فَفَرَرْتُ مِنكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكْمًا وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُرْسَلِينَ
Fe ferartu minkum lemmâ hıftukum fe vehebe lî rabbî hukmen ve cealenî minel murselîn(murselîne).
fe ferartu | : o zaman kaçtım |
min-kum | : sizden |
lemmâ | : olduğu zaman, olduğundan dolayı |
hıftu-kum | : sizden korktum |
fe | : sonra, fakat |
vehebe lî | : bana bağışladı |
rabbî | : Rabbim |
hukmen | : hüküm, hikmet |
ve ceale-nî | : ve beni kıldı |
min el murselîne | : gönderilenlerden, resûllerden |
Diyanet İşleri = “Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Korktuğumdan da hemen kaçtım sizden, derken Rabbim bana peygamberlik verdi ve beni, peygamberler zümresine aldı.
Abdullah Parlıyan = Sizden korkunca da, aranızdan hemen kaçtım, ama daha sonra bana Rabbim, doğruyla eğri arasında hüküm verebilme yeteneği bahşetti ve beni peygamberlerinden biri yaptı.
Adem Uğur = Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı.
Ahmed Hulusi = "Bu yüzden de sizden korkumdan firar ettim. . . Rabbim de bana bir hüküm hibe etti ve beni Rasûllerden kıldı. "
Ahmet Tekin = 'Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Rabbim bana hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat bahşetti. Beni özgürce sorumluluklarımı yerine getirmek üzere peygamberlikle görevlendirilenler arasına dahil etti.'
Ahmet Varol = Sizden korkunca da aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet verdi ve beni peygamberlerden kıldı.
Ali Bulaç = "Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."
Ali Fikri Yavuz = Sizden korkunca da içinizden hemen kaçtım. Nihayet rabbim bana peygamberlik ihsan etti ve beni peygamberlerden (sana gönderilen biri) yaptı.
Ali Ünal = “Sonra da, sizinle beraber bulunmaktan çekinip kaçtım. Neticede Rabbim bana her konuda doğru hüküm verme, doğru ile yanlışı ayırabilme kabiliyeti bahşetti ve beni elçilerinden kıldı.
Bayraktar Bayraklı = (20-22) Mûsâ, “O işi, daha ne yaptığımı bilmez biriyken işledim. Bu yüzden sizden korkup kaçtım; sonra, Rabbim bana ilim ve hikmet verip beni peygamberlerden kıldı. Başıma kaktığın bu nimet, İsrâiloğulları'nı kendine köle yapmandan dolayıdır” dedi.
Bekir Sadak = (20-22) Musa: «O isi kasden yaptimsa sapiklardan biri sayilirim. Bu yuzden sizden korkunca aranizdan kactim. Sonra, Rabbim bana hikmet verip, beni peygamber yapti. Basima kaktigin bu nimet, Israilogullarini kendine kole ettiginden oturudur» dedi.
Celal Yıldırım = «Sizden korktuğum zaman da aranızdan kaçtım, derken Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberlerden eyledi.
Cemal Külünkoğlu = (20-22) (Musa) dedi ki: “Ben onu, o vakit kendimi kaybetmiş bir hâlde (bir yumruk vurmakla adamın ölebileceğini bilemeden) yaptım. Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden biri yaptı. Başıma kaktığın o iyilik, İsrailoğullarını kendine köle yaptığın içindi.”
Diyanet İşleri (eski) = (20-22) Musa: 'O işi kasden yaptımsa sapıklardan biri sayılırım. Bu yüzden sizden korkunca aranızdan kaçtım. Sonra, Rabbim bana hikmet verip, beni peygamber yaptı. Başıma kaktığın bu nimet, İsrailoğullarını kendine köle ettiğinden ötürüdür' dedi.
Diyanet Vakfi = Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı.
Edip Yüksel = 'Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Rabbim bana bilgelik verip beni elçilikle görevlendirdi.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Onun üzerine vaktâki sizden korktum, içinizden kaçtım, derken rabbım bana huküm ihsan buyurdu ve beni mürselinden kıldı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sizden korkunca da aranızdan kaçtım; derken Rabbim bana hüküm lütfetti ve beni peygamberlerden kıldı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı.»
Gültekin Onan = "Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."
Harun Yıldırım = Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı.
Hasan Basri Çantay = «Sizden korkunca da hemen içinizden (bırakıb) kaçdım. Nihayet Rabbim bana bir hüküm verdi ve beni peygamberlerden yapdı».
Hayrat Neşriyat = 'Sizden korkunca hemen içinizden kaçtım; sonra Rabbim bana hikmet verdi ve beni peygamberlerden kıldı.'
İbni Kesir = Bu yüzden sizden korktuğum için kaçtım. Sonra Rabbım bana hüküm ihsan etti ve beni peygamberlerden kıldı.
Kadri Çelik = “Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm verdi ve beni peygamberlerden kıldı.”
Muhammed Esed = "ve sizin yanınızdan kaçtım, çünkü sizden korkuyordum. Ama daha sonra bana Rabbim (doğruyla eğri arasında) hüküm verebilme yeteneği bahşetti; ve beni elçiler(in)den biri yaptı.
Mustafa İslamoğlu = ardından da, sizden korktuğum için yanınızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana doğru düşünme yeteneği bahşetti ve beni elçiler arasına kattı.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Vaktâ ki sizden korktum, sizden firar ettim, imdi Rabbim bana hüküm verdi ve beni peygamberlerden kıldı.»
Ömer Öngüt = “Sizden korktuğum için de kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet verip, beni peygamber yaptı. ”
Şaban Piriş = Sizden koktuğum için de kaçtım. Sonra Rabbim bana gerçeği kavrama yetisi verdi ve beni bir elçi olarak görevlendirdi.
Sadık Türkmen = Sizden korkunca hemen aranızdan kaçtım. Sonra, Rabbim bana lütfetti, hükmetme gücü verdi ve beni elçilerden kıldı.
Seyyid Kutub = Bu yüzden sizden korkunca yanınızdan kaçtım. Sonra Rabb'im bana hikmet bağışlayarak beni peygamberlerinden biri yaptı.
Suat Yıldırım = "Sizden korktuğum için de kaçmıştım. Ama Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberler arasına dahil etti."
Süleyman Ateş = "Sizden korkunca aranızdan kaçtım, sonra Rabbim bana hükümdarlık verdi ve beni elçilerden yaptı"
Tefhim-ul Kuran = «Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni peygamberlerden kıldı.»
Ümit Şimşek = 'Sonra da sizden korkup kaçtım. Fakat Rabbim bana hüküm verdi ve beni peygamber yaptı.
Yaşar Nuri Öztürk = "Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana hükmetme gücü bağışladı ve beni peygamberlerden biri yaptı."
İskender Ali Mihr = O zaman sizden korktuğumdan dolayı kaçtım. Fakat Rabbim, bana hikmet bağışladı. Ve beni, mürselinlerden (gönderilen elçilerden) kıldı.
İlyas Yorulmaz = “Sonra korkuya kapılarak sizden kaçtım. Ancak Rabbim bana insanlara hükmetmeyi bağışladı ve beni elçilerden birisi yaptı. ”