فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَن قَالُوا اقْتُلُوهُ أَوْ حَرِّقُوهُ فَأَنجَاهُ اللَّهُ مِنَ النَّارِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ
Fe mâ kâne cevâbe kavmihî illâ en kâlûktulûhu ev harrıkûhu fe encâhullâhu minen nâr(nâri), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yu’minûn(yu’minûne).
fe | : bunun üzerine, buna rağmen |
mâ kâne | : olmadı |
cevâbe | : cevap |
kavmi-hi | : onun kavmi |
illâ | : den başka |
en kâlûktulû-hu | : "onu öldürün" demek |
ev | : veya |
harrıkû-hu | : onu yakın |
fe | : böylece, bunun üzerine |
encâhullâhu (encâhu allâhu) | : Allah onu kurtardı |
min en nâri | : ateşten |
inne | : muhakkak |
fî | : içinde, de vardır |
zâlike | : bu, işte bu |
le âyâtin | : elbette âyetler |
li kavmin | : bir kavim için |
yu’minûne | : mü’min olurlar |
Diyanet İşleri = (İbrahim’in) kavminin cevabı, “Onu öldürün veya yakın” demekten ibaret oldu. Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kavminin cevâbı, ancak onu öldürün, yahut yakın sözü olmuştu da Allah, onu ateşten kurtarmıştı; şüphe yok ki bunda elbette deliller var inananlara.
Abdullah Parlıyan = İbrahim'in kavminin cevabı şu oldu: “O'nu öldürün veya yakın!” ama Allah, O'nu ateşten korudu. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Adem Uğur = Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: "Onu öldürün yahut yakın!" demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Ahmed Hulusi = (İbrahim'in) toplumunun cevabı şu oldu: "Onu öldürün yahut Onu yakın!" (Fakat) Allâh, Onu ateşten kurtardı. . . Muhakkak ki bu olayda, iman eden toplum için elbette işaretler vardır.
Ahmet Tekin = Allah’ın birliğine, tevhide davetten sonra kavminin İbrâhim’e cevabı, 'Onu öldürün yahut yakın' demelerinden ibaretti. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Bunda iman eden bir kavim için Allah’ın varlığını, birliğini gösteren deliller vardır.
Ahmet Varol = Kavminin cevabı ancak: 'Onu öldürün veya yakın' demeleri oldu. Ancak Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için ibretler vardır.
Ali Bulaç = Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır.
Ali Fikri Yavuz = (Hz. İbrahîm, imana davet edince) kavminin cevabı ancak şu olmuştur: “- Öldürün onu, yahud yakın onu.” (Bunun üzerine kavmi, İbrahîm’i ateşe attığı zaman) Allah da onu ateşten kurtardı. Elbette buna iman edecek bir kavim için şübhe götürmez ibretler var.
Ali Ünal = Halkının İbrahim’e mukabelesi ancak, “O’nu öldürün veya yakın!” diye bağırmak oldu. Ama Allah O’nu, (içine attıkları) ateşten korudu. Muhakkak ki bunda iman edecek bir topluluk için ibretler ve mesajlar vardır.
Bayraktar Bayraklı = İbrâhim'in sözlerine kavminin cevabı sadece, “Onu öldürünüz, yahut yakınız!” demek oldu. Ama Allah, onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, inanan toplum için dersler vardır.
Bekir Sadak = Ibrahim'in sozlerine milletinin cevabi sadece: «Onu oldurun yahut yakin» demek oldu. Ama Allah onu atesten kurtardi. Dogrusu bunda, inanan kimseler icin dersler vardir.
Celal Yıldırım = (İbrâhim Peygamber'in putları kırıp kavmini Hakka' çağrısına) onların cevabı sadece şöyle demeleri oldu : «İbrahim'i ya öldürün, ya da ateşte yakın.» Ama Allah O'nu ateşten (salimen) kurtardı. Bunda elbette dosdoğru inanan bir millet için öğütler, ibretler ve belgeler vardır.
Cemal Külünkoğlu = Kavminin (İbrahim'e) cevabı: “Onu öldürün veya onu (ateşte) yakın!” demekten başka bir şey olmadı. (Kavmi onu ateşe atınca) Allah da onu ateşten kurtardı. İşte bunda inanacak bir toplum için ibretler vardır.
Diyanet İşleri (eski) = İbrahim'in sözlerine milletinin cevabı sadece: 'Onu öldürün yahut yakın' demek oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, inanan kimseler için dersler vardır.
Diyanet Vakfi = Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise: «Onu öldürün yahut yakın!» demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Edip Yüksel = Halkının karşılığı, 'Onu öldürün, yahut yakın,'demelerinden başka bir şey olmadı. Ancak ALLAH onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda dersler vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Onun için ona kavminin cevabı sâde şu oldu: öldürün onu veya yakın dediler, Allah da onu o ateşten kurtardı, elbette bunda iyman edecek bir kavm için şübhesiz âyetler var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onun için kavminin ona cevabı sadece şu oldu: «Öldürün onu veya yakın!» dediler. Allah da onu o ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanacak bir topluluk için ibretler vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise, «Onu öldürün, yahut yakın!» demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır.
