أَلَّا يَسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي يُخْرِجُ الْخَبْءَ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُخْفُونَ وَمَا تُعْلِنُونَ
Ellâ yescudû lillâhillezî yuhricul hab’e fîs semâvâti vel ardı ve ya’lemu mâ tuhfûne ve mâ tu’linûn(tu’linûne). (SECDE ÂYETİ)
ellâ yescudû | : nasıl secde etmezler |
li | : için |
allâhi | : Allah |
ellezî (lillâhillezî) (li allâhi ellezî) | : ki o |
yuhricu | : çıkarır |
el hab’e | : gizli olan, saklı olan |
fî es semâvâti | : semalarda, göklerde |
ve el ardı | : ve yeryüzünde, yerde |
ve ya’lemu | : ve bilir |
mâ tuhfûne | : sizin sakladığınız şeyi |
ve mâ tu’linûne | : ve açıkladığınız şeyi |
Diyanet İşleri = “Göklerde ve yerde gizli olanı ortaya çıkaran, sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah’a secde etmesinler diye (şeytan onları yoldan çıkarmış.)”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bunu da, göklerde ve yeryüzünde gizli olan şeyleri meydana çıkaran ve neyi gizliyorlar, neyi açığa vuruyorlarsa hepsini bilen Allah'a secde etmemek için yapıyorlar.
Abdullah Parlıyan = Niçin göklerde ve yerde gizli olanları ortaya çıkaran gizlediğimiz ve açıkladığımız herşeyi bilen Allah'a secde etmiyorlar?
Adem Uğur = (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.
Ahmed Hulusi = "Semâlarda ve arzda gizli ne varsa ortaya çıkaran; gizlediğinizi ve açığa çıkardığınızı bilen Allâh'a secde etmemeleri için (vehimleri onları kandırmıştı). " (25. âyet secde âyetidir. )
Ahmet Tekin = 'Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gönüllerinizde gizlediğinizi de, dillerinizle açığa vurduğunuzu da bilen Allah’a, ne diye secde etmiyorlar?'
Ahmet Varol = Göklerde ve yerde gizli ne varsa ortaya çıkaran, gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilen Allah'a secde etmesinler diye (böyle yapıyorlar).'
Ali Bulaç = "Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar)."
Ali Fikri Yavuz = (Şeytan onlara amellerini süslü gösterdi ki), göklerde ve yerde gizli olan yağmur ve nebatı meydana çıkaran, gizledikleri ve açıkladıkları şeylerin hepsini bilen Allah’a secde etmesinler. (*)
Ali Ünal = “Oysa göklerde ve yerde gizli bulunan her şeyi açığa, (göklerde ve yerde bulunan her varlığı yokluk karanlığından varlık aydınlığına) çıkaran ve her neyi gizleyip kendinize saklıyor, her neyi de açığa vuruyorsanız, bunların hepsini bilen Allah’a secde ve ibadet etmeleri gerekmez mi?
Bayraktar Bayraklı = “Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek gayretindeler.”
Bekir Sadak = (22-26) Cok gecmeden Hudhud gelip Suleyman'a: «Senin bilmedigin bir seyi ogrendim. Sana Sebe'den dogru bir haber getirdim. Ora halkina hukmeden, herseyden kendisine bolca verilen ve buyuk bir tahta sahip olan bir kadin buldum; onun ve milletinin Allah'i birakip gunese secde ettiklerini grdum. Gklerde ve yerde gizli olanlari ortaya koyan, gizlediginiz ve acikladiginiz seyleri bilen Allah'a secde etmemeleri icin seytan, kendilerine, yaptiklarini guzel gstermis, onlari dogru yoldan alikoymustur. Bunun icin, dogru yolu bulamazlar. O cok buyuk arsin sahibi olan Allah'tan baska tanri yoktur» dedi. SÙ
Celal Yıldırım = (Şeytanın bu süslemesi ve alıkoyması), göklerde ve yerde gizli (her şeyi) ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi de açıkladığınızı da bilen Allah'a secde etmemeleri(ni sağlaması) içindir.
Cemal Külünkoğlu = “(Şeytanın amacı) onları, göklerde ve yerde gizli bulunan şeyleri meydana çıkaran, (nefislerinin) gerek saklı tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilen Allah'a secde etmelerini engellemektir.”
Diyanet İşleri (eski) = (22-26) Çok geçmeden Hüdhüd gelip Süleyman'a: 'Senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. Sana Sebe'den doğru bir haber getirdim. Ora halkına hükmeden, herşeyden kendisine bolca verilen ve büyük bir tahta sahip olan bir kadın buldum; onun ve milletinin Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğiniz ve açıkladığınız şeyleri bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan, kendilerine, yaptıklarını güzel göstermiş, onları doğru yoldan alıkoymuştur. Bunun için, doğru yolu bulamazlar. O çok büyük arşın sahibi olan Allah'tan başka tanrı yoktur' dedi.
