قَالُوا يَا مُوسَى إِنَّ فِيهَا قَوْمًا جَبَّارِينَ وَإِنَّا لَن نَّدْخُلَهَا حَتَّىَ يَخْرُجُواْ مِنْهَا فَإِن يَخْرُجُواْ مِنْهَا فَإِنَّا دَاخِلُونَ
Kâlû yâ mûsâ inne fîhâ kavmen cebbârîn(cebbârîne), ve innâ len nedhulehâ hattâ yahrucû minhâ, fe in yahrucû minhâ fe innâ dâhılûn(dâhılûne).
kâlû yâ mûsâ | : ey Mûsâ dediler |
inne fî-hâ kavmen | : şüphesiz orada (onun içersinde) bir topluluk, bir kavim var |
cebbârîne | : zorba |
ve innâ | : ve muhakkak ki biz |
len nedhule-hâ | : asla oraya girmeyiz |
hattâ yahrucû | : onlar çıkıncaya kadar |
min-hâ | : ondan, oradan |
fe in yahrucû | : eğer çıkarlarsa |
min-hâ | : oradan |
fe | : o zaman |
innâ | : gerçekten, elbette biz |
dâhılûne | : dahil olanlar, girenler |
Diyanet İşleri = Dediler ki: “Ey Mûsâ! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlarsa yâ Mûsâ demişlerdi, orada zorlu erler var, onlar orada oldukça biz, kesin olarak giremeyiz, ama oradan çıkarlarsa gireriz.
Abdullah Parlıyan = Onlar: “Ey Musa!” dediler. “Unutma ki, o topraklarda zorba bir halk yaşıyor, onlar oradan uzaklaşmadıkça, biz kesinlikle oraya girmeyeceğiz; eğer oradan çıkarlarsa o zaman gireriz.”
Adem Uğur = Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Yâ Musa, muhakkak ki orada zorba bir halk yaşıyor. . . Onlar oradan çıkıncaya kadar biz oraya asla giremeyiz. . . Şayet oradan kendiliklerinden giderlerse, o zaman biz gireriz. "
Ahmet Tekin = Onlar:'Ey Mûsâ, orada zorba, karşı konulamayan bir kavim var. Onlar, bu topraklardan çıkmadıkça, asla biz oraya girmeyeceğiz. Onlar çıktıkları takdirde de, hemen gireriz.' dediler.
Ahmet Varol = Onlar: 'Ey Musa! Orada zorba bir toplum var ve onlar oradan çıkmadıkça biz asla oraya girmeyiz. Eğer onlar oradan çıkarlarsa o zaman biz gireriz' dediler.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Ey Musa, orda zorba bir kavim vardır, onlar çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz.
Ali Fikri Yavuz = İsrâiloğulları: “- Ya Mûsa! O mukaddes yerde zâlimler kavmi var. Onlar, oradan çıkmadıkça asla biz oraya giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, o zaman, biz de gireriz.” dediler.
Ali Ünal = (Ona) şöyle cevap verdiler: “Ey Musa! Orada çok güçlü ve zorba bir kavim var. Bu bakımdan, onlar oradan çıkıncaya kadar biz oraya asla giremeyiz. Ne zaman onlar oradan çıkarsa, işte o zaman biz de oraya gireriz.”
Bayraktar Bayraklı = Onlar şu cevabı verdiler: “Ey Mûsâ! Orada zorba bir halk var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.”
Bekir Sadak = «Ey Musa! Orada zorba bir millet vardir, onlar oradan cikmadikca biz oraya girmeyecegiz, eger cikarlarsa, biz de gireriz» demislerdi.
Celal Yıldırım = Ey Musa ! dediler, doğrusu orada zorba bir millet vardır; onlar oradan çıkmadıkça elbette biz giremiyeceğiz ; eğer oradan çıkarlarsa, o zaman biz gerçekten girebiliriz.
Cemal Külünkoğlu = Onlar: “Ey Musa! Orada zorba bir millet vardır, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyeceğiz, eğer çıkarlarsa, biz de gireriz” demişlerdi.
Diyanet İşleri (eski) = 'Ey Musa! Orada zorba bir millet vardır, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyeceğiz, eğer çıkarlarsa, biz de gireriz' demişlerdi.
Diyanet Vakfi = Onlar şu cevabı verdiler: Yâ Musa! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz.
Edip Yüksel = Dediler ki: 'Musa, orada zorba bir topluluk var. Onlar oradan çıkmadıkça biz asla oraya girmeyiz. Çıkarlarsa gireriz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya Musâ, dediler: Orada bir kavm var hepsi cebbar, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya giremeyiz, şayed çıkarlarsa biz de gireriz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar: «Ey Musa, orada hepsi de zorba bir topluluk var ve onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyiz. Eğer onlar çıkarlarsa biz de gireriz.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar da: «Ey Musa! Orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, şüphesiz biz de gireriz» dediler.
Gültekin Onan = Dediler ki: "Ey Musa, orada zorba bir kavim vardır, onlar çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet oradan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz."
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Ey Musa doğrusu orada zorbalar topluluğu var ve onlar oradan çıkıncaya kadar biz kesinlikle oraya giremeyiz, oradan çıkarlarsa biz hemen girenler oluruz.”
Hasan Basri Çantay = Dediler ki: «Ey Musa, doğrusu orada zorbalar güruhu var. Doğrusu, onlar oradan çıkıncaya kadar biz kat'iyyen giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de muhakkak giricileriz».
Hayrat Neşriyat = (Onlar:) 'Ey Mûsâ! Şübhe yok ki orada zorbalar topluluğu vardır. Bu yüzden doğrusu biz, (onlar) oradan çıkmadıkları müddetçe oraya aslâ girmeyiz! Fakat oradan çıkarlarsa, gerçekten biz de (oraya) girecek kimseleriz' dediler.
İbni Kesir = Demişlerdi ki: Ey Musa; orada gerçekten zorba bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz katiyyen oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz.
Kadri Çelik = “Ey Musa! Orada zorba bir topluluk vardır, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyeceğiz, eğer çıkarlarsa, biz de gireriz” demişlerdi.
Muhammed Esed = Onlar, "Ey Musa!" diye seslendiler, "Unutma ki o topraklarda zorba bir halk yaşıyor, ve onlar uzaklaşmadıkça biz kesinlikle oraya girmeyeceğiz; ama eğer oradan uzaklaşırlarsa o zaman gireriz".
Mustafa İslamoğlu = Onlar, "Ey Musa!" dediler; "Unutma ki orada zorba bir halk var. Onlar oradan uzaklaşmadıkça biz kesinlikle oraya girmeyeceğiz; ama eğer uzaklaşırlarsa işte o zaman gireriz."
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Ya Mûsa! Muhakkak orada cebbârlar olan bir kavim vardır. Ve onlar oradan çıkmadıkça biz oraya elbette girmiyeceğizdir. Fakat onlar oradan çıkarlarsa bizler oraya muhakkak giricileriz.»
Ömer Öngüt = Onlar şöyle dediler: “Ey Musa! Orada çok zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz aslâ girmeyiz. Eğer çıkarlarsa biz de gireriz. ”
Şaban Piriş = -Ey Musa, orada zorba bir kavim var, onlar oradan çıkmadıkça biz oraya giremeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa, biz de gireriz, diye karşılık vermişlerdi.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Ey Musa! O (dediğin) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de gireriz.”
Seyyid Kutub = Dediler ki, «Ya Musa, orada zorba bir kavim var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya kesinlikle girmeyiz. Eğer çıkarlarsa o zaman oraya gireriz.»
Suat Yıldırım = "Ya Mûsâ, dediler, orada zorba ve güçlü bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz asla giremeyiz. Eğer çıkarlarsa, ancak o zaman gireriz."
Süleyman Ateş = Dediler ki: "Ey Mûsâ, orada zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça biz oraya girmeyiz. Eğer çıkarlarsa, o zaman oraya gireriz."
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Ey Musa, orda zorba bir kavim vardır, onlar ordan çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet ordan çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz.»
Ümit Şimşek = 'Ey Musa,' dediler. 'Orada zorba bir topluluk var. Onlar çıkmadan biz oraya girmeyiz. Ne zaman çıkarlarsa biz de o zaman gireriz.'
Yaşar Nuri Öztürk = Şöyle dediler: "Ey Mûsa, orada zorbalardan oluşan bir toplum var. Onlar ordan çıkıncaya kadar biz oraya asla girmeyeceğiz. Eğer çıkarlarsa o zaman gireceğiz."
İskender Ali Mihr = Dediler ki, “Ey Mûsâ! Şüphesiz orada zorba bir kavim var. Muhakkak ki biz, onlar oradan çıkıncaya kadar asla oraya girmeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, o zaman elbette biz oraya gireriz.”
İlyas Yorulmaz = Dediler ki “Ey Musa! O girmemizi emrettiğin yerde, çok güçlü ve savaşçı bir toplum var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya girmeyeceğiz. Eğer onlar oradan çıkarsa, o zaman bizde oraya gireriz. ”