أَفَمَن يَتَّقِي بِوَجْهِهِ سُوءَ الْعَذَابِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَقِيلَ لِلظَّالِمِينَ ذُوقُوا مَا كُنتُمْ تَكْسِبُونَ
E fe men yettekî bi vechihî sûel azâbi yevmel kıyâmeti, ve kıyle liz zâlimîne zûkû mâ kuntum teksibûn(teksibûne).
e | : mı |
fe | : böylece, o halde |
men | : kim, kimse |
yettekî | : korur |
bi vechi-hî | : onun vechini, kendi yüzünü, fizik vücudunu |
sûe | : kötü, fena |
el azâbi | : azap |
yevme el kıyâmeti | : kıyâmet günü |
ve kîle | : ve denir |
li ez zâlimîne | : zalimlere |
zûkû | : tadın |
mâ | : şey |
kuntum | : siz oldunuz |
teksibûne | : kesbediyorsunuz, kazanıyorsunuz |
Diyanet İşleri = Kıyamet günü kötü azaba karşı yüzüyle korunan kimse, (o gün) azaptan emin olan kimse gibi midir? Zalimlere, “Kazandıklarınızı tadın” denir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kıyâmet gününde, yüzünü o kötü azaptan kurtarmaya çalışana kim benzer ki? Ve zâlimlere, kazandığınız şeylerin karşılığı olan azâbı tadın denir.
Abdullah Parlıyan = Yüzünü cehennemin şiddetli azabına karşı kalkan yapan kimse, yani çaresiz kalmış kimseler, hertürlü azaptan emin olan kimseler gibi olur mu? O gün yaratılış gayesi dışında yaşayanlara, hayatta iken kazandıklarınızın cezasını şimdi tadın bakalım denilecektir.
Adem Uğur = Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere "Kazandığınızı tadın!" denilir.
Ahmed Hulusi = Kıyamet sürecinde (başka hiçbir imkânı olmadığı için yalnızca) yüzüyle azabın en kötüsünden korunmaya çalışan kimse mi? Zâlimlere: "Kazandıklarınızı tadın!" denilmiştir.
Ahmet Tekin = Kıyamet günü, azap yüzü görmeden muradına erecek olanlar, dehşetli, şiddetli bir azaptan, yüzü ile kendisini koruyan kimse gibi midir? İnkârda, isyanda, şirkte ısrar eden zâlimlere:'İşlediğiniz amellerin, yüklendiğiniz günahların karşılığını, tadın' denilir.
Ahmet Varol = Kıyamet günü azabın en kötüsünden yüzünü korumaya çalışan kimse(nin durumu) ne olur? Zalimlere: 'Kazanmakta olduklarınızı tadın' denir.
Ali Bulaç = Kıyamet günü o kötü azabtan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere "Kazandığınızı tadın" denmiştir.
Ali Fikri Yavuz = Kıyamet günü, o şiddetli azabdan yüzünü kaçındıran (bu suretle kendini ateşten korumak isteyen) kimse, hiç o azabdan emin olan kimse gibi olur mu? O kâfirlere (cehennem melekleri tarafından) şöyle denir:” - Tadın bakalım (dünyada) yaptıklarınızın cezasını...”
Ali Ünal = Şu halde, (dünyada sapkın yaşamış ve dolayısıyla) Kıyamet Günü (elleri boynuna kelepçelenmiş olduğu halde yüzüstü Ateş’e atılan ve) ancak yüzüyle kendisini o kötü azaptan korumaya çalışan kişi, (hiç güven içinde olan gibi midir? (O gün) zalimlere, “Tadın (bugün) dünyada iken kazandıklarınızın meyvesini!” denir.
Bayraktar Bayraklı = Kıyamet günü kötü azaptan yüzünü korumaya çalışacak kimse, azaptan emin olarak gelenle bir midir? Zâlimlere, “Tadın kazandıklarınızı!” denir.
Bekir Sadak = Kiyamet gunu kotu azaptan yuzunu korumaya calisan kimse, guven icinde olan kimse gibi midir? Zalimlere: «Kazandiklarinizin karsiligini tadin» denir.
Celal Yıldırım = Artık Kıyamet günü yüzünü o kötü azâbdan korumaya çalışan kimse mi (bir yardımcı bulur) ? Zâlimlere : Kazandıklarınızı tadın, denilir.
Cemal Külünkoğlu = Kıyamet gününde (elleri ve ayakları bağlı olduğu için) azabın şiddetinden kendisini yüzüyle korumaya çalışan kimse, güven içinde olan kimse gibi midir? Ve (o gün,) zalimlere: “Kazandıklarınızın karşılığını tadın!” denecektir.
Diyanet İşleri (eski) = Kıyamet günü kötü azaptan yüzünü korumaya çalışan kimse, güven içinde olan kimse gibi midir? Zalimlere: 'Kazandıklarınızın karşılığını tadın' denir.
Diyanet Vakfi = Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere «Kazandığınızı tadın!» denilir.
