وَقِيلَ مَنْ رَاقٍ
Ve kîle men râk(râkın).
Diyanet İşleri = (26-30) Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bir okuyup üfleyen yok mu denince.
Abdullah Parlıyan = insanlar: “Bunu tedavi edebilecek kim vardır?” diyecekler.
Adem Uğur = Tedavi edebilecek kimdir? denir.
Ahmed Hulusi = "Kimdir ölümden kurtaracak?"
Ahmet Tekin = 'Kim tedavi edecek?' denilecek.
Ahmet Varol = Ve: 'Kim efsun yapar?' [1] denir,
Ali Bulaç = "Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
Ali Fikri Yavuz = (Yanında bulunanlar tarafından) denilir ki: “- (Bunu) tedavi edecek bir doktor kim var?”
Ali Ünal = “Yok mudur bunu iyileştirecek, kurtaracak?” denir;
Bayraktar Bayraklı = (26-30) Hayır! Can köprücük kemiğine dayandığında, “Kim tedavi edecektir?” dendiğinde, onun kesin ayrılış olduğunu anladığında, bacaklar birbirine dolaştığında, o gün sevk yeri yalnızca Rabbinin huzurudur.
Bekir Sadak = (26-27) Dikkat edin; can bogaza gelip koprucuk kemiklerine dayandigi zaman: «Care bulan yok mudur?» denir.
Celal Yıldırım = Okuyup üfleyecek bir kimse yok mudur? denilecek.
Cemal Külünkoğlu = (26-27) Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman: “Son müdahaleyi yapacak kim (tedavi edecek ve ömrü uzatacak biri var mı?)” denir.
Diyanet İşleri (eski) = (26-27) Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: 'Çare bulan yok mudur?' denir.
Diyanet Vakfi = «Tedavi edebilecek kimdir?» denir.
Edip Yüksel = Ve, 'Çare bulan var mı?' dendiği zaman.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve denilir: kim var bir okuyacak?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ve: «Okuyacak kim var?» denilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Tedavi edebilecek kimdir?» denilir.
Gültekin Onan = "Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
Harun Yıldırım = “Var mı bir tedavi edecek?” denildiğinde,
Hasan Basri Çantay = «Tedâvî edebilecek kim?» denildi (denilecek).
Hayrat Neşriyat = ve: «Okuyacak kim var?» denilir
İbni Kesir = Çare bulacak kim? denir.
Kadri Çelik = “Kurtarıcı kim?” denir.
Muhammed Esed = ve insanlar: "(onu kurtaracak) bir hekim yok mu?" diye sorarlar;
Mustafa İslamoğlu = bir çığlık koparılacak: "Kim... Şifacı?"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?»
Ömer Öngüt = "Kim afsun yapar, bunu kim tedavi eder?" denir.
Şaban Piriş = -Son nefesini veren kimdir? denmiş.
Sadık Türkmen = “(onu kurtaracak) bir hekim/ona okuyacak bir kimse yok mu?” diye sesleniyorlar.
Seyyid Kutub = Bu hastayı iyileştirecek biri yok mu? diye sorarlar.
Suat Yıldırım = Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?»
Süleyman Ateş = "Kim afsun yapar, bunu kim tedavi eder?" denir.
Tefhim-ul Kuran = -Son nefesini veren kimdir? denmiş.
Ümit Şimşek = 'Yok mu kurtaran?' dendiğinde,
Yaşar Nuri Öztürk = "Kim var okuyup üfleyecek?" denilir!
İskender Ali Mihr = Ve: “Kurtaracak kimdir?” denir.
İlyas Yorulmaz = Tedavi edecek yok mu? denir.