ضَرَبَ لَكُم مَّثَلًا مِنْ أَنفُسِكُمْ هَل لَّكُم مِّن مَّا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُم مِّن شُرَكَاء فِي مَا رَزَقْنَاكُمْ فَأَنتُمْ فِيهِ سَوَاء تَخَافُونَهُمْ كَخِيفَتِكُمْ أَنفُسَكُمْ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ
Darabe lekum meselen min enfusikum, hel lekum min mâ meleket eymânukum min şurakâe fî mâ razaknâkum fe entum fîhi sevâun tehâfûnehum ke hîfetikum enfusekum, kezâlike nufassılul âyâti li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne).
darabe | : örnek verdi |
lekum | : size |
meselen | : misal |
min | : den |
enfusi-kum | : sizin nefsleriniz, kendi nefsleriniz |
hel | : var mı, mı |
lekum | : sizin |
min | : dan |
mâ | : şey |
meleket | : malik oldu, sahip oldu |
eymânu-kum | : sağ el, elleriniz |
min | : dan |
şurekâe | : ortaklar |
fî | : içinde |
mâ | : şeyler |
rezaknâ-kum | : size rızık verdik, rızıklandırdık |
fe | : artık, böylece |
entum | : siz |
fî-hi | : orada, onda |
sevâun | : eşit |
tehâfûne-hum | : onlardan korkarsınız, çekinirsiniz |
ke | : gibi |
hîfeti-kum | : sizin korkmanız, çekinmeniz |
enfuse-kum | : sizin kendiniz, birbiriniz |
kezâlike | : işte böyle, bunun gibi |
nufassılu | : açıklıyoruz |
el âyâti | : âyetler |
li kavmin | : kavim için |
ya’kılûne | : akıl ediyorlar, akıl ederler |
Diyanet İşleri = Allah, size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Size, kendinize âit birşeyle örnek getirmede: Kölelerinizden, câriyelerinizden, sizi rızıklandırdığımız şeylerde size ortak olanlar var mı ve siz, o mallarda, onlarla bir olur musunuz, onları mallarınıza ortak eder de onlar da, sizin korkup titrediğiniz gibi o malların üstüne korkup titrerler mi? İşte, akıl eden topluluğa delilleri böylece tekrarlayıp açıklarız.
Abdullah Parlıyan = Allah size kendinize ait bir şeyle örnek getirmektedir. Otoriteniz altında yaşayan kimselerden; sizi rızıklandırdığımız şeylerde size ortak olanlar var mı? Ve siz, o malların kullanım ve harcamalarında, onlarla bir olur musunuz? Onları mallarınıza ortak eder de, onlar da sizin korkup titrediğiniz gibi, o malların üstüne korkup titrerler mi? İşte akleden bir topluluğa, ayetlerimizi böylece açıklıyoruz.
Adem Uğur = Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.
Ahmed Hulusi = Size nefslerinizden bir misal verdi: Siz yaşam gıdalarınızda (mallarınızda), kölelerinizin ortaklığını kabul eder misiniz? Ki siz mallarda onlarla eşit olmayı kabullenip, kendi nefslerinizden korktuğunuz gibi onlardan korkuyor musunuz? Aklını kullanan bir toplum için dersleri böylece ayrıntılıyoruz.
Ahmet Tekin = Allah konuyu size kendinizden misal getirerek anlatıyor. Size rızık ve servet olarak verdiğimiz şeylerde, meşrû şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşrû haklarınız ve otoriteniz, kendileriyle düzgün insanî münasebetleriniz olan köleleriniz, câriyeleriniz, işyerlerinizde çalışan sözleşmeli işçileriniz içinde hiç ortağınız var mı? Servetinizi tasarrufda siz, onlarla kendinizi eşit sayar mısınız? Birbirinizden çekindiğiniz gibi, onlardan da çekinir misiniz? İşte biz, ilimle ve tecrübeyle gelişmeye devam eden aklını faydalı kullanabilen toplumlar için, Allah’ın birliğini ispatlayan delilleri, birçok konunun çözümünün işaretlerini böyle ayrıntılı açıklıyoruz.
