قَالَ إِنِّي أُرِيدُ أَنْ أُنكِحَكَ إِحْدَى ابْنَتَيَّ هَاتَيْنِ عَلَى أَن تَأْجُرَنِي ثَمَانِيَ حِجَجٍ فَإِنْ أَتْمَمْتَ عَشْرًا فَمِنْ عِندِكَ وَمَا أُرِيدُ أَنْ أَشُقَّ عَلَيْكَ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّالِحِينَ
Kâle innî urîdu en unkihake ihdâbneteyye hâteyni alâ en te’curanî semâniye hıcec(hıcecin), fe in etmemte aşran fe min indike, ve mâ urîdu en eşukka aleyke, se tecidunî in şâallâhu mines sâlihîn(sâlihîne).
kâle | : dedi |
innî | : muhakkak ki ben |
urîdu | : ben istiyorum |
en unkiha-ke | : sana nikâhlamak |
ihdebneteyye (ihdâ ibneteyye) | : iki kızımdan biri |
hâteyni | : işte bu ikisi |
alâ | : üzerine, karşılık |
en te’cure-nî | : bana ücretli çalışman, hizmet etmen |
semâniye | : sekiz (8) |
hıcecin | : seneler |
fe | : böylece |
in etmemte | : eğer tamamlarsan |
aşran | : on (10) |
fe | : artık |
min indi-ke | : senin indinden, senden |
ve mâ urîdu | : ve ben istemiyorum |
en eşukka | : zorluk çıkarmak, mecbur etmek |
aleyke | : sana, seni |
setecidu-nî | : beni bulacaksın |
in şâallâhu (şâe allâhu) | : inşaallah, eğer Allah dilerse |
min es sâlihîne | : salihlerden |
Diyanet İşleri = Şu’ayb, “Ben, sekiz yıl bana çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan, o da senden olur. Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşaallah beni salih kimselerden bulacaksın” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Babası, Mûsâ'ya dedi ki: Bana sekiz yıl hizmet edersen buna karşılık sana şu iki kızımdan birini vermek istiyorum; ama sen on yılı doldurursan bu da sana âit artık ve ben, sana zahmet ve meşakkat vermek istemem; Allah dilerse beni iyi kişilerden bulursun.
Abdullah Parlıyan = Bir süre sonra kızların babası Musa'ya: “Bak,” dedi. “Seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık, bu iki kızımdan biri ile evlendirmek istiyorum. Bu süreyi on yıla tamamlarsan, artık bu senin bileceğin bir iş, sana fazladan yük yüklemek istemem. İnşaallah beni, dürüst davranan biri olarak bulacaksın.”
Adem Uğur = (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.
Ahmed Hulusi = (Şuayb Musa'ya) dedi ki: "Ben, sekiz sene bana çalışman karşılığında şu iki kızımdan birini sana nikâhlamayı diliyorum. . . Eğer on seneye tamamlarsan, senin derûnunun getirisidir! Sana zorluk vermek istemem. . . İnşâAllâh beni sâlihlerden bulacaksın. "
Ahmet Tekin = Şuayb:'Benim yanımda sekiz yıl çalışmanın bedeli olarak, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o da senin ikramın. On yıla tamamlama konusunda seni zorlamak istemiyorum. Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olduğu takdirde, benim dindar, ahlâklı, hayır-hasenat sahibi mü’minlerden, sâlih kimselerden biri olduğumu göreceksin.' dedi.
Ahmet Varol = (Babaları) dedi ki: 'Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer (çalışmanı) on (yıl)a tamamlarsan artık o da senden (bir iyilik) olur. Ben sana zorluk çıkarmak istemem. İnşallah beni salihlerden bulacaksın.'
Ali Bulaç = (Babaları) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaallah salih olanlardan bulacaksın."
Ali Fikri Yavuz = (İhtiyar adam, Mûsa’ya şöyle) dedi: “- Bana sekiz yıl ücretle çalışmak üzere, şu iki kızımın birini sana nikâh etmek istiyorum. Eğer (hizmet yaparak) on seneyi tamamlarsan, bu da senden (bir fazlalık). Bununla beraber seni zorlamak istemiyorum. İnşAllah, beni dürüst kimselerden bulacaksın.”
