وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيهْ
Ve emmâ men ûtiye kitâbehu bi şimâlihî fe yekûlu yâ leytenî lem ûte kitâbiyeh.
ve emmâ | : ve, ama, ise |
men | : kişi, kimse |
ûtiye | : verilir |
kitâbe-hu | : onun kitabı, amel defteri, hayat filmi |
bi şimâli-hî | : onun solundan |
fe | : artık, o zaman |
yekûlu | : der, söyler |
yâ leyte-nî | : bana yazıklar olsun, keşke bana |
lem ûte | : verilmez |
kitâbi-yeh | : kitabım, amel defterim, hayat filmim |
Diyanet İşleri = Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ama kimin kitabı, sol yanından verilirse artık der ki: Keşke verilmeseydi kitabım.
Abdullah Parlıyan = Kitabı sol tarafından verilenlere gelince; “Keşke kitabım elime verilmeseydi.
Adem Uğur = Kitabı sol tarafından verilene gelince, der ki:" Keşke, bana kitabım verilmeseydi!"
Ahmed Hulusi = Yaşam bilgisi kayıtları (kitabı) solundan oluşmuş olana gelince; o da şöyle der: "Keşke bana kayıtlarım hiç verilmeseydi!"
Ahmet Tekin = Amel defteri solundan verilen ise:'Keşke bana kitabım, sicilim verilmeseydi.' der.
Ahmet Varol = Kimin de kitabı solundan verilirse o da der ki: 'Keşke bana kitabım verilmeseydi.
Ali Bulaç = Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."
Ali Fikri Yavuz = Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: “- Eyvah! Keşke kitabım bana verilmeseydi...
Ali Ünal = Ama, amel defteri kendisine solundan verilecek kimseye gelince: “Eyvah!” der o, “Keşke bu defter bana hiç verilmeseydi!
Bayraktar Bayraklı = (25-29) Kitabı sol tarafından verilene gelince, o da şöyle diyecek: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı; malım bana hiçbir fayda vermedi, bütün gücüm yok oldu.”
Bekir Sadak = (25-29) Fakat kitabi kendisine solundan verilen kimse: «Kitabim keske bana verilmeseydi; keske hesabimin ne oldugunu bilmeseydim; bu is keske son bulmus olsaydi; malim bana fayda vermedi; gucum de kalmadi» der.
Celal Yıldırım = Kitabı sol tarafından verilene gelince: Ah keşke kitabım solumdan verilmeseydi!
Cemal Külünkoğlu = Amel defteri kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke defterim bana verilmeseydi.”
Diyanet İşleri (eski) = (25-29) Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: 'Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı' der.
Diyanet Vakfi = (25-26) Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!
Edip Yüksel = Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, 'Keşke kitabım bana verilmeseydi,' der,
Elmalılı Hamdi Yazır = Amma kitabına soliyle irdirilmiş olan da der ki: eyvah keşke erdirilmese idim kitabıma
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ancak kitabı sol tarafından verilen der ki: «Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi bana!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke kitabım verilmeseydi de,
Gültekin Onan = Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."
Harun Yıldırım = Kitabı sol eline verilen ise der ki: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”
Hasan Basri Çantay = Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, «Ah keşki benim kitabım verilmeseydi».
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki kitâbı sol eline verilene gelince, artık (o) şöyle der: 'Keşke bana kitâbım verilmeseydi!'
İbni Kesir = Kitabı solundan verilmiş olana gelince; der ki: Keşki kitabım bana verilmeseydi.
Kadri Çelik = Kitabı sol eline verilen (var ya), o da der ki: “Bana keşke kitabım verilmeseydi!”
Muhammed Esed = Sicili sol eline tutuşturulana gelince, "Eyvah!" diye feryad edecek, "Keşke sicilim bana gösterilmeseydi,
Mustafa İslamoğlu = Karnesi sol tarafından verilen kimseye gelince... Sonunda o da şöyle sızlanacak: "Eyvah! Keşke hiç karne almasaydım!
Ömer Nasuhi Bilmen = (25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»
Ömer Öngüt = Kitabı sol eline verilmiş olana gelince, o da der ki: "Kitabım keşke bana verilmeseydi!"
Şaban Piriş = Kitabı solundan verilen ise şöyle der: -Eyvah, keşke kitabım verilmeseydi.
Sadık Türkmen = Kitabi solundan verilen kimseye gelince, der ki: “Ne olurdu kitabım (suç dosyam) bana verilmeseydi
Seyyid Kutub = Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke bana kitabım verilmeseydi,
Suat Yıldırım = Ama hesap defteri sol tarafından verilen kimse: "Eyvah der, keşke verilmez olaydı bu defterim!
Süleyman Ateş = Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke bana Kitabım verilmeseydi!"
Tefhim-ul Kuran = Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: «Bana keşke kitabım verilmeseydi.»
Ümit Şimşek = Defteri solundan verilen ise, 'Keşke defterim verilmeseydi,' der.
Yaşar Nuri Öztürk = Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"
İskender Ali Mihr = Ve kitabı (hayat filmi) solundan verilen kimse ise o zaman: “Keşke bana kitabım verilmeseydi.” der.
İlyas Yorulmaz = Kitabı sol tarafından verilenlere gelince, onlarda “Keşke kitabım bana verilmeseydi. ”