rücû edendi.
Ali Ünal = (Risalet misyonu içinde hilâfet vazifesini hakkıyla yerine getiren) Davud’a Süleyman’ı bahşettik. Ne güzel kuldu (Süleyman)! Tam bir teslimiyet ve samimiyetle Allah’a sürekli yöneliş halinde idi.
Bayraktar Bayraklı = Biz Dâvûd'a Süleyman'ı bağışladık. Süleyman ne iyi bir kuldu! Çünkü o, daima Allah'a yöneliyordu.[481]
Bekir Sadak = Davud'a Suleyman'i bahsettik; o ne guzel bir kuldu! Dogrusu o daima Allah'a yonelirdi.
Celal Yıldırım = Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik. Ne güzel kuldur O! Şüphesiz O, devamlı Allah'a yönelip gönlünü O'na verendi.
Cemal Külünkoğlu = Biz Davud'a (oğul olarak) Süleyman'ı bahşettik. O, ne güzel bir kuldu! O, her zaman bize yönelirdi.
Diyanet İşleri (eski) = Davud'a Süleyman'ı bahşettik; o ne güzel bir kuldu! Doğrusu o daima Allah'a yönelirdi.
Diyanet Vakfi = Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.
Edip Yüksel = Davud'a, Süleyman'ı verdik. İyi bir kuldu, (Tanrı'ya) sürekli yönelen biriydi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de Davuda Süleymanı bahşettik, ne güzel kul, o cidden bir evvab
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bir de Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bir de Davud'a Süleyman'ı bahşettik. Süleyman ne güzel kuldu. Çünkü o seslice tesbih edip Allah'a yönelirdi.
Gültekin Onan = Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O ne güzel kuldu. Çünkü o, [Tanrı'ya] yönelen / dönen (evvab) biriydi.
Harun Yıldırım = Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.
Hasan Basri Çantay = Biz Dâvuda (oğlu) Süleymanı ihsan etdik. (Süleyman) ne güzel kuldu! Çünkü o, (tesbîhde, zikirde ve bütün vakıtlarında) dâima (Allaha) dönen (bir zât) di.
Hayrat Neşriyat = Bir de Dâvûd’a (oğlu) Süleymân’ı ihsân ettik. (O Süleymân) ne iyi kuldu! Hakikaten o, dâimâ (Allah’a) yönelen bir kimseydi!
İbni Kesir = Davud'a da Süleyman'ı lutfettik. O ne güzel bir kuldu ve muhakkak ki o, Allah'a yönelirdi.
Kadri Çelik = Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, pek de güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelen biriydi.
Muhammed Esed = Ve biz Davud'a (oğul olarak) Süleyman'ı armağan ettik; o, ne güzel bir kul(umuz oldu)! O, her zaman Bize yönelirdi.
Mustafa İslamoğlu = Davud'a bir de Süleyman'ı bahşettik: o ne güzel kuldu; çünkü o sürekli Bize yönelirdi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Davûd için Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, O (Hakk'a) dönücü idi.
Ömer Öngüt = Davut'a da Süleyman'ı bahşettik. O ne güzel kul idi, daima Allah'a yönelirdi.
Şaban Piriş = Davud’a Süleyman’ı bağışlamıştık. O, ne güzel bir kuldu. O, Allah’a yönelen biriydi.
Sadık Türkmen = Süleyman’ı da... Davud’a (evlât olarak) verdik. Ne güzel bir kul! Hep bize yönelirdi.
Seyyid Kutub = Biz Davud'a Süleyman'ı hediye ettik. Süleyman ne güzel kuldu! Doğrusu O daima Allah'a yönelirdi.
Suat Yıldırım = (Bunları belirttikten sonra tekrar Davud’un kıssasına dönelim:) Davud’a evlat olarak Süleyman’ı ihsan ettik. Süleyman ne güzel kuldu! Hep Allah’a yönelirdi.
Süleyman Ateş = Biz Dâvûd'a Süleymân'ı armağan ettik, (Süleymân) ne güzel kuldu! Hep Allâh'a başvururdu.
Tefhim-ul Kuran = Biz Davud'a Süleyman'ı armağan ettik. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah'a) yönelip dönen biriydi.
Ümit Şimşek = Davud'a Biz Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel bir kuldu o; doğrusu, Allah'a yönelmiş bir kimseydi.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve Davûd için Süleyman'ı bağışladık. Ne güzel kul! Şüphe yok ki, O (Hakk'a) dönücü idi.
İskender Ali Mihr = Ve Dâvud (a.s)’a oğlu Süleyman’ı, armağan ettik. Ne güzel kul. Muhakkak ki o evvabtı (Allah’a ulaşmıştı).
İlyas Yorulmaz = Davud’a Süleyman’ı bağışladık, Süleyman ne güzel bir kuldu ve o hep Rabbine samimi olarak yönelirdi.