Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/28

 قَالُوا إِنَّكُمْ كُنتُمْ تَأْتُونَنَا عَنِ الْيَمِينِ

  Kâlû innekum kuntum te’tûnenâ anil yemîn(yemîni).

Kelime Karşılaştırma
kâlû : dediler
inne-kum : muhakkak siz, gerçekten siz
kuntum : siz oldunuz
te’tûne-nâ : bize geliyorsunuz
an el yemîni : sağ taraftan
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şöyle derler: “Siz bize sağdan gelirdiniz. Bize haktan yana görünürdünüz.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Gerçekten de derler, siz sağımızdan çıkagelir, iyilik ediyor görünürdünüz bize.

 Abdullah Parlıyan = Onlardan bir kısmı: “Bakın” diyecek. “Siz bize ayartma niyetiyle, sağdan yaklaşır, bizi şaşırtırdınız.”

 Adem Uğur = (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.

 Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki siz bize sağdan (sanki hakikati bildirirmiş gibi) gelirdiniz?"

 Ahmet Tekin = Güç ve iktidar sahiplerine uyanlar:'Siz sûreti haktan görünerek etkili usullerle bize yaklaşır, inkâra cür’et ettirir ve bizi hak yoldan uzaklaştırırdınız' diyorlar.

 Ahmet Varol = Derler ki: 'Doğrusu siz bize sağdan geliyordunuz.' [1]

 Ali Bulaç = "Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz." derler.

 Ali Fikri Yavuz = (Yardakçılar, öncülerine şöyle) diyecekler: “- Siz, bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz.”

 Ali Ünal = (Dünyada iken tâbi olanlar, lider edindiklerine), “Siz” derler, “sanki iyiliğimizi istiyormuşçasına bize yaklaşır ve bâtılı hak göstererek, bizi ona çağırırdınız.”

 Bayraktar Bayraklı = Uyanlar, uyduklarına: “Siz, bize sağdan geliyordunuz” diyecekler.

 Bekir Sadak = Ileri gelenlerine: «Dogrusu siz bize sureti hakdan gorunurdunuz» derler.

 Celal Yıldırım = Siz bize sağ taraftan (dinî açıdan) geliyordunuz, derler.

 Cemal Külünkoğlu = (27-28) (Onlarda) birbirlerine dönüp sitem etmeye kalkışırlar. (Kötülükte kendilerine uyanlar, uydukları kimselere:) “Siz bize sağdan (en sağlam taraftan) gelirdiniz (bize haktan yana görünürdünüz).”

 Diyanet İşleri (eski) = İleri gelenlerine: 'Doğrusu siz bize sureti hakdan görünürdünüz' derler.

 Diyanet Vakfi = (Uyanlar, uydukları adamlara:) Siz bize sağdan gelirdiniz (sûreti haktan görünürdünüz) derler.

 Edip Yüksel = 'Siz bize sağ yanımızdan yaklaşıyordunuz,' derler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Siz diyorlardır: bize sağdan gelir dururdunuz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = - Siz bize sağdan geliyordununuz, derler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar: «Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz» derler.

 Gültekin Onan = «Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler.

 Harun Yıldırım = Tâbi olanlar önderlerine: "Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?"

 Hasan Basri Çantay = (Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir (güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."

 Hayrat Neşriyat = (Tâbi' olanlar, elebaşlarına:) 'Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz (hayrımıza çalışır görünürdünüz)!' derler.

 İbni Kesir = Ve derler ki: Doğrusu siz, bize sağdan gelirdiniz.

 Kadri Çelik = “Doğrusu siz, bize sağdan (nasihat edercesine) gelirdiniz” derler.

 Muhammed Esed = Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."

 Mustafa İslamoğlu = (Bir kısmı) şöyle diyecek: "Siz bize hep suret-i haktan görünerek yanaşırdınız."

 Ömer Nasuhi Bilmen = (Tâbi olanlar) Derler ki: «Şüphe yok, siz bize sağdan gelir olmuştunuz.»

 Ömer Öngüt = "Siz bize sağdan gelir, suret-i haktan görünürdünüz!" derler.

 Şaban Piriş = - Siz bize sağdan geliyordununuz, derler.

 Sadık Türkmen = Derler ki: “Gerçekten bize ‘iyilik yapıyoruz’ diye gelenler sizdiniz.”

 Seyyid Kutub = «Doğrusu siz bize sağdan gelirdiniz» derler.

 Suat Yıldırım = Tâbi olanlar önderlerine: "Siz, derler, bize (en çok önem verdiğimiz taraftan), sağ cihetten gelir, ısrarla size tâbi olmamızı isterdiniz?"

 Süleyman Ateş = (Uyanlar, uydukları adamlara) Dediler ki: "Siz bize sağdan gelir (güvendiğimiz yandan bize sokulup vesvese verir)diniz."

 Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten sizler bize sağdan (sağduyudan ve haktan) yana gelip yanaşıyordunuz» derler.

 Ümit Şimşek = 'Siz iyiliğimizi ister görünüyordunuz' derler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Siz bize sağ taraftan geliyordunuz."

 İskender Ali Mihr = "Gerçekten siz bize, sağ taraftan (Allah taraftarıymış gibi) geliyordunuz." dediler (derler).

 İlyas Yorulmaz = “Siz, bizi en güçlü tarafımızdan yakaladınız” derler.