Gültekin Onan = Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Tanrı onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ayetler vardır.
Harun Yıldırım = Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: “Onu öldürün ya da yakın.” demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır.
Hasan Basri Çantay = Bundan dolayı kavminin cevâbı: «Öldürün onu, yahud yakın onu» demelerinden başka (bir şey) olmadı. Aliah da onu ateşden kurtardı. Şübhe yok ki bunda îman edecek zümreler için her halde ibretler vardır.
Hayrat Neşriyat = Kavminin (İbrâhîm’e) cevâbı ise: 'Onu öldürün yâhut onu yakın!' demelerinden başka bir şey olmadı. Bunun üzerine Allah onu ateşten kurtardı. Şübhesiz ki bunda, îmân edecek bir kavim için nice ibretler vardır.
İbni Kesir = Bunun üzerine kavminin ona cevabı sadece: Onu öldürün veya yakın, demek oldu. Ama Allah onu ateşten korudu. Doğrusu bunda, inananlar için ayetler vardır.
Kadri Çelik = Bunun üzerine kendi kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca, “Onu öldürün ya da yakın” demek oldu. Böylece Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman etmekte olan bir kavim için ayetler vardır.
Muhammed Esed = İmdi (İbrahim'e gelince,) kavminin o'na tek cevabı şu oldu: "Onu öldürün, veya yakın!" Ama Allah o'nu ateşten korudu. Bakın, bu (kıssa)da inanacak kimseler için dersler vardır!
Mustafa İslamoğlu = Öte yandan (İbrahim'e gelince): Kavminin tek cevabı, "Onu öldürün ya da yakın!" demekten ibaretti; fakat Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz inanan bir toplum için, bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık (İbrahim aleyhisselâm'ın) kavminin cevabı, «O'nu öldürünüz veya O'nu yakınız,» demekten başka olmadı. Fakat Allah O'nu ateşten kurtardı. Şüphe yok ki bunda imân edecekler olan bir kavim için elbette ibretler vardır.
Ömer Öngüt = Kavminin İbrahim'e cevabı sadece: “Onu öldürün, ya da ateşte yakın!” demelerinden ibaret oldu. Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz ki bunda iman eden bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.
Şaban Piriş = İbrahim’in kavminin cevabı: -Onu öldürün veya onu ateşte yakın! demekten başka birşey olmadı. Allah ise onu ateşten kurtardı. İşte bunda inanacak bir toplum için ibretler vardır.
Sadık Türkmen = (İbrahim’e) kavminin cevabı; şöyle demelerinden başka bir şey olmadı: “Onu öldürün veya onu yakın!” Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda gerçeklere inanan bir kavim için ibretler vardır.
Seyyid Kutub = Soydaşlarının İbrahim'e verdikleri cevap sadece «Bu adamı öldürünüz, ya da yakınız» biçiminde oldu. Fakat Allah onu ateşte yanmaktan kurtardı. Hiç kuşkusuz bu olayda mü'minlerin alacakları birçok ders vardır.
Suat Yıldırım = Halkının ona verdikleri cevap: "Öldürün onu!" veya "Ateşe atın!" demekten başka bir şey olmadı. Ateşe attılar ama Allah onu ateşten kurtardı. Elbette bunda iman edecek kimseler için ibretler vardır.
Süleyman Ateş = Kavminin (İbrâhim'e) cevabı, sâdece: "Onu öldürün, yahut yakın!" demeleri oldu. Allâh onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.
Tefhim-ul Kuran = Bunun üzerine kendi kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: «Onu öldürün ya da yakın» demek oldu. Böylece Allah da onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman etmekte olan bir kavim için ayetler vardır.
Ümit Şimşek = Kavminin İbrahim'e verdiği cevap, 'Onu öldürün yahut yakın' demekten ibaret oldu. Allah ise onu ateşten kurtardı. İman eden bir topluluk için, işte bunda ibretler vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Toplumunun İbrahim'e cevabı sadece şunu söylemeleri oldu: "Bunu öldürün, yahut yakın!" Ama Allah onu ateşten kurtardı. İnanan bir toplum için bunda elbette ibretler vardır.
İskender Ali Mihr = Buna rağmen onun kavminin (İbrâhîm (A.S)’a) cevabı: "Onu öldürün veya yakın!" demekten başka bir şey olmadı. Bunun üzerine Allah, onu ateşten kurtardı. Bunda muhakkak ki mü’min kavim için elbette âyetler (ibretler) vardır.
İlyas Yorulmaz = Kavminin İbrahim’e cevabı yalnızca “Onu ya öldürün veya yakın” demeleri olmuştur. Allah da onu ateşten kurtarmıştı. Bunda inanan bir topluluk için ibretler vardır.