Ahmet Varol = Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: Size rızık olarak verdiklerimizde, ellerinizin sahip olduklarından (kölelerinizden), sizinle eşit derecede, birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Akıl eden bir topluluk için ayetlerimizi işte böyle etraflıca açıklıyoruz.
Ali Bulaç = Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır?" İşte biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Ali Fikri Yavuz = (Allah’ın, mülkünde ortağı olmadığını iyice anlamanız için), O size kendinizden (şöyle) bir temsil yaptı: Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sahib olduğunuz köleler, size ortaklar değildir; (böyle kölelerinizi mallarınıza ortak yaparak onları sizinle bir tutmazken Allah’ın bazı kullarını ve yaratıklarını O’na nasıl ortak yaparsınız?) Siz (ve onlar), mallarda hiç musavi olur da aranızda birbirinizden, (tek başına mala sahib olma endişesiyle) korktuğunuz gibi, onlardan (kölelerinizden) korkar mısınız? (O halde kölelerinizden bu şekilde korkmaz ve mallarınıza da onları ortak etmeye razı olmazsanız, kullarım olan bazı kimselere, ortaklarım diye ibadet etmekle onların ilâhlarınız olmasına nasıl razı olursunuz?) İşte (kudret ve vahdaniyyetimize delâlet eden) alâmet ve delillerimizi, aklını kullanıb ibret alacak bir kavim için böyle açıklarız.
Ali Ünal = Allah, bizzat kendi hayatınızdan size bir temsil getiriyor: Elinizin altında bulunan (köle, hayvan veya hizmetçileriniz) içinde, size verdiğimiz rızkı (servet, mesken, güç, iktidar, makam ve mevkii) kendileriyle eşit oranda paylaştığınız ve kendinize itibar ettiğiniz ölçüde itibar ettiğiniz ortaklarınız var mıdır? İşte, (Allah’ın ortaksız mutlak birliğini ve hakimiyetini gösteren) apaçık gerçekleri düşünüp akledecek kimseler için böyle açıklıyoruz.
Bayraktar Bayraklı = Allah, kendinizden şöyle bir örnek verdi: “Size verdiğimiz mallarda hizmetçilerinizden ortaklarınız var mı? Siz ve hizmetçileriniz mallarda eşit misiniz? Bu konuda birbirinizden çekindiğiniz gibi onlardan da çekinir misiniz?” İşte biz akıllarını kullanan insanlara âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Bekir Sadak = Allah size kendinizden bir misal vermektedir: Size verdigimiz riziklarda, emrinizde bulunan kolelerinizin de esit surette hak sahibi olmalarina razi olur ve birbirinizi saydiginiz gibi bu ortaklarinizi sayar misiniz ? Dusunen millete ayetleri boylece uzun uzadiya aciklariz.
Celal Yıldırım = Allah size kendinizden bir misâl veriyor: Size rızık olarak verdiğimiz nesnelerde sahibi bulunduğunuz kölelerinizden ortaklarınız bulunsa, ortaklık konusunda birbirinizden korkup endişelendiğiniz gibi onlardan korkarak sizinle onların eşit olmasını ve kendinizi saydığınız gibi onları saymanızı ister misiniz ? İşte biz böylece âyetlerimizi aklını kullanan bir millete bir bir açıklarız.
Cemal Külünkoğlu = (Allah, mülkünde ortaksız olduğunu anlatmak için) size kendinizden şöyle bir örnek getirdi: Ellerinizin altında bulunan (köle ve hizmetçiler)de, size verdiğimiz rızıklarda, sizinle aynı haklara sahip, birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? İşte biz aklını kullanan bir toplum için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Diyanet İşleri (eski) = Allah size kendinizden bir misal vermektedir: Size verdiğimiz rızıklarda, emrinizde bulunan kölelerinizin de eşit surette hak sahibi olmalarına razı olur ve birbirinizi saydığınız gibi bu ortaklarınızı sayar mısınız ? Düşünen millete ayetleri böylece uzun uzadıya açıklarız.
Diyanet Vakfi = Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda -birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip)- ortaklarınız var mı? İşte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.
