وَلَئِن سَأَلْتَهُم مَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ لَيَقُولُنَّ اللَّهُ قُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Ve le in seeltehum men halakas semâvâti vel arda le yekûlunnallâhu, kulil hamdulillâhi, bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
ve le in | : ve eğer gerçekten |
seelte-hum | : onlara sordun |
men | : kim |
halaka | : yarattı |
es semâvâti | : semalar, gökler |
ve el arda | : ve arz, yeryüzü, yer |
le | : elbette, mutlaka |
yekûlunnellâhu | : "Allah" derler |
kuli | : de, söyle |
el hamdu | : hamd |
lillâhi (li allâhi) | : Allah’a ait |
bel | : hayır |
ekseru-hum | : onların çoğu |
lâ ya’lemûne | : bilmiyorlar, bilmezler |
Diyanet İşleri = Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler. De ki: “Hamd, Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu bilmezler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlara, andolsun ki, gökleri ve yeryüzünü kim yarattı diye sorsan Allah derler mutlaka. De ki: Hamd Allah'a, hayır, onların çoğu bilmez.
Abdullah Parlıyan = Şayet onlara gökleri ve yeri yaratan kimdir? diye soracak olsan, elbette Allah diyecekler. De ki: Allah'a hamdolsun, ama onların pek çoğu yine de gerçekleri bilmezler.
Adem Uğur = Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah..." derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.
Ahmed Hulusi = Yemin olsun ki eğer onlara: "Semâları ve arzı kim yarattı?" diye sorsan, elbette: "Allâh" diyecekler. . . De ki: "El Hamdu Lillâh = Hamd, Allâh'a aittir!". . . Hayır, onların çoğunluğu anlayabilmezler!
Ahmet Tekin = Andolsun ki, onlara:'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan, elbette:'Allah...' diyecekler.'Allah’a hamdolsun!' de. Fakat onların çoğu Allah’ın, kâinatın nihaî sebebi olduğunu, O’na teslimiyet gerektiğini kavrayamazlar.
Ahmet Varol = Andolsun ki, onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan muhakkak: 'Allah' diyeceklerdir.De ki: 'Hamd Allah'adır.' Hayır, onların çoğu bilmiyorlar.
Ali Bulaç = Andolsun onlara; "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız; "Allah" diyecekler. De ki; "Hamd Allah'ındır." Hayır, onların çoğu bilmezler.
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki onlara sorsan: “- Gökleri ve yeri kim yarattı?” Elbette: “-Allah” diyecekler. (Bu gerçeği itiraf ettiklerinden ey Rasûlüm) sen de “- Elhamdü Lillâh= Allah’a hamd olsun” de. Fakat onların çoğu (ilzam edildiklerini, iddialarının boş olduğunu) bilmezler.
Ali Ünal = Eğer onlara “Gökleri ve yeri kim yaratmıştır?” diye sorsan, hiç şüphen olmasın ki “Allah!” demekten başka cevap bulamayacaklardır. “Hamd olsun Allah’a (ki, müşrikler bile Yaratıcı olarak O’nu inkâr edememekte, böylece şirklerinin temelini yıkmış olmaktadırlar)” de. Fakat onların çoğu, (bu itiraflarının ne manâya geldiğini ve neyi gerektirdiğini) bilmemektedirler.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun, onlara, “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan; “Allah”tır derler. De ki: “Övgü, Allah'a aittir. Ama onların çoğu bilmiyorlar.”
Bekir Sadak = N/A
Celal Yıldırım = And olsun ki, onlara, «gökleri ve yeri kim yarattı ?» diye soracak olsan, «elbette Allah...» diyecekler. De ki: Allah'a hamd olsun ! Ama onların çoğu bilmezler.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olsan, hiç tartışmasız: “Allah” diyecekler. De ki: “(O halde bilin ki) bütün övgüler yalnız Allah'a mahsustur!” Fakat onların çoğu (bunun ne demek olduğunu) bilmezler.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki onlara: 'Gökleri ve yeri yaratan kimdir?' diye sorsan, 'Allah'tır' derler. De ki: 'Hamd Allah'a mahsustur', ama çoğu bilmezler.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, mutlaka «Allah...» derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.
Edip Yüksel = Onlara, 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorarsan, 'ALLAH,' diyecekler. De ki, 'Övgü ALLAH'adır.' Ne var ki çokları bilmiyor.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celâlim hakkı için sorsan onlara: o Gökleri ve Yeri kim yarattı? Her halde elbet Allah diyecekler, «elhamdulillah» de, fakat pek çokları bilmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki onlara: «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan mutlaka «Allah» diyecekler. De ki: «Hamdolsun Allah'a» Fakat pek çokları bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki onlara: «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye sorsan, elbette «Allah» diyecekler. «Allah'a hamd olsun.» de. Fakat onların çoğu bilmezler.
