رَبَّنَا إِنَّكَ مَن تُدْخِلِ النَّارَ فَقَدْ أَخْزَيْتَهُ وَمَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ أَنصَارٍ
Rabbenâ inneke men tudhılin nâre fe kad ahzeyteh(ahzeytehu), ve mâ liz zâlimîne min ensâr(ensârin).
rabbe-nâ | : Rabbimiz |
inne-ke | : muhakkak ki sen |
men | : kim, kimi |
tudhıli en nâre | : ateşe sokarsan |
fe kad ahzeyte-hu | : artık onu hakir ve rezil etmişsindir |
ve mâ li ez zâlimîne | : ve zalimler için yoktur |
min ensârin | : yardım edenlerden bir yardımcı |
Diyanet İşleri = “Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbimiz, gerçekten de sen kimi ateşe atarsan şüphe yok ki onu hor hakir bir hale sokarsın ve zâlimlere hiçbir yardımcı yoktur.
Abdullah Parlıyan = Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen kimi cehennem ateşine koyarsan, elbette onu rezil ve rüsvay edersin. Zalimler için hiçbir yardımcı da bulunmaz.
Adem Uğur = Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Ahmed Hulusi = "Rabbimiz, sen kimi ateşe atarsan onu muhakkak aşağılamış olursun. Nefsine zulmedenlere hiçbir yardımcı (kurtarıcı) olmaz!"
Ahmet Tekin = 'Ey Rabbimiz, sen kimi cehenneme koyarsan, onu rezil rüsvay etmişsindir, isyan ve inkârda ısrar eden zâlimlerin yardım edeni de bulunmaz' diyenlerdir.
Ahmet Varol = 'Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan onu perişan etmiş olursun. Zalimlerin yardımcıları da yoktur.'
Ali Bulaç = "Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."
Ali Fikri Yavuz = Ey Rabbimiz, gerçekten sen kimi ateşe sokarsan, şüphesiz onu hor ve perişan edersin. Orada zâlimlerin azâbını kaldıracak hiç bir yardımcıları da yoktur.
Ali Ünal = “Rabbimiz, Sen kimi Ateş’e koyarsan, hiç şüphesiz onu rüsvay etmişsindir. (Göklerdeki ve yerdeki âyetleri görmeyerek veya onları bile bile görmezden gelerek itikadda şirke, düşüncede dalâlete ve davranışta yanlışlara dalan) zalimler için, (onları Ateş’e girmekten koruyacak) hiçbir yardımcı yoktur.
Bayraktar Bayraklı = “Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvâ etmişsindir. Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.”
Bekir Sadak = «ORabbimiz! Sen atese kimi sokarsan, onu suphesiz rezil etmis olursun, zulmedenlerin hic yardimcilari yoktur".
Celal Yıldırım = Rabbimiz! Şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, elbette onu rezîl ve rüsvay edersin. Zâlimler için yardımcılar da yoktur.
Cemal Külünkoğlu = “Rabbimiz! Şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, elbette onu alçaltmış olursun. Zalimlerin yardımcıları yoktur.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur'.
Diyanet Vakfi = Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Edip Yüksel = 'Rabbimiz, sen kimi ateşe sokarsan elbette onu rezil etmişsindir. Zalimlere yardım eden olmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Rabbena: çünkü sen kimi o ateşe sokarsan onu muhakkak rüsva ve perişan etmişindir, zalimlerin de yardımcıları yoktur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey Rabbimiz, şüphesiz sen, kimi o ateşe sokarsan onu kesinlikle rezil ve perişan etmişsindir. Zalimlerin yardımcıları yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur».
Gültekin Onan = "Rabbimiz, şüphesiz sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur."
Harun Yıldırım = “Rabbimiz, doğrusu sen kimi ateşe atarsan onu muhakkak hakir etmişsindir, elbette zalimlerin yardımcıları da yoktur.”
Hasan Basri Çantay = «Ey Rabbimiz, hakıykat Sen kimi o ateşe sokarsan şübhesiz onu hor ve hakîr edersin. (Orada) zaalimlerin hiç bir yardımcıları da yokdur».
Hayrat Neşriyat = Rabbimiz! Şübhesiz ki sen kimi ateşe koyarsan bu sebeble onu gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur.'
İbni Kesir = Rabbımız; Sen, kimi ateşe sokarsan; şüphesiz onu perişan edersin. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Kadri Çelik = “Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rüsva etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur.”
Muhammed Esed = "Ey Rabbimiz! Kimi ateşe mahkum edersen, kuşkusuz, onu (bu dünyada) alçaltmış olursun: Ve bu zalimler, hiçbir yardımcı da bulamazlar."
Mustafa İslamoğlu = "Rabbimiz! Sen kimi ateşe mahkum edersen, kesinlikle onu rezil etmiş olursun; ve o zalimler yardımcı da bulamazlar!"
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ey Rabbimiz! Sen kimi o ateşe sokarsan şüphesiz onu hakîr ve zelil edersin. Ve zalimler için yardımcılar da yoktur.»
Ömer Öngüt = “Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, onu rezil etmiş, rüsvay etmiş olursun. Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur. ”
Şaban Piriş = Rabbimiz şüphesiz sen kimi ateşe atarsan, onu perişan edersin, zalimlerin yardımcıları da yoktur.
Sadık Türkmen = “rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur”.
Seyyid Kutub = Ey Rabbimiz, sen birini Cehennem'e atınca onu perişan edersin. Zalimlerin hiçbir yardım edeni yoktur.
Suat Yıldırım = "Ey Yüce Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, muhakkak onu rezil edersin. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!"
Süleyman Ateş = "Rabbimiz, sen birini ateşe soktun mu, onu perişan etmişsindir. zâlimlerin yardımcıları yoktur."
Tefhim-ul Kuran = «Rabbimiz, şüphesiz Sen kimi ateşe sokarsan, artık onu 'hor ve aşağılık' kılmışsındır; zulmedenlerin yardımcıları yoktur.»
Ümit Şimşek = 'Rabbimiz! Sen kimi ateşe sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin ise hiçbir yardımcısı olmaz.
Yaşar Nuri Öztürk = "Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır."
İskender Ali Mihr = Ey Rabbimiz! Muhakkak ki Sen, kimi ateşe sokarsan artık onu hakir ve rezil etmişsindir. Zalimler için bir yardımcı yoktur.
İlyas Yorulmaz = “Ey Rabbimiz! Sen kimi ateşe atarsan onu alçaltmışsındır ve zalimler için yardımcı yoktur. ”