وَإِن كُنتُنَّ تُرِدْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْآخِرَةَ فَإِنَّ اللَّهَ أَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنكُنَّ أَجْرًا عَظِيمًا
Ve in kuntunne turidnallâhe ve resûlehu ved dâral âhırate fe innallâhe eadde lil muhsinâti minkunne ecran azîmâ(azîmen).
ve in | : ve eğer, ise |
kuntunne | : siz |
turidne | : siz istiyorsunuz |
allâhe | : Allah |
ve resûle-hu | : ve onun resûlü |
ve ed dâre | : ve mesken, yurt |
el âhırete | : ahiret |
fe | : o taktirde |
innallâhe (inne allâhe) | : muhakkak Allah |
eadde | : hazırladı |
li el muhsinâti | : muhsin kadınlar için |
min kunne | : sizden, sizin içinizden |
ecren | : ecir, mükâfat |
azîmen | : azîm, büyük |
Diyanet İşleri = “Eğer Allah’ı, Resûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Yok, eğer Allah'ı ve Peygamberini ve âhiret gününü istiyorsanız bilin ki hiç şüphe yok, Allah, iyilik edenlerinize büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Abdullah Parlıyan = Yok eğer sizler Allah'ı, elçisini ve ahiret hayatının güzelliklerini istiyorsanız bilin ki Allah, sizden güzel hareket ve davranışta bulunanlara, büyük bir mükafat hazırlamıştır.”
Adem Uğur = Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Ahmed Hulusi = "Yok eğer Allâh'ı, Rasûlünü ve sonsuz gelecek yurdunu diliyorsanız, muhakkak ki Allâh sizden, muhsin kadınlar (görürcesine Allâh'a yönelmişler) için çok büyük bedel hazırlamıştır. "
Ahmet Tekin = 'Eğer Allah’ın dinine, Rasulüne hizmeti, âhiret yurduna, ebedî yurda hazırlığı arzu ediyorsanız, unutmayın ki, Allah içinizden, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı hizmetler yapan hatun önderlere, idarecilere büyük mükâfatlar hazırlamıştır.'
Ahmet Varol = Ama eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız şüphesiz Allah, sizden iyilik edenlere büyük bir ecir hazırlamıştır.'
Ali Bulaç = "Eğer siz Allah'ı, Resûlü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız artık hiç şüphesiz Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır."
Ali Fikri Yavuz = Yok, eğer Allah ile Rasûlünü ve ahiret yurdunu (cenneti) istiyorsanız, biliniz ki Allah, içinizden salih amel işliyenlere büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Onlar da, kendilerine, peygamberi seçtiler ve dünya süsünü terk ettiler).”
Ali Ünal = “Yok, eğer Allah’ı, Rasûlü’nü ve Âhiret yurdunu istiyorsanız, o takdirde bilin ki Allah, içinizden O’nu görüyormuşçasına dikkatli davranan ve davranacaklar için çok büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
Bayraktar Bayraklı = “Yok eğer, Allah'ı, Peygamberini ve âhiret yurdunu istiyorsanız, biliniz ki Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir ödül hazırlamıştır.”
Bekir Sadak = «Eger Allah'i , peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsaniz bilin ki, Allah icinizden iyi davrananlara buyuk ecir hazirlamistir.
Celal Yıldırım = Yok eğer Allah'ı, Peygamberini ve Âhiret yurdunu arzu ediyorsanız, (bilin ki) Allah, sizden iyiliği-güzelliği huy edinenlere büyük mükâfatlar hazırlamıştır.
Cemal Külünkoğlu = “Yok, eğer Allah'ı, Resulü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır.'
Diyanet Vakfi = Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Edip Yüksel = 'Yok, siz ALLAH'ı, elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, ALLAH sizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Yok eğer Allah ve Resulünü ve Âhıret evini istiyorsanız haberiniz olsun ki Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki Allah içinizden güzellik (iyilik) edenlere pek büyük bir mükafat hazırlamıştır.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yok eğer Allah ve Resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, haberiniz olsun ki, Allah içinizden güzellik edenlere pek büyük bir ecir hazırlamıştır.
