Önceki Ayet Sonraki Ayet  
68. Sûre Kalem/19

 فَطَافَ عَلَيْهَا طَائِفٌ مِّن رَّبِّكَ وَهُمْ نَائِمُونَ

  Fe tâfe aleyhâ tâifun min rabbike ve hum nâimûn(nâimûne).

Kelime Karşılaştırma
fe : fakat
tâfe : dolaştı
aleyhâ : onun üzerinde
tâifun : tayfun, kasırga, afet
min rabbi-ke : rabbinizden, rabbiniz tarafından
ve hum nâimûne : ve onlar uyuyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Nihayet onlar uykuda iken Rabbinden bir afet (ateş) bahçeyi sardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Halbuki bahçenin üstünde, Rabbinden gelen bir felâket dolaşmadaydı ki onlar uyuyorlardı.

 Abdullah Parlıyan = Onlar daha uykuda iken Rabbinden gelen bir felaket bahçeyi kapladı ve sardı.

 Adem Uğur = Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,

 Ahmed Hulusi = Onlar uyurlarken, Rabbinden bir sarıcı o bahçeyi sardı!

 Ahmet Tekin = Onlar uykuda iken, Rablerinden gelen bir âfet ülkeyi sardı.

 Ahmet Varol = Ancak onlar uyurlarken Rabbinden (gönderilen) bir salgın onun üzerini sardı,

 Ali Bulaç = Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

 Ali Fikri Yavuz = Bir de onlar uyurlarken, o bahçe üzerine Rabbinden bir belâ indi de,

 Ali Ünal = Ama onlar uyurken Rabbi’nden gelen bir âfet bahçeyi kaplayıverdi.

 Bayraktar Bayraklı = Onlar uykudayken Rabbinin katından bir felâket, bostanlarını sardı.

 Bekir Sadak = (19-20) Ama onlar daha uykudayken Rabbinin katindan gonderilen bir salgin o bahceyi sarivermisti de bahce kapkara kesilmisti.

 Celal Yıldırım = Kendileri henüz uykuda iken Rabbin tarafından dolaşan bir belâ, bahçeyi sarıverdi.

 Cemal Külünkoğlu = (19-20) Ancak onlar uyurken Rabbin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de, (bahçe) kökünden kuruyup kapkara kesilmişti.

 Diyanet İşleri (eski) = (19-20) Ama onlar daha uykudayken Rabbinin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de bahçe kapkara kesilmişti.

 Diyanet Vakfi = (19-20) Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de, bahçe kapkara kesildi.

 Edip Yüksel = Onlar uykudayken Rabbin tarafından gönderilen bir ziyaretçi (fırtına) bahçelerini ziyaret etti.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Derken ona rabbından bir dolaşan dolaşıvermişti onlar uyuyorlardı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir belâ onu sardı da,

 Gültekin Onan = Fakat onlar, uyuyorlarken, rabbin tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

 Harun Yıldırım = Fakat onlar uyurlarken, Rabbin tarafından kuşatan onu kuşatıverdi.

 Hasan Basri Çantay = Halbuki onlar uyurlarken hemen Rabbinden (gönderilen) dolaşıcı bir belâ onu sardı da.

 Hayrat Neşriyat = Fakat onlar, (henüz) uykuda olan kimseler iken, Rabbinden bir dolaşıcı (ateş, geceleyin) orayı (o bahçeyi) sarıverdi.

 İbni Kesir = Ama onlar, daha uykuda iken; Rabbının katından gönderilen bir salgın onu sardı da,

 Kadri Çelik = Derken, onlar uyuyorlarken Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

 Muhammed Esed = bunun üzerine, onlar uykudayken Rabbinden (gelen) bir salgın o (bahçeyi) sarmıştı,

 Mustafa İslamoğlu = Ve onlar uykudayken Rabbinden gelen bir (bela) o (bahçeyi) bir bir yokladı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (18-19) Bir istisnada da bulunmuyorlardı. Derken onlar uykuda iken o bostanın üzerine Rabbin tarafından bir azap (beliyye) dolaşıverdi.

 Ömer Öngüt = Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından gönderilen kuşatıcı bir âfet bahçeyi sarıverdi.

 Şaban Piriş = Onlar uyurken, Rabbin tarafından bir felaket bahçeyi sarıverdi.

 Sadık Türkmen = Orayı rabbinden gelen doğal bir afet/tayfun sardı. Onlar uyuyorlarken!

 Seyyid Kutub = Ancak onlar uyurken Rabbin katından gönderilen bir salgın o bahçeyi sarıvermişti de.

 Suat Yıldırım = (19-20) Fakat onlar henüz uykuda iken, Rabbin tarafından gönderilen bir afet bahçeyi kapladı. Bahçe sabahleyin siyah kül haline geliverdi.

 Süleyman Ateş = Fakat onlar uyurlarken hemen (gönderilen) dolaşıcı bir belâ, onu sardı da,

 Tefhim-ul Kuran = Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp gelen bir bela onun üstünü sarıp kuşatıverdi.

 Ümit Şimşek = Onlar uyurken Rabbin tarafından bir âfet orayı kuşatıverdi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ama onlar uyumaktayken, Rabbinden gelen bir dolaşıcı bahçeyi dolaştı da,

 İskender Ali Mihr = Fakat onlar uyuyorken, Rabbin tarafından gönderilen bir afet onun (bostan mahsullerinin) üzerinde dolaştı.

 İlyas Yorulmaz = Onlar yataklarında uyurlarken Rabbin tarafından bir gurup, toplayacakları ürünleri dolaştılar.