Diyanet Vakfi = (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.
Edip Yüksel = 'Halbuki onlar, göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran ALLAH'a secde etmeliydiler. O, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da bilir.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Allâha secde etmemeleri için o Allaha ki Göklerde ve Yerde gizliyi çıkarır ve neyi saklıyorlar, neyi açıklıyorlarsa bilir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Göklerde ve yerde gizli olan herşeyi ortaya çıkaran ve sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilen Allah'a secde etmesinler diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmezler.»
Gültekin Onan = "Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilen Tanrı'ya secde etmesinler diye (yapmaktadırlar)."
Harun Yıldırım = (Şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler.
Hasan Basri Çantay = «(Bunu) göklerdeki ve yerdeki her gizliyi (meydana) çıkaran, (kalblerinde) ne gizliyorlar, (dilleriyle) ne açıklıyorlarsa (hepsini) bilen Allaha secde etmesinler diye (yapıyorlar)».
Hayrat Neşriyat = '(Şeytan böyle vesvese vermiş ki) göklerde ve yerde gizli olanları (ortaya)çıkaran, ne gizlerseniz ve ne açıklarsanız bilen Allah’a secde etmesinler!'
İbni Kesir = Göklerde ve yerde gizli olanları ortaya koyan, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen Allah'a secde etmesinler diye.
Kadri Çelik = “(Şeytan böyle yapmış) Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da bilmekte olan Allah'a secde etmesinler.”
Muhammed Esed = Allah'ın huzurunda yere kapanmaktan kaçınmaları gerek(tiğine inanıyorlar); (oysa, fark etmiş olmaları gerekirdi ki) göklerde ve yerde saklı olan ne varsa ortaya çıkaran; gizli tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da bütün gerçeğiyle bilen O'dur;
Mustafa İslamoğlu = Allah'a secde etmemeleri!?.. O Allah ki, göklerde ve yerde gizli saklı ne varsa ortaya çıkarır; dahası gizlediklerinizi de açığa vurduklarınızı da iyi bilir;
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah'a secde etmemeleri için (böyle yapmış). O Allah'a ki, göklerdeki ve yerdeki her gizliyi (meydana) çıkarır ve neyi gizlediğinizi ve neyi de âşikâre yaptığınızı bilir.
Ömer Öngüt = “Göklerde ve yerde gizlenenleri açığa çıkaran, gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilen Allah'a secde etmeleri gerekmez miydi?”
Şaban Piriş = Onlar, ne diye göklerin ve yerin sırlarını ortaya çıkaran, gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilen, Allah’a secde etmiyorlar?
Sadık Türkmen = ”Allah’a secde etmeleri gerekmez miydi? Göklerde ve yeryüzünde gizleneni ortaya çıkaran ve gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilen, O Allah’a!..
Seyyid Kutub = Şeytanın amacı, onları göklerdeki ve yeryüzündeki gizli şeyleri meydana çıkaran gerek saklı tuttukları ve gerekse açığa vurdukları tüm duygularını bilen Allah'a secde etmelerini engellemektir.
Suat Yıldırım = Oysa göklerde ve yerde gizli olan her şeyi açığa çıkaran, sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da bilen Allah’a secde ve ibadet etmeleri gerekmez mi?
Süleyman Ateş = "Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran ve gizlediklerini ve açığa vurduklarını bilen Allah'a secde etmeleri gerekmez mi?"
Tefhim-ul Kuran = «Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilmekte olan Allah'a secde etmesinler diye (yapmaktadırlar) .»
Ümit Şimşek = 'Göklerde ve yerdeki gizlilikleri meydana çıkaran ve sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilen Allah'a secde etmemeleri için şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş.
Yaşar Nuri Öztürk = "Göklerde ve yerdeki sırrı açığa çıkaran, onların gizlediklerini de açıkladıklarını da bilen Allah'a secde etmemek gayretindeler."
İskender Ali Mihr = Göklerde ve yerde saklı olanı (meydana) çıkaran ve sizin sakladığınızı da açıkladığınızı da bilen Allah’a, nasıl secde etmezler?
İlyas Yorulmaz = “Halbuki göklerde ve yerde gizli olan her şeyi ortaya çıkaran, gizlediklerinizi ve açıkladıklarınızı bilen Allah’a secde etmeleri gerekmiyor muydu?”