Gültekin Onan = "Eğer siz Tanrı'yı, Resulü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız artık hiç şüphesiz Tanrı, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır."
Harun Yıldırım = Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Hasan Basri Çantay = «Eğer Allâhı, peygamberini ve âhiret yurdunu diliyorsanız şübhe yok ki Allah, içinizden güzel hareket edenler için büyük bir mükâfat hazırlamışdır».
Hayrat Neşriyat = 'Yok eğer (siz), Allah’ı, Resûlünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, hiç şübhesiz ki Allah, içinizden iyilik edenlere (pek) büyük bir mükâfât hazırlamıştır.'
İbni Kesir = Yok eğer Allah'ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız; muhakkak ki Allah, içinizden iyi davranan hanımlara büyük mükafat hazırlamıştır.
Kadri Çelik = “Eğer siz (ey Peygamber'in eşleri!) Allah'ı, resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, artık hiç şüphe yok Allah, içinizden ihsan sahipleri için büyük bir ecir hazırlamıştır.”
Muhammed Esed = Yok eğer Allah'ı, Elçisi'ni ve ahiret hayatının (güzelliklerini) istiyorsanız, (bilin ki) Allah, içinizden güzel işler yapanlar için büyük bir ödül hazırlamıştır!"
Mustafa İslamoğlu = yok eğer Allah'ı, Rasulü'nü ve ahiret yurdunun (mutluluğunu) istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyi davranışı tabiat haline getirenlere muhteşem bir ödül hazırlamıştır!"
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve eğer siz, Allah'ı ve Resülünü ve ahiret yurdunu diliyor iseniz, elbette ki Allah sizlerden güzel amellerde bulunanlar için büyük bir mükâfaat hazırlamıştır.»
Ömer Öngüt = Eğer Allah'ı, Peygamber'ini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden güzel davranan hanımlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.
Şaban Piriş = Eğer, Allah’ı ve peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz Allah, iyilik eden kadınlara büyük bir mükafat hazırlamıştır.
Sadık Türkmen = “eğer Allah’ı, Rasûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız!.. Bilin ki Allah, içinizden iyilik yapanlara büyük bir ödül hazırlamıştır.”
Seyyid Kutub = Eğer Allah'ın Peygamberini ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük mükâfat hazırlamıştır.
Suat Yıldırım = "Yok, eğer Allah’ı, Resulünü ve âhiret mülkünü isterseniz, haberiniz olsun ki Allah sizin gibi iyi hanımlara büyük mükâfat hazırlamıştır."
Süleyman Ateş = "Eğer siz, Allâh'ı, Elçisini ve âhiret yurdunu istiyorsanız, (biliniz ki) Allâh, sizden güzel hareket edenlere büyük bir mükâfât hazırlamıştır."
Tefhim-ul Kuran = «Eğer siz Allah'ı, Resulü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, artık hiç şüphe yok Allah, içinizden güzellikte bulunanlar için büyük bir ecir hazırlamıştır.»
Ümit Şimşek = 'Yok, Allah'ı, Resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, hiç şüphe yok ki, Allah, sizden iyilik yapan ve iyi kulluk edenlere büyük bir ödül hazırlamıştır.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır."
İskender Ali Mihr = Ve eğer siz, Allah’ı ve O’nun Resûl’ünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, o taktirde muhakkak ki Allah, aranızdan muhsin kadınlar için büyük ecir (mükâfat) hazırladı.
İlyas Yorulmaz = “Eğer Allah’ı, O nunun elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şunu bilin ki Allah, sizden güzel davranıp iyilik yapan kadınlara, büyük mükafaatlar hazırlamıştır. ”