Edip Yüksel = Diriliş Gününün azabından yüzünü koruyan kimse gibisi var mıdır? Zalimlere, 'Kazandığınızın sonucunu tadın,' denir
Elmalılı Hamdi Yazır = O halde Kıyamet günü zalimlere «tadın bakalım kazanıp durduklarınızı» denilirken, o kötü azâbı yüzü ile koruyacak kimse ne olur?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O halde kıyamet günü zalimlere: «Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!» denilirken yüzü ile o kötü azaptan korunacak kimse ne olur?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O halde kıyamet günü zalimlere: «Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!» denilirken, o kötü azabdan yüzü ile korunacak kimse ne olur?
Gültekin Onan = Kıyamet günü o kötü azabtan kendini yüzü ile kim koruyabilecek? Ve zalimlere "kazandığınızı tadın" denmiştir.
Harun Yıldırım = Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere "Kazandığınızı tadın!" denilir.
Hasan Basri Çantay = Kıyamet sürecinde (başka hiçbir imkânı olmadığı için yalnızca) yüzüyle azabın en kötüsünden korunmaya çalışan kimse mi? Zâlimlere: "Kazandıklarınızı tadın!" denilmiştir.
Hayrat Neşriyat = O hâlde kıyâmet günü, yüzü ile azâbın kötüsünden (onun şiddetinden) korun(maya çalış)an kimse (azabdan emîn olan kimse gibi) midir? Ve zâlimlere: 'Tadın, kazanmaktaolduklarınızı(n vebâlini)!' denilir.
İbni Kesir = Zalimlere: Kazandıklarınızın karşılığını tadın, denilirken kıyamet günü yüzünü azabın kötüsünden kim koruyacak?
Kadri Çelik = Kıyamet gününde kendisini (eli bağlı olduğundan) yüzü ile azaptan korumak için çabalayan kimse (ile azaptan güven içinde olan müminin durumu hiç bir olur mu?). Ve zalimlere “Kazanmakta olduğunuzu tadın” denilir.
Muhammed Esed = Kıyamet Günü, (çıplak) bir yüzden başka, (başına gelecek) korkunç azaptan kendisini koruyacak bir şeyi olmayan kimse (Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyan kimse gibi) olur mu? (O Gün) zalimlere: "(Hayatta iken) kazandıklarınızı (şimdi) tadın bakalım!" denilecektir.
Mustafa İslamoğlu = Ne o! Yoksa Kıyamet Günü azabın en beterinden kendisini yüzüyle korumaya çalışan kimse, (güven içindeki) kimseyle aynı olur mu? Zalimlere (o gün) "Daha önce kazandıklarınızı şimdi tadın bakalım!" denilecek.
Ömer Nasuhi Bilmen = Kıyamet günü azabın en şiddetlisinden yüzü ile (kendisini) koruyan kimse ve zalimler için, kazanır olduğunuz şeyi tadın denilmiş olduğu vakit bunlar o azaptan emin olanlar gibi midirler?
Ömer Öngüt = Kıyamet gününde yüzünü şiddetli azaptan korumaya çalışan kimse, (bu azaptan kurtulan) kimse gibi midir? Zâlimlere: "Kazandığınızı tadın!" denilir.
Şaban Piriş = Kıyamet günü, yüzünü kötü azaptan koruyan kimse mi; “Kazanmış olduklarınızın azabını tadın!” denilen zalimler mi?
Sadık Türkmen = Kim yüzünü kıyamet günü azabın en kötüsünden koruyabilir? Zalimlere: “Kazanmış olduğunuzu tadın!” denilir.
Seyyid Kutub = Kıyamet günü kötü azaptan yüzüyle korunmaya çalışan kimse, güven içinde olan kimse gibi midir? Ve zalimlere, «Kazandıklarınızın karşılığını tadın!» denir.
Suat Yıldırım = Büyük duruşmanın olacağı kıyamet gününde elleri kelepçeli olduğundan, kendisini en şerefli uzvu olan yüzü ile azaptan korumak için çabalayan kimsenin hali ile güven içinde olan müminin durumu hiç bir olur mu? Zalimlere: "Kazandığınız şeylerin meyvesini tadın bakalım!" denilir.
Süleyman Ateş = Kıyâmet günü, (elleri bağlı olduğu için) yüzüyle o en kötü azâbdan korunmağa çalışan (ile güven içinde bulunan bir olur) mu? (O gün) Zâlimlere: "Kazandığınız(ın tadın)ı tadın!" denmiştir.
Tefhim-ul Kuran = Kıyamet gününde yüzünü azabın şiddetinden korumaya çalışan kimse (kendini ondan emin kılan gibi) midir? Zalimlere «Kazandığınızı tadın!» denilir.
Ümit Şimşek = Diriliş Gününün azabından yüzünü koruyan kimse gibisi var mıdır? Zalimlere, 'Kazandığınızın sonucunu tadın,' denir
Yaşar Nuri Öztürk = Zalimlere, "kazanmış olduğunuzu tadın!" denildiğinde, kıyamet günü o kötü azaptan yüzünü kim koruyabilir?
İskender Ali Mihr = O halde kıyâmet günü, onun vechini (fizik vücudunu) kötü azaptan kim koruyabilir? Ve zalimlere: "Kazanmış olduğunuz şeyi (günahlarınızın cezasını) tadın!" denir.
İlyas Yorulmaz = Kıyamet günündeki azabın en kötüsünden kendini koruyanla, korumayan bir midir? Kendini azaptan korumayanlara “Kazandıklarınızın karşılığı olarak azabı tadın” denir.