Ali Ünal = Babaları Musa’ya, “Seni bu kızlarımdan biriyle nikâhlamak istiyorum. Buna karşılık sen de yanımda sekiz yıl çalışırsın. Ama bu süreyi on yıla çıkaracak olursan, bu da bir iyiliğin olur. Seni zahmete sokmak istiyor değilim. İnşaallah beni dürüst bir insan olarak bulacaksın.” dedi.
Bayraktar Bayraklı = Kızların babası, “Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o senden bir lütuf olur. Ama sana bir sıkıntı vermek istemem. İnşaallah beni iyi kimselerden bulacaksın” dedi.
Bekir Sadak = Kadinlarin babasi: «Bana sekiz yil calismana karsilik bu iki kizimdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eger on yila tamamlarsan o senden bir lutuf olur. Ama sana agirlik vermek istemem. Insallah beni iyi kimselerden bulacaksin» dedi.
Celal Yıldırım = (Kızların babası, Musâ'ya): «Sekiz yıl (ücretle çalışan bir işçi gibi) bana çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum ; ama bunu on yıl olarak tamamlarsan o da senden (bir lütuf)... Ben (on yıl hususunda bir şart koşup) sana zorluk çıkarmak istemem. İnşaallah beni iyi-yararlı kimselerden bulacaksın» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (Kızların babası Şuayb, Musa'ya dedi ki:) “Bak, seni sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık bu iki kızımdan biriyle evlendirmek istiyorum. Şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin ikramın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin.”
Diyanet İşleri (eski) = Kadınların babası: 'Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan o senden bir lütuf olur. Ama sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden bulacaksın' dedi.
Diyanet Vakfi = (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.
Edip Yüksel = Dedi ki, 'Bana sekiz hac boyunca çalışman koşuluyla seni şu kızlarımdan biriyle nikahlamak istiyorum. Dilersen onu on (yıl)a tamamlayabilirsin. Sana zorluk çıkarmak istemiyorum. ALLAH dilerse, beni erdemli davranan biri olarak bulacaksın.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Dedi: haberin olsun ben şu iki kızımın birini sana nikâh etmek istiyorum, sen bana sekiz sene ecîrlik etmek üzere ki eğer onu doldurursan, o da kendinden, maamafih seni zorlamak istemiyorum inşaallah beni salihînden bulacaksın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O: «Haberin olsun ben, bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. On yıla tamamlarsan o da kendinden. Ben, sana zorluk göstermek istemiyorum; inşallah beni iyi kimselerden bulacaksın.» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Şuayb) Dedi ki: «Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşaallah beni iyi kimselerden bulacaksın.»
Gültekin Onan = (Babaları) Dedi ki: "Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşallah salih olanlardan bulacaksın."
Harun Yıldırım = (Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.
Hasan Basri Çantay = (O zât Muusâya) dedi ki: «Ben iki kızımdan birini — sen bana sekiz yıl ecîrlik etmek üzere — sana nikâhlamayı arzu ediyorum. Eğer (hizmetini) on (yıl) a tamamlarsan o da kendinden. (Bununla beraber) arzu etmem ki sana zorluk çekdireyim. inşâallah beni saalihlerden bulacaksın».
Hayrat Neşriyat = (Şuayb) dedi ki: 'Doğrusu ben, sekiz sene bana ücretle çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Fakat on (seney)e tamamlarsan, artık (o) senin tarafından (bir lütuf)dur. Yoksa sana zorluk çıkarmak istemem. İnşâallah beni sâlih kimselerden bulacaksın!'
İbni Kesir = O da dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık, bu iki kızımdan birini sana nıkahlamak istiyorum. Şayet on yıla tamamlarsan o, senden bir lutuf olur. Ama sana zorluk çektirmek istemem. İnşaallah beni salihlerden bulacaksın.
Kadri Çelik = (Babaları) Dedi ki: “Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Şayet on yıla tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de İnşallah salih olanlardan bulacaksın.”
Muhammed Esed = (Bir süre sonra, kızların babası, Musa'ya:) "Bak," dedi, "seni, sekiz yıl yanımda çalışmana karşılık bu iki kızımdan biriyle evlendirmek istiyorum; bu süreyi on (yıl)a tamamlarsan artık bu senin bileceğin bir iş; sana fazladan yük yüklemek istemem; (tersine), eğer Allah dilerse, beni hep dürüst davranan biri olarak bulacaksın."
