سَيَعْلَمُونَ غَدًا مَّنِ الْكَذَّابُ الْأَشِرُ
Se ya’lemûne gaden menil kezzâbul eşir(eşiru).
se ya’lemûne | : yakında bilecekler, öğrenecekler |
gaden | : yarın |
men(i) | : kim |
el kezzâbu | : çok yalan söyleyen, yalancı |
el eşiru | : kibirli, haddini aşan |
Diyanet İşleri = Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık!
Abdulbaki Gölpınarlı = Yarın bilirler kimmiş yalancı kendini beğenmiş.
Abdullah Parlıyan = Hayır, onlar yakında kimin yalancı ve şımarık olduğunu anlayıp bilecekler.
Adem Uğur = Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
Ahmed Hulusi = Yarın kimin küstah bir yalancı olduğunu bilecekler!
Ahmet Tekin = Yarın, kabirde ve mahşerde kimin küstah, yalancı olduğunu öğrenecekler.
Ahmet Varol = Yarın kimin kendini beğenmiş yalancı olduğunu bilecekler.
Ali Bulaç = Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
Ali Fikri Yavuz = İleride bilecekler, o şımarık yalancı kimdir?
Ali Ünal = (Peygamberleri Salih’e dedik:) “Yalancı kimmiş, küstah kimmiş, yarın bilecek onlar!
Bayraktar Bayraklı = Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
Bekir Sadak = Yarin, kimin pek yalanci ve simarik oldugunu bileceklerdir.
Celal Yıldırım = Yarın kimlerin çok yalancı şımarıklar olduğunu bileceklerdir.
Cemal Külünkoğlu = Yarın onlar, kimin çok yalan söyleyen, küstahın biri olduğunu bileceklerdir.
Diyanet İşleri (eski) = Yarın, kimin pek yalancı ve şımarık olduğunu bileceklerdir.
Diyanet Vakfi = Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bileceklerdir.
Edip Yüksel = Yalancı küstahın kim olduğunu yarın öğreneceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = İleride bilecekler o şımarık yalancı kimdir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İleride o şımarık yalancı kimdir bilecekler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Sâlih'e dedik ki): Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.
Gültekin Onan = Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
Harun Yıldırım = Salih'e buyurduk ki: 'Şımarık yalancının kim olduğunu yarın öğrenecekler.
Hasan Basri Çantay = Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!
Hayrat Neşriyat = (Onlar) yarın (âhirette), o şımarık yalancının kim olduğunu bilecekler!
İbni Kesir = Yarın kimin pek yalancı, şımarığın biri olduğunu bileceklerdir.
Kadri Çelik = Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen, kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
Muhammed Esed = (Allah:) "Onlar yarın kimin küstah ve yalancı olduğunu görecekler!" dedi,
Mustafa İslamoğlu = (Allah dedi ki): "Onlar yarın 'yalanda sınır tanımayan mağrur' kimmiş bilecekler:
Ömer Nasuhi Bilmen = (25-26) «O zikir, bizim aramızdan O'nun üzerine mi bırakılmıştır. Hayır. O bir mağrur, fazla yalancıdır.» Yakında bileceklerdir ki, o mağrur, o ziyâde yalancı kim imiş?
Ömer Öngüt = Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bilecekler.
Şaban Piriş = -Yarın onlar kimin yalancı küstah olduğunu görecekler.
Sadık Türkmen = Yalancı şımarık kimmiş yakında/yarın bileceklerdir.
Seyyid Kutub = Onlar yarın kimin şımarık bir yalancı olduğunu öğreneceklerdir.
Suat Yıldırım = Biz de Peygamberleri Salih’e dedik ki: "Sen hiç üzülme! Asıl kimin yalancı ve küstah olduğunu yarın öğrenirler!"
Süleyman Ateş = (Sâlih'e dedik ki): Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.
Tefhim-ul Kuran = Onlar yarın, kimin çok yalan söyleyen kendini beğenmiş bir şımarık olduğunu bilip öğreneceklerdir.
Ümit Şimşek = Salih'e buyurduk ki: 'Şımarık yalancının kim olduğunu yarın öğrenecekler.
Yaşar Nuri Öztürk = Yarın bilecekler, kimmiş yalancı küstah!
İskender Ali Mihr = Haddini aşan yalancı kimdir, yarın bilecekler.
İlyas Yorulmaz = “Hayır, o yalancı haddini aşmış birisi” dediler.