Edip Yüksel = İşte size kendi içinizden bir örnek veriyor: Emriniz altındaki kimseleri, size verdiğimiz rızıklarda size eşit ortaklar olarak kabul eder misiniz? Birbirinizden çekindiğiniz gibi onlardan da çekinir misiniz? Aklını kullanan bir toplum için ayetleri b öyle detaylı açıklarız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Size kendinizden bir temsil yaptı: hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki milklerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz müsavi olur kendilerinizi saydığınız gibi onları sayar mısınız? İşte akledecek bir kavm için âyetleri böyle ayırd ediyoruz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
Gültekin Onan = Size kendi nefslerinizden bir örnek verdi: "Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korktuğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? İşte biz, akleden bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Harun Yıldırım = Allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: Mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz derecede sizinle eşit (haklara sahip) ortaklarınız var mı? İşte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.
Hasan Basri Çantay = O, size kendi nefislerinizden bir temsil getirdi: Sizi rızıklandırdığımız şeylerde sağ elinizin mâlik olduğu (köleler) den ortaklarınız olmasını ister de bu hususda siz (onlarla) müsavi olur, onları kendinizi saydığınız gibi sayar mısınız? İşte biz âyetleri, aklını kullanacak bir kavm için, böyle açıklarız.
Hayrat Neşriyat = (Allah, ortağı olmadığına dâir) size kendinizden şöyle bir misâl getirdi: Sizin için, sâhibi bulunduğunuz kölelerden, sizi rızıklandırdığımız şeylerde artık siz (hür olanlar)kendisinde (onların mülkiyetinde) eşit (haklara sâhib) olduğunuz (ve) birbirinizden çekindiğiniz gibi onlardan (o kölelerden de) çekineceğiniz ortaklar var mı? İşte akıl erdirecek olan bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
İbni Kesir = O, size kendi nefislerinizden bir misal verdi: Size verdiğimiz rızıklarda sağ ellerinizin malik olduklarından ortaklarınız olmasını ister de onlarla, eşit olur ve birbirinizi saydığınız gibi bunları da sayar mısınız? İşte Biz, akleden bir kavim için ayetleri böyle açıklarız.
Kadri Çelik = (İşte şimdi de Allah) Size kendi nefislerinizden bir örnek vermekte: Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde sizinle eşit olup (ihanet noktasında) birbirinizden korktuğunuz (hürler) gibi kendilerinden de korkmakta olduğunuz sağ ellerinizin malik olduklarından (kölelerden) sizin için ortaklar var mıdır? (O halde neden cansız putları bana ortak koşuyorsunuz?) İşte biz aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Muhammed Esed = O size kendi hayatınızdan örnek getirir: Sağ elinizin sahip olduğu kimseleri size verdiğimiz rızık üzerinde (tam yetki sahibi) ortaklarınız olarak görmeye ve böylece (onlarla) bu hakkı eşit olarak paylaşmaya razı olur musunuz? Ve (daha güçlü olan) emsallerinizden korktuğunuz gibi onlar(a danışmadan o hakkı kullanmak)tan korkar mısınız? İşte akıllarını kullanan insanlara mesajlarımızı böylece açıklarız.
Mustafa İslamoğlu = O size kendinizden bir örnek verir: Otoriteniz altında bulunan kimseleri, size verdiğimiz servet üzerinde (söz sahibi) ortaklar olarak görüp onlarla (otoritenizi) eşit olarak paylaşır; size denk (statüde) olanlardan çekindiğiniz gibi onlardan da çekinir misiniz? İşte Biz, akleden bir topluluğa ayetlerimizi böyle açıklarız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Sizin için kendi nefislerinizden misal irâd etti. Sizi merzûk ettiğimiz şeyde sizin için sağ ellerinizin maliki olduğu (köle ve cariye) gibi şeylerden ortak olanları var mıdır ki, onda siz müsavî olasınız? Kendi nefislerinizden korktuğunuz gibi onlardan da korkasınız? İşte böyle âyetleri âkilâne düşünürler olan bir kavim için mufassalan bildiririz.
Ömer Öngüt = Allah size kendinizden bir temsil getirdi. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, ellerinizin altındaki köleleriniz içinden ortaklarınız bulunmasını; ortaklık hususunda birbirinizden korkup endişelendiğiniz gibi onlardan korkarak sizinle onların eşit olmasını ve kendinizi saydığınız gibi onları saymanızı ister misiniz? İşte biz aklını kullanacak bir topluluk için âyetleri böyle açıklarız.
Şaban Piriş = Allah, size kendinizden örnek veriyor. Emriniz altında olan köleleri, size verdiğimiz rızıklara eşit olarak ortak eder misiniz? Kendiniz için çekindikleriniz gibi onlar için de çekinir misiniz? İşte ayetleri aklını kullanan bir toplum için böyle açıklıyoruz.
Sadık Türkmen = O size kendinizden bir misâl verdi: Hiç (sizin yönetiminize verilen) esirlerinizden, yarattığımız rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? İşte Biz, aklını kullanan bir toplum için ayetleri açıklıyoruz.
Seyyid Kutub = Allah size kendisinden bir misal vermektedir: Size verdiğimiz rızıklarda, emrinize verilen kölelerin, hizmetçilerin eşit suretle hak sahibi olmalarına razı olur ve birbirinizden çekindiğiniz gibi onlardan da çekindiğiniz ortaklar var mı? İşte biz aklını kullanan bir toplum için delillerimizi böyle açıklıyoruz.
Suat Yıldırım = Bakın, Allah size kendi hayatınızdan bir temsil getiriyor: Hiç, elinizin altındaki köle ve hizmetçilerden, size nasib ettiğimiz servette, onların payları da sizinki ile eşit olacak derecede, kendinize ortak yaptığınız, kendinize itibar ettiğiniz kadar onlara da itibar edip saydığınız ortaklarınız var mıdır? İşte Biz aklını kullanan kimseler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Süleyman Ateş = Size kendinizden bir misal verdi: (Bakın) size verdiğimiz rızıklarda; sizin ellerinizin altında bulunan(köleler, hizmetçi)lerden sizinle eşit derecede (yönetim hakkına sâhip) olan, birbiriniz(in hakkına dokunmak)dan çekindiğiniz gibi onlar(ın hakkına dokunmak)dan da çekindiğiniz ortaklar var mı (ki tutup kendi mülkümüzde, saltanatımızda bize ortaklar atfediyorsunuz, kendi kullarımızı, yaratıklarımızı bize eş koşuyorsunuz)? İşte biz, aklını kullanan bir toplum için âyetleri böyle açıklıyoruz.
Tefhim-ul Kuran = Size kendi nefislerinizden bir örnek verdi: Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, sağ ellerinizin malik olduklarınızdan, sizinle eşit olup kendi kendinizden korktuğunuz gibi kendilerinden de korkmakta olduğunuz (veya çekinip saygı duyduğunuz) ortaklar var mıdır? İşte biz, aklını kullanabilen bir kavim için ayetleri böyle birer birer açıklarız.
Ümit Şimşek = Allah size kendinizden bir misal verdi: Elinizin altındaki köle ve hizmetçilerinizden, size verdiğimiz rızka ortak olup da sizinle eşit hale gelebilecek ve birbirinizi sayar gibi sayacağınız kimseler olur mu? Akıl eden bir topluluk için âyetleri Biz böyle açıklıyoruz.
Yaşar Nuri Öztürk = Size öz benliklerinizden bir örnek verdi: Ellerinizin altında bulunanlarda, size verdiğimiz rızıklarda, sizinle aynı haklara sahip, birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekineceğiniz ortaklarınız var mı? İşte biz, aklını işletecek bir topluluk için ayetleri böyle açık açık sıralıyoruz.
İskender Ali Mihr = (Allah), size kendi nefslerinizden örnek verdi. Sizi rızıklandırdığımız şeylerde, sizin sağ elinizin (altında bulunan) sahip olduğunuz (kölelerinizden) ortaklarınız var mı ki (o putlar da Allah’a ortak olsun), böylece onlarla eşit olasınız, onları birbirinizi saydığınız gıbı sayasınız. Akıl eden bir kavim için ayetleri işte böyle açıklıyoruz.
İlyas Yorulmaz = Allah sizin kendi nefsinizden size bir misal veriyor. Size rızık olarak verdiğimiz şeylerde, kölelerinizin size ortak olmasını ve o rızıklara sahip olmada onlarla eşit olmayı ister misiniz? Kendi nefisleriniz için korktuğunuz şeylerde onlar içinde korkar mısınız? Aklını kullanan bir toplum için ayetlerimizi böyle açıklarız.