Mustafa İslamoğlu = (Kızların babası Musa'ya): "Bana bak!" dedi, "İşte şu iki kızımdan birisini, bana sekiz yıl işçilik yapman karşılığında seninle evermek istiyorum; fakat bu süreyi on yıla tamamlarsan, artık o da senin bileceğin iştir; zira ben seni zahmete koşmak istemem; inşaallah sen beni hep dürüst ve erdemli davranan bir (işveren) olarak bulacaksın!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Ben muhakkak istiyorum, bana sekiz sene ecirlik etmek üzere bu iki kızımdan birini sana nikah edeyim. Şayet kendiliğinden on (yıla) tamamlar isen o da kendi tarafındandır ve ben sana güçlük vermek istemem, inşaallah beni sâlihlerden bulacaksın.»
Ömer Öngüt = (Şuayb) dedi ki: “Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer hizmetini on yıla tamamlarsan o senden bir lütuf olur. Bununla beraber sana zahmet vermek istemem. İnşaallah beni sâlihlerden bulacaksın. ”
Şaban Piriş = -Ben, sekiz yıl bana ücretle çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer bunu on yıla tamamlarsan, bu senden bir iyiliktir. Sana zorluk çıkarmak istemem. İnşaallah beni, iyi ve dürüst kimselerden bulacaksın, dedi.
Sadık Türkmen = Dedi ki: “Şu iki kızımdan birini, sekiz yıl kalarak hizmet etmen karşılığında, sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan bu senin tarafından iyilik olur. Ben sana sıkıntı vermeyi istemem. İnşAllah beni salihlerden bulacaksın.”
Seyyid Kutub = Kızların babası; «Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer bu süreyi on yıla tamamlarsan o senin tarafından bir iyiliktir. Ben sana zahmet vermek istemem. İnşallah, beni iyi kimselerden bulacaksın» dedi.
Suat Yıldırım = Babaları ona: "Kızlarımdan birini seninle evlendirmek istiyorum. Buna karşılık sen de sekiz yıl yanımda çalışırsın; şayet süreyi on yıla çıkarırsan, o da senin ikramın olur. Ben seni zahmete sokmak istemem. İnşaallah benim dürüst bir insan olduğumu göreceksin."
Süleyman Ateş = O zât, (Mûsâ'ya) dedi ki: "(Bak), bana sekiz yıl hizmet etmen şartıyle şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer (bu süreyi) on (yıl)a tamamlarsan artık o, senin tarafından (bir iyilik)dir. Ben sana zahmet vermek istemem. İnşallah beni iyilerden bulacaksın."
Tefhim-ul Kuran = (Babaları) Dedi ki: «Doğrusu ben, sekiz yıl bana hizmet etmene karşılık olmak üzere, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum; şayet on (yıl)a tamamlayacak olursan, artık o da senden. Ben sana zorluk çıkarmak istemem; beni de inşaallah salih olanlardan bulacaksın.»
Ümit Şimşek = Yaşlı adam dedi ki: 'Sekiz yıl bana ücretli olarak çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Ama bu süreyi on yıla tamamlarsan, o senin ikramın olur. Ben sana zorluk çıkarmak istemem. İnşaallah beni dürüst bir kimse olarak bulacaksın.'
Yaşar Nuri Öztürk = İhtiyar dedi ki: "Bana sekiz yıl çalışman şartıyla şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan, o da senden. Seni zora sürmek gibi bir niyetim yok. Allah dilerse beni, barış ve iyilik sever insanlardan bulacaksın."
İskender Ali Mihr = (Yaşlı adam): "Gerçekten ben, işte bu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum, bana ücretle sekiz yıl çalışmana karşılık. Eğer on yılı tamamlarsan o da senden (bir lütuftur). Ve ben, seni mecbur etmek istemem. İnşaallah beni salihlerden bulacaksın."
İlyas Yorulmaz = Babaları Musa’ya “Şu iki kızımdan birisini, sekiz yıl benim için çalışmanın karşılığında sana nikâhlamak istiyorum. Eğer bu süreyi on yıla tamamlarsan o da senden fazlalık olur. Bu fazlalık için seni zorlamam ve beni “Allah dilediği sürece” sana doğru davranan birisi olarak bulacaksın” dedi.