أُوْلَئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَى أَبْصَارَهُمْ
Ulâikellezîne leanehumullâhu fe esammehum ve a’mâ ebsârehum.
ulâike | : işte onlar |
ellezîne | : onlar ki |
leane-hum allâhu | : Allah onları (kendilerini) lânetledi |
fe | : böylece, bu sebeple |
esamme-hum | : onların işitme hassalarını sağır yaptı |
ve a’mâ | : ve kör yaptı |
ebsâre-hum | : onların basar (görme) hassalarını |
Diyanet İşleri = İşte bunlar, Allah’ın lânetleyip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle kişilerdir onlar ki Allah, lânet etmiştir onlara, onları sağırlaştırmakta ve gözlerini kör etmektedir.
Abdullah Parlıyan = Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları lanetleyip sağır yapmış ve gözlerini de kör etmiştir.
Adem Uğur = İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Ahmed Hulusi = İşte bunlar, Allâh'ın kendilerine lânet ettiği, kendilerini sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Ahmet Tekin = İşte onlar, Allah’ın kendilerine lânet ettikleridir. Bu sebeple onların (nefslerinin) işitme hassalarını sağır ve görme hassalarını kör yaptı.
Ahmet Varol = İşte onlar Allah'ın kendilerini lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Ali Bulaç = İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.
Ali Fikri Yavuz = Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir.
Ali Ünal = Böyleleri Allah’ın, rahmetinden bütün bütün kovup kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Bayraktar Bayraklı = İşte, Allah böylelerine lanet edip kulaklarını sağır ve gözlerini kör etmiştir.
Bekir Sadak = Iste, Allah'in lanetledigi sagir kildigi ve gozlerini kor ettigi bunlardir.
Celal Yıldırım = İşte Allah'ın lanetlediği, sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.
Cemal Külünkoğlu = Böyleleri, (kötü niyetleri yüzünden) Allah'ın, rahmetinden kovduğu, (hakikatin sesine karşı kulaklarını) sağırlaştırdığı ve (gerçeğe karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir!
Diyanet İşleri (eski) = İşte, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği bunlardır.
Diyanet Vakfi = İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Edip Yüksel = İşte, ALLAH'ın lanetlediği, sağırlaştırıp körleştirdiği kimseler bunlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Öyleler o kimselerdir ki Allah onları la'netlemiş de duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar öyle kimselerdir ki, Allah onları lanetlemiş de duygularını almış ve gözlerini kör etmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Gültekin Onan = İşte bunlar; Tanrı onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.
Harun Yıldırım = İşte böyleleri Allah’ın kendilerini lanetlediği, sağırlaştırdığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Hasan Basri Çantay = Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden tardetmiş de (kulaklarını) sağır, gözlerini kör yapmışdır.
Hayrat Neşriyat = İşte onlar o kimselerdir ki, Allah onlara lâ'net etmiştir. Sonra (bu isyankâr hâllerine binâen) onları sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiştir.
İbni Kesir = Allah'ın kendilerini la'netlemiş, sağırlaştırmış ve gözlerini kör etmiş olduğu kimseler işte bunlardır.
Kadri Çelik = İşte onlar, Allah'ın lanetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Muhammed Esed = Böyleleri, Allah'ın gözden çıkardığı, (hakikatin sesine karşı) sağırlaştırdığı ve (ışığa karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir!
Mustafa İslamoğlu = İşte böyleleri Allah'ın rahmetinden dışladığı, ardından sağırlaştırdığı ve gözlerini körelttiği kimsedirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar o kimselerdir ki, onlara Allah lânet etmiştir, sonra onları sağır kılmıştır ve gözlerini kör etmiştir.
Ömer Öngüt = İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Şaban Piriş = İşte onlar, Allah’ın kendilerine lanet ettiği ve bu sebeple kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Sadık Türkmen = Işte Allah’ın lânetlediği (rahmetinden dışladığı/azarladığı), gerçekleri duymak istemeyen ve gerçekleri görmek istemeyen kimseler bunlardır.
Seyyid Kutub = İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lanetlediği, bu yüzden kendilerini sağır ve gözlerini kör kıldığı kimselerdir.
Suat Yıldırım = İşte bunlar, Allah’ın lânet edip kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Süleyman Ateş = Onlar, Allâh'ın la'netleyip sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Tefhim-ul Kuran = İşte bunlar; Allah onları lanetlemiş, böylece (kulaklarını) sağırlaştırmış ve basiret (göz)lerini de kör etmiştir.
Ümit Şimşek = İşte onlar, Allah'ın lânetlediği ve kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = İşte bunlardır, Allah'ın kendilerine lanet edip kulaklarını sağır, gözlerini de kör ettiği kimseler...
İskender Ali Mihr = İşte onlar, Allah’ın kendilerine lânet ettikleridir. Bu sebeple onların (nefslerinin) işitme hassalarını sağır ve görme hassalarını kör yaptı.
İlyas Yorulmaz = İşte böyleleri, Allah’ın kendilerine lanet edip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kişilerdir.