نُمَتِّعُهُمْ قَلِيلًا ثُمَّ نَضْطَرُّهُمْ إِلَى عَذَابٍ غَلِيظٍ
Numettiuhum kalîlen summe nadtarruhum ilâ azâbin galîz(galîzin).
numettiu-hum | : onları metalandırırız |
kalîlen | : az |
summe | : sonra |
nadtarru-hum | : onları maruz bırakırız |
ilâ azâbin | : azaba |
galîzin | : çok şiddetli, ağır |
Diyanet İşleri = Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onları az bir müddet geçindiririz de sonra istemedikleri halde onları ağır bir azâba atarız.
Abdullah Parlıyan = Onlara kısa bir süre dünyada, hayatın zevkini yaşatır, geçindirir, ama sonunda şiddetli bir azaba sürükleriz.
Adem Uğur = Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Ahmed Hulusi = Kısa süre dünya zevkini yaşarlar. . . Sonra onları, ağır - şiddetli bir azabı yaşamaya mecbur ederiz.
Ahmet Tekin = Onlara biraz zevku safa sürdürürüz. Sonra kendilerini ağır bir azâba sürükleriz.
Ahmet Varol = Onları kısa bir süre geçindirir sonra katı bir azaba atarız.
Ali Bulaç = Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra onları ağır bir azaba katlandırırız.
Ali Fikri Yavuz = Biz, o kâfirlere (dünyada) biraz zevk ettiririz de, sonra kendilerini ağır bir azaba mecbur tutarız.
Ali Ünal = Onlara az bir süre yaşama imkânı tanır, sonra da haşin bir azabı kendilerine mecburî istikamet yaparız.
Bayraktar Bayraklı = Onları az bir süre faydalandırırız, sonra da kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Bekir Sadak = Onlari az bir sure gecindiririz, sonra da agir bir azaba surukleriz.
Celal Yıldırım = Onları az bir süre geçindirip yararlandırırız. Sonra da pek ağır bir azaba katlanmaya çaresiz kılarız.
Cemal Külünkoğlu = Onlara kısa bir süre hayatın zevkini yaşatırız, ama sonunda (yaptıkları yüzünden) onları şiddetli bir azaba sürükleriz.
Diyanet İşleri (eski) = Onları az bir süre geçindiririz, sonra da ağır bir azaba sürükleriz.
Diyanet Vakfi = Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Edip Yüksel = Onları biraz yaşatırız, sonra da ağır bir cezaya süreriz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini galîz bir azâba muztarr kılarız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini korkunç bir azaba mahkum ederiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız.
Gültekin Onan = Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra onları ağır bir azaba katlandırırız.
Harun Yıldırım = Onları biraz faydalandırır, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Hasan Basri Çantay = Biz onları (dünyâda) biraz geçindirib sonra kendilerini ağır bir azaba (katlanmıya) mecbur edeceğiz.
Hayrat Neşriyat = (Biz) onları azıcık (bir müddet dünyada) faydalandırırız; sonra onları ağır bir azâba(girmeye) mecbur kılarız.
İbni Kesir = Onları az bir süre geçindirir, sonra da katı bir azaba sürükleriz.
Kadri Çelik = Biz onları oldukça az (bir süre) olarak faydalandırıp yararlandırırız, sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz.
Muhammed Esed = Onlara kısa bir süre hayatın zevkini yaşatır, ama sonunda şiddetli bir azaba sürükleriz.
Mustafa İslamoğlu = Tadımlık bir hazzı kısa vadede tüketmelerini sağlarız; ardından onları altında ezilecekleri ağır bir azaba mahkum ederiz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onları biraz mütenaim kılarız. Sonra onları en şiddetli bir azaba muztar kılacağızdır.
Ömer Öngüt = Onları az bir süre geçindiririz, sonra kendilerini ağır bir azaba sürükleriz.
Şaban Piriş = Onları biraz geçindiririz. Sonra da onları şiddetli bir azaba uğratırız.
Sadık Türkmen = Onları az bir süre geçindiririz, sonra da kaba bir azaba sürükleriz.
Seyyid Kutub = Onlara biraz geçim sağlar, sonra ağır bir azaba sürükleriz.
Suat Yıldırım = Biz onlara kısa bir süre ömür sürme imkânı veririz, ondan sonra da şiddetli bir azaba mahkûm ederiz.
Süleyman Ateş = Onları biraz yaşatırız, sonra kaba bir azâba süreriz.
Tefhim-ul Kuran = Biz onları az (bir şey ve zaman) olarak metalandırıp yararlandırırız, sonra da onları ağır bir azaba katlandırırız.
Ümit Şimşek = Onları biraz nasiplendirir, sonra da ağır bir azaba sürükleriz.
Yaşar Nuri Öztürk = Onları birazcık nimetlendiriyoruz. Sonunda hepsini şiddetli bir azaba süreceğiz.
İskender Ali Mihr = Onları biraz metalandırırız (geçindiririz). Sonra onları ağır bir azaba maruz bırakırız.
İlyas Yorulmaz = Bu inkarları ile onları bir müddet yaşatırız, sonra onları azabın en şiddetlisine atarız.