وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ فِي هَذَا الْقُرْآنِ مِن كُلِّ مَثَلٍ لَّعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Ve lekad darabnâ lin nâsi fî hâzâl kur’âni min kulli meselin leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
ve lekad | : ve andolsun |
darebnâ | : örnek verdik |
li | : için, ... e |
en nâsi | : insanlar |
fî | : içinde, ... e |
hâzâ | : bu |
el kur’âni | : Kur’ân |
min | : den |
kulli | : her, bütün, hepsi |
meselin | : mesele |
lealle-hum | : umulur ki böylece onlar |
yetezekkerûne | : tezekkür ederler |
Diyanet İşleri = Andolsun, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öğüt ve ibret alsınlar diye biz, andolsun ki, bu Kur'ân'da her çeşit örnek getirmedeyiz insanlara.
Abdullah Parlıyan = İşte biz bu Kur'ân'da üzerinde düşünsünler diye, insanların önüne her çeşit örnek getirmekteyiz.
Adem Uğur = Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki şu Kurân'da insanlar için her türlü misali kullandık. . . Belki tezekkür ederler (unutmuş oldukları hakikatlerini hatırlayıp) üzerinde derin düşünürler diye!
Ahmet Tekin = Andolsun ki, biz, bu Kur’ân’da insanların iyiliği, kurtuluşu için dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretini düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara sunduk.
Ahmet Varol = Andolsun biz, belki öğüt alırlar diye bu Kur'an'da insanlara her tür örneği verdik.
Ali Bulaç = Andolsun, biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz bu Kur’an’da, insanlar için her şeyden misal getirdik; olur ki (onlardan) öğüd alırlar.
Ali Ünal = Şurası bir gerçek ki, düşünüp akıllarını başlarına alırlar mı diye Biz, bu Kur’ân’da insanlar için misal, temsil ve kıssalar yoluyla her türlü delili sunduk, her türden ders verdik.
Bayraktar Bayraklı = Biz bu Kur'ân'da insanlara, öğüt alsınlar diye her türlü örneği verdik.
Bekir Sadak = Biz bu Kuran'da insanlara her turlu misali, belki ogut alirlar diye, and olsun ki verdik.
Celal Yıldırım = And olsun ki, biz bu Kur'ân'da her misali getirdik; ola ki düşünürler de öğüt alırlar.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali verdik.
Diyanet İşleri (eski) = Biz bu Kuran'da insanlara her türlü misali, belki öğüt alırlar diye, and olsun ki verdik.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.
Edip Yüksel = Biz bu Kuran'da, insanlara, her türlü örneği verdik ki öğüt alsınlar
Elmalılı Hamdi Yazır = Yemin ederim ki bu Kur'anda insanlar için her türlüsünden temsil getirdik, gerek ki iyi düşünsünler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yemin ederim ki, bu Kur'an'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yemin ederim ki, bu Kur'ân'da insanlar için her türlüsünden temsil getirdik. Gerek ki iyi düşünsünler.
Gültekin Onan = Andolsun, biz bu Kuran'da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Harun Yıldırım = Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki biz bu Kur'anda insanlar için, nasıyhat kabul etsinler diye, her misâlden (örnekler) gösterdik.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki, bu Kur’ân’da, insanlar için her çeşit misâlden getirdik; tâ ki ibret alsınlar.
İbni Kesir = Andolsun ki; Biz, bu Kur'an'da insanlara her çeşit misali verdik. Belki öğüt alırlar.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp düşünürler diye insanlar için her türlü örnekten verdik.
Muhammed Esed = İşte Biz, bu Kuran'da üzerinde düşünsünler diye insanların önüne her türlü örnek olayı koyduk;
Mustafa İslamoğlu = Doğrusu Biz bu ilahi mesajda (hakikati), belki düşünüp ibret alırlar diye insanlara her türlü dolaylı anlatım tarzını kullanarak aktardık;
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki, nâs için bu Kur'an'da meselin her türlüsünden irâd ettik, gerek ki onlar iyi düşünsünler.
Ömer Öngüt = Gerçekten bu Kur'an'da öğüt alsınlar diye insanlar için her türlü temsili anlatmışızdır.
Şaban Piriş = Biz bu Kur’an’da, insanlar için, düşünsünler diye her türlü misali verdik.
Sadık Türkmen = Işte biz, ant olsun ki, insanlar için; bu Kur’an’ın içinde her türlü misali verdik. Düşünüp ibret alsınlar, diye.
Seyyid Kutub = Andolsun biz, bu Kur'an'da insanlara, öğüt alsınlar diye her türlü misali verdik.
Suat Yıldırım = Gerçekten Biz, insanlar düşünüp akıllarını başlarına alsınlar diye bu Kur’ân’da, her türlüsünden temsiller getirdik.
Süleyman Ateş = Andolsun biz, bu Kur'ân'da insanlara, öğüt almaları için her temsili anlattık.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz bu Kur'an'da, belki öğüt alıp düşünürler diye, insanlar için her bir örnekten verdik.
Ümit Şimşek = İyice düşünüp öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'da insanlara her türlü misali vermişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk = Andolsun, biz bu Kur'an'da insanlara her türden örnekler verdik ki düşünüp öğüt alabilsinler.
İskender Ali Mihr = Ve andolsun ki, bu Kur’ân’da insanlar için bütün meselelerden örnekler verdik. Umulur ki, böylece onlar tezekkür ederler.
İlyas Yorulmaz = Biz bu Kur’an da her türlü misali, insanlar için anlattık. Belki düşünürler!