Gültekin Onan = Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan, tartışmasız "Tanrı" diyecekler. De ki: "Hamd Tanrı'nındır." Hayır, onların çoğu bilmezler.
Harun Yıldırım = Andolsun ki onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, mutlaka "Allah..." derler. De ki: (Öyleyse) övgü de yalnız Allah'a mahsustur, ama onların çoğu bilmezler.
Hasan Basri Çantay = Andolsun ki onlara gökleri ve yeri kimin yaratdığını sorarsan muhakkak: «Allah» derler. Sen de «Elhamdülillah (= Hamd olsun Allaha)» de. Hayır, onların çoğu bilmezler.
Hayrat Neşriyat = And olsun ki, eğer onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan, mutlaka: 'Allah!' diyeceklerdir. De ki: 'Hamd, Allah’a mahsusdur.' Fakat onların çoğu bilmezler.
İbni Kesir = Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan; muhakkak: Allah, derler. De ki: Hamd Allah'a mahsustur. Hayır onların çoğu bilmezler.
Kadri Çelik = Şüphesiz eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye soracak olursan, hiç tartışmasız, “Allah” diyecekler. De ki, “Bütün güzel övgüler Allah'ındır.” Hayır, onların çoğu bilmezler.
Muhammed Esed = (Çoğu insan) gibi, şayet onlara, "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye sorsan, hiç tereddüt etmeden "Allah'tır!" derler. De ki: "(O halde bilin ki) bütün övgüler yalnız Allah'a mahsustur!" Fakat onların çoğu (bunun ne demek olduğunu) bilmez.
Mustafa İslamoğlu = Eğer onlara kalkıp da sorsan "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye, hiç tereddütsüz "Allah'tır" derler. Sen de "Hamd Allah'a mahsustur" de! Ne var ki onların çoğu bunu dahi kavramaktan acizdirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Andolsun ki onlara, «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye soracak olsan elbette diyeceklerdir ki: «Allah» De ki: «Elhamdülillah.» Hayır. Onların pek çokları bilmezler.
Ömer Öngüt = Andolsun ki onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah!” derler. De ki: “Hamd Allah'a mahsustur. ” Hayır! Onların çoğu bilmezler.
Şaban Piriş = Eğer onlara: -Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, -Allah, derler. De ki: -Hamd Allah içindir. Fakat çokları bilmez.
Sadık Türkmen = Şayet onlara: “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, elbette “Allah!” derler. De ki: “Övgü Allah içindir.” Fakat, onların birçoğu bilmiyor.
Seyyid Kutub = Andolsun ki onlara; «Gökleri ve yeri kim yarattı» diye sorsan «Allah» derler. Hamd Allah'a mahsustur. Hayır onların çoğu bilmiyor.
Suat Yıldırım = Şayet onlara: "Gökleri ve yeri yaratan kimdir?" diye soracak olursan, elbette "Allah’tır" diye cevap vereceklerdir. De ki: "el-Hamdü lillah (ki müşrikler bile O’nu inkâr edememektedirler!) Fakat onların ekserisi bunun anlamını bilmezler (yani o müşrikler bu itiraflarıyla, çelişki içine girdiklerini fark etmezler)."
Süleyman Ateş = Andolsun onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, mutlaka: "Allâh" derler. "Hamd Allah'a lâyıktır" de. Hayır, çokları bilmezler.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun onlara; «Gökleri ve yeri kim yarattı?» diye soracak olsan, hiç tartışmasız; «Allah» diyecekler. De ki; «Hamd Allah'ındır.» Hayır, onların çoğu bilmezler.
Ümit Şimşek = Onlara 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan, 'Allah' diyecekler. Sen 'Hamd Allah'a mahsustur' de. Doğrusu onların çoğu bilmiyor.
Yaşar Nuri Öztürk = Eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan yemin olsun, "Allah" derler. De ki: "Hamt Allah'adır!" Ama onların çokları bilmiyorlar.
İskender Ali Mihr = Ve eğer onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorarsan, mutlaka "Allah" derler. "Hamd Allah’a aittir." de. Hayır, onların çoğu bilmezler.
İlyas Yorulmaz = Onlara sorsan “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye, kesinlikle “Allah” diyecekler. Deki “Bütün övgü Allah’a dır. Ancak, onların çoğu bunları bilmiyorlar. ”