فَكَيْفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Fe keyfe kâne azâbî ve nuzur(nuzuri).
fe | : öyleyse |
keyfe kâne | : nasıl oldu |
azâbî | : benim azabım |
ve nuzuri | : ve inzarım, uyarılarım |
Diyanet İşleri = Azabım ve uyarılarım nasılmış, (gördüler)!
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken nasıldı azâbım benim ve korkutuşlarım?
Abdullah Parlıyan = Benim azabım ve uyarılarım nasılmış bir görün bakalım.
Adem Uğur = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Ahmed Hulusi = Benim azabım ve uyarmalarım bak nasıl oldu!
Ahmet Tekin = Benim azâbım, sorumluluk, hesap ve ceza konusundaki uyarılarım nasılmış, gördüler.
Ahmet Varol = (Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Ali Bulaç = Şu halde Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Ali Fikri Yavuz = İşte (bak, Ey Rasûlüm), nasıl oldu azabım ve tehdidlerim!...
Ali Ünal = Görün nasılmış Benim cezalandırmam ve nasıl gerçekleşirmiş tehditlerim!
Bayraktar Bayraklı = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım?
Bekir Sadak = Benim azabim ve uyarmam nasilmis?
Celal Yıldırım = (20-21) İnsanları bulundukları yerden söküp atıyordu da her biri sanki kökünden devrilen birer hurma kütüğüne benziyordu. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış (bir görün) ?.
Cemal Külünkoğlu = Azabım ve uyarılarım(ın akıbeti) nasılmış (anladılar)!
Diyanet İşleri (eski) = Benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Diyanet Vakfi = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
Edip Yüksel = Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
Elmalılı Hamdi Yazır = Bak nasılmış azâbım ve inzarlarım?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bak nasılmış azabım ve uyarılarım?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nasılmış benim azabım ve uyarım?
Gültekin Onan = Şu halde benim azabım ve uyarmam nasılmış?
Harun Yıldırım = Şu halde benim azabım ve uyarıpkorkutmam nasılmış?
Hasan Basri Çantay = İşte benim azabım ve (bundan evvel) tehdîdlerim nice imiş(düşünün).
Hayrat Neşriyat = Artık (bak,) benim azâbım ve korkutmalarım nasılmış?
İbni Kesir = İşte Benim azabım ve tehditlerim nasılmış?
Kadri Çelik = O halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış, ha?
Muhammed Esed = Zaten uyarılarım gözardı edildiğinde verdiğim azap ne şiddetlidir!
Mustafa İslamoğlu = Fakat uyarımın (dinlenilmemesi) halinde azabım nasıl olurmuş, (gördüler).
Ömer Nasuhi Bilmen = (21-22) O halde nâsıl olmuş oldu azabım ve tehditlerim? Ve kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen var mı?
Ömer Öngüt = Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Şaban Piriş = -Azabım ve uyarılarım nasılmış?
Sadık Türkmen = Azabım ve uyarılarım nasılmış?!
Seyyid Kutub = Peki benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Suat Yıldırım = Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim, görsünler bakalım!
Süleyman Ateş = Benim azâbım ve uyarılarım nasıl oldu?
Tefhim-ul Kuran = Şu halde benim azabım ve uyarıp korkutmam nasılmış?
Ümit Şimşek = Nasıl oluyormuş uyarılarım ve azabım?
Yaşar Nuri Öztürk = Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!
İskender Ali Mihr = Öyleyse inzarım (uyarılarım) ve azabım nasıl oldu?
İlyas Yorulmaz = Sonra benim azabım ve uyarılarım nasılmış (görsünler).