وَلاَ تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَى عُنُقِكَ وَلاَ تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَّحْسُورًا
Ve lâ tec’al yedeke maglûleten ilâ unukıke ve lâ tebsuthâ kullel bastı fe tak’ude melûmen mahsûrâ(mahsûran).
ve lâ tec’al | : ve kılma, yapma |
yede-ke maglûleten | : elini bağlamış |
ilâ unukı-ke | : boynuna |
ve lâ tebsut-hâ | : ve tutma, onu fazla harcama |
kulle el bastı | : büsbütün açma, hepsini açıp saçma (israf etme) |
fe | : böylece, sonra, o zaman, aksi halde |
tak’ude | : kalırsın |
melûmen | : kınanmış |
mahsûran | : malı tükenmiş |
Diyanet İşleri = Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.
Abdulbaki Gölpınarlı = Elini boynuna bağlama, tamâmıyla da açma, sonra kendini kınar ve birşeye gücün yetmeyerek pişman bir halde oturur kalırsın.
Abdullah Parlıyan = Ve ne elini boynuna bağlayıp cimri ol ve ne de sonuna kadar açıp, varını yoğunu ortaya döküp savurgan ol. Böyle yaparsan, kendini kınanır durumda ve bir şeye gücün yetmeyerek, pişman bir halde oturur kalırsın.
Adem Uğur = Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.
Ahmed Hulusi = Elini boynuna bağlanıp asılmış kılma (Arapça deyim = cimrilikten kaçın)! Onu büsbütün açma da (müsrif de olma). . . Yoksa pişmanlık içinde oturup kalırsın.
Ahmet Tekin = Elini boynuna bağlayan kimse gibi, eli sıkı, cimri olma. Büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.
Ahmet Varol = Elini boynuna bağlı kılma, tamamen de açıp saçma. Sonra kınanmış, hüsrana uğramış halde oturur kalırsın.
Ali Bulaç = Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.
Ali Fikri Yavuz = Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın.
Ali Ünal = Harcamalarında ve başkalarına yardım hususunda ne eli sıkı ol, ne de ölçüsüzce açık. Aksi halde herkes tarafından kınanır, dostsuz, kaybettiklerine de hasret çeker bir hale düşersin.
Bayraktar Bayraklı = Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme ve büsbütün de açıp tutumsuz olma! Yoksa pişman olur, açıkta kalırsın.
Bekir Sadak = Elini boynuna baglayip cimri kesilme, busbutun de acip tutumsuz olma, yoksa pisman olur, acikta kalirsin.
Celal Yıldırım = Elini boynuna bağlayıp asma, onu büsbütün açma, sonra kınanır, pişmanlık içinde açıkta kalırsın,
Cemal Külünkoğlu = Elini boynuna bağlayıp asma (cimri olma), büsbütün eli açık da olma (israf etme)! Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.
Diyanet İşleri (eski) = Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın.
Diyanet Vakfi = Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.
Edip Yüksel = Elini boynuna bağlama ve tümüyle de açma, yoksa pişman olur, üzülürsün.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem elini bağlayıp boynuna asma, hem de onu büsbütün açıp saçma ki pişman olur, açık kalırsın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem elini bağlayıp boynuna asma (cimrilik etme), hem de büsbütün açıp saçma (israf etme) ki, pişman olur, açıkta kalırsın;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Elini boynuna asıp bağlama (cimri olma), hem de onu büsbütün açıp saçma (israf etme); aksi halde kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın.
Gültekin Onan = Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.
Harun Yıldırım = Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.
Hasan Basri Çantay = Elini boynuna bağlı olarak asma Onu büsbütün de açıb saçma. Sonra kınanmış, peşîman bir halde oturub kalırsın.
Hayrat Neşriyat = Hem elini boynuna bağlı kılma (cimri olma); onu büsbütün geniş davranarak da açma! Yoksa, kınanmış ve pişman bir hâlde oturup kalırsın.
İbni Kesir = Ve elini boynuna bağlı kılma, onu büsbütün de açıp durma. Yoksa kaybedenlerden ve kınananlardan olursun.
Kadri Çelik = Elini boynuna zincirlenmiş (cimri) kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır da hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.
Muhammed Esed = Ve ne ellerini boynuna bağlayıp kilitli tut, ne de sonuna kadar aç(ıp varını yoğunu ortaya dök); böyle yaparsan, (yükümlü olduğun kimselerce) kınanan, yapayalnız ve yoksul biri olup çıkarsın.
Mustafa İslamoğlu = Yine sen (ey insan), ne ellerini boynuna bağlayıp (cimrilik yap), ne de onları büsbütün açarak (saçıp savur); eğer böyle yaparsan, kınanmış olarak bir köşeye atılıp pişmanlık içinde kıvranırsın.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve elini boynuna bağlanmış kılma ve onu büsbütün de açma. Sonra fazlaca levme uğramış, hasret içinde kalmış bir halde oturup durursun.
Ömer Öngüt = Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme! Büsbütün de saçıp israf etme ki, sonra kınanır, hasret içinde eli boş kalırsın.
Şaban Piriş = Elini boynuna asıp bağlama, büsbütün de açıp, tutumsuz olma; yoksa pişman olur, açıkta kalırsın.
Sadık Türkmen = Cimri olma! Savurganlık da yapma! Yoksa, ihtiyaç içinde oturur kalırsın/sıkıntıya düşersin.
Seyyid Kutub = Elini sıkıp boynuna bağlama (cimri olma) onu büsbütün de açma; sonra kınanmış ve eli boş kalırsın.
Suat Yıldırım = Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma ki herkes tarafından ayıplanan, kaybettiklerine hasret çeken bir hale düşmeyesin.
Süleyman Ateş = El(ler)ini boynuna bağlanmış yapma, tamamen de açma, sonra kınanır, hasret içinde kalırsın.
Tefhim-ul Kuran = Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret (pişmanlık) içinde kalakalırsın.
Ümit Şimşek = Elini kısma; onu büsbütün de açıverme ki pişman ve kınanmış halde kalmayasın.
Yaşar Nuri Öztürk = Elini bağlayıp boynuna asma. Ama onu büsbütün de salıverme. Sonra kınanır, hasret içinde bir köşede büzülür kalırsın.
İskender Ali Mihr = Ve boynuna elini bağlama (cimrilik yapma) ve hepsini açıp saçma (israf etme)! Aksi halde kınanmış ve malı tükenmiş olarak kalırsın.
İlyas Yorulmaz = Ellerini boynuna dolayıp cimrilik etme. Tamamen açıp da, saçıp savurma. Yoksa ihtiyaç içinde kalarak (kendini) kınayarak